Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne 17 Nisan’da başlattığı saldırılarda kimyasal silah kullanımı sonucu 8 ayda en az 44 HPG’li hayatını kaybetti. Uluslararası kurumlar ise çağrılara rağmen sessiz
Ekim ayında PKK’nin askeri kanadı HPG tarafından kimyasala maruz kalan HPG’lilerin görüntüleri paylaşılarak Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nde 17 Nisan’dan beri süren operasyonlarında bazı alanlarda kimyasal silah kullandığı kamuoyuyla paylaşıldı. Bütün başvurulara rağmen Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) sessizliğini korurken, kimyasal kullanıldığına dair açıklamalar da gelmeye devam ediyor.
Son olarak Savunma Bakanı Hulisi Akar Meclis’te kendisine yöneltilen kimyasal silah sorularına “Envanterimizde yok. Sadece göz yaşartıcı gaz kullanıyoruz” yanıtları verdi. Akar, kimyasal için heyet gönderdiklerini ve bir bulgu bulmadıklarını da iddia etti ancak heyetin kimlerden oluştuğu belirsiz. Meclis’teki HDP’li vekiller heyetin bağımsız olmadığını ifade ediyor.
Tüm bu tartışmaların gölgesinde Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise katıldığı bir televizyon programında paylaşılan görüntüleri incelediğini ve kimyasal silah kullanıldığının ön tanısını koydu.
Fincancı bu ifadelerinden sonra gözaltına alınıp tutuklandı.
Kimyasal tartışmaları sürerken Mezopotamya Ajansı (MA) 8 aylık süreçte, kimyasal silah kullanımına dair incelemeler, raporlar, açığa çıkan belgelerin yanı sıra yapılan başvuru ve açıklamaları derledi.
8 ayda onlarca kimyasal silah kullanımı
17 Nisan’da başlayan saldırılar 8 ayını geride bırakırken, Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yer alan Halk Savunma Merkezi’nin (HSM) açıkladığı bilançoya göre, 2 bin 744 asker ve korucu hayatını kaybetti, 11 helikopter düşürüldü. Türkiye’nin 8 aylık süreçte 3 bin 152 kez yasaklanmış silah kullandığı kaydedildi. ANF’de yer alan bilgilere göre, 5 Kasım’da 11, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında 17 ve farklı tarihlerde ise 27 HPG ve YJA-Star’lı kimyasal silah ve yasaklı patlayıcı kullanımı sonucunda hayatını kaybetti.
Birçok eylem yapıldı
Saldırının ilk aylarında kimyasal silah sonucunda Behdînan bölgesinde 548 kişi kimyasal silahtan etkilendiği şikayetiyle Duhok ve çevresindeki hastanelere başvurdu. Hastanelerdeki kayıtları açıklamayan KDP ise, ayrıca sivil toplum örgütlerinin ve gazetecilerin bölgeye gidişini engelleyerek kimyasal silah kullanımını gizlemeye çalıştı.
Saldırılara karşı Kürtler ve dostları, Birleşmiş Milletler (BM) önünde 27 Nisan’da ve 26 Ekim’de oturma eylemi gerçekleştirdi. Aynı gün Barış Anneleri Meclisi öncülüğünde, Şirnex’in Silopya ilçesinde bir araya gelen binlerce kişi, Habur Sınır Kapısı’na doğru yürüyüş düzenledi. Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), Belçika Demokratik Kürt Toplum Konseyi (NAV-BEL) ve Kürdistan Demokratik Toplum Konseyi’nin ( DEM-NED) Mayıs ayı başında aldığı karar doğrultusunda, 30 Haziran’a kadar her Salı ve Perşembe günü Hollanda’nın Den Haag şehrinde bulunan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) önünde eylem gerçekleştirildi.
Yine kimyasala karşı Türkiye ve Kurdistan cezaevlerinde onlarca tutuklu 3’er günlük açlık grevlerine girdi.
11 HPG’li hayatını kaybetti
18 Ekim’de Türkiye’nin kimyasal silah saldırısının 2 HPG’linin üzerindeki etkilerine ilişkin görüntü yayınlandı. Ekim ayı itibariyle son 6 ayda 2 bin 476 yasaklı ve kimyasal silahların kullanıldığının hatırlatıldığı haber ve görüntüde, kimyasal silaha maruz kalan 2 HPG’linin nasıl etkilendiği gözler önüne serildi ve kimyasal silaha maruz kalan HPG’lilerin yaşadıklarına tanıklık edenlerin ifadelerine yer verildi.
HPG, 27 Aralık’ta yaptığı ve ANF’de yer alan açıklamasında da 11 HPG ve YJA-Star’lının hayatını kaybettiği kimyasal silah saldırısının da görüntülerle belgelendiğini, ancak görüntülerin kamuoyu ile paylaşmayı şuan için uygun görmediklerini ve inceleme yapacak ilgili kurumlara verebileceklerini duyurdu.
Uluslararası kurumlara çağrı
Federe Kurdistan Bölgesi’ndeki sivil toplum örgütleri ve Kürtler, kimyasal silah saldırısı sonucu yaşamını yitiren HPG’lilerin cenazeleri ve olay yerinden birçok belge ve bulguyu rapor haline getirdi. Tamamlanan rapor, 28 uluslararası sivil toplum örgütü ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinin de yer aldığı birçok uluslararası kuruma gönderildi.
20-27 Eylül tarihlerinde Federe Kurdistan Bölgesi’nde incelemeler yapan Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler (IPPNW), kimyasal silah saldırılarına ilişkin rapor hazırladı. 12 Ekim’de yayınlanan raporda, “Kimyasal Silahlar Sözleşmesinin ihlallerine ilişkin bazı dolaylı kanıtlar bulunduğu” kaydedildi. IPPNW, ayrıca kimyasal silah kullanımına dair bulguların incelenmesi için OPCW ve BM’ye çağrı yaptı.
Partilerden BM’ye mektup
Yapılan açıklamalar ve paylaşılan görüntülerin ardından Kürdistan Topluluklar Birliği (Koma Civakên Kurdistan-KCK) ve HPG ile birlikte aydın, yazar, milletvekili, gazeteci, üniversite öğretim üyesinin de bulunduğu 153 isim, 44 Iraklı ile 65 kadın aktivist, Türkiye’nin kimyasal silah kullanımının araştırılması için BM Silahsızlanma İşleri Ofisi ve OPCW Yürütme Komitesi’ne gönderdiği mektupla çağrıda bulundu.
Belçika eski devlet bakanı ve hukukçu Dr. Johan Vande Lanotte başkanlığındaki Van Steenbrugge Advocaten Hukuk Bürosu, kimyasal silah kullandığına dair raporlar üzerine Kurdistan’da Kimyasal Silah Kullanımına Karşı Koalisyon adına BM Genel Sekreterliğine çağrı mektubu ile başvuruda bulundu. Yapılan başvuruda BM Genel Sekreterliği’nden üye devletlerden oluşacak bir Hakikat Araştırma Komisyonu ile iddiaların ortadan kaldırılması istendi.
Almanya Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Gökay Akbulut da kimyasal silah kullanımına dair 22 Ekim’de OPCW’ye başvurdu.
Akar’dan itiraf
Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına dair Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin farklı tarihlerde verdiği soru önergeleri, “Sorulamayacak konular” denilerek iade edildi. Bütçe görüşmelerinde de temel gündem olan kimyasal silah kullanımı, Savunma Bakanı Hulusi Akar’a soruldu. Akar’dan bütçe görüşmeleri sırasında kimi açıklamalar geldi. HDP milletvekillerinin Savunma Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde kimyasal silah saldırıları sorması üzerine, “envarterimizde yok” diyen Akar, “göz yaşartıcı gaz” kullanıldığını ise açıkça kabul etti. Akar, kimyasal silah kullanımının araştırılmasına dair, “Kendi kendimiz kontrol etme, kendi kendimizi değerlendirme kapasitesine sahibiz, dışarıdan kimseyi kabul etmeyiz” dedi. Ancak Akar aynı konuşmanın devamında, 24 Kasım’da bir heyet tarafından kimyasal silah kullanımına dair incelemenin yapıldığını ileri sürerek, “Heyet teşkil ettik, heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı, bunların hepsini derlediler, topladılar, getirdiler, burada Sağlık Bakanlığı’na laboratuvara verdiler, bunların hiçbirinde kimyasal olmadığı raporu şu anda elimizde” iddiasında bulundu.
HSM Karargah Komutanlığı, Akar’ın bu açıklamalarını yalanlayarak, 9 Aralık’ta da Federe Kurdistan Bölgesi’nin Amediye ilçesinin Şêladizê Nahiyesi’ne bağlı Sîda Köyü yakınındaki kimyasal silah kullanıldığını belirtti.
HABER MERKEZİ