Beslenerek yaşamımızı sürdürmek için kullandığımız ürünler topraktan aldıkları besinlerden oluşur. Topraktan alınan besinler yerine yeniden konulmazsa bitki bir önceki yılın performansını göstermez; ürün verimi düşer, insan yaşamı zorlaşır. Bunun için bitkinin topraktan aldığını, eksiksiz toprağa kazandırmak gerekir.
Toprağın beslenmesi
Bitkilerin topraklardan aldıkları genel olarak tarlaya-bahçeye saçılan gübreler ile tekrardan kazandırılır. Kullanılan gübreler ise toprağı ve bitkiyi besleyen, ekolojiyi onaranlar ile toprağın yapısını ve ekolojiyi bozanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Birinci bölümdeki gübreler doğal gübreler olarak adlandırılır. Doğal gübreler; çiftlik gübresi, yeşil gübre, kompost ile münavebede kullanılan baklagillerdir. İkincisi kimyasal gübrelerdir.
Kimyasal gübreler
Doğal mı, yoksa kimyasal gübre mi kullanılacağını tarım politikaları belirler. Eğer endüstriyel tarım modeliyle üretim politikası tercih edilirse kimyasal gübre kullanımı zorunlu olur. Çünkü endüstriyel tarım, hibrit tohumu, hibrit tohum da çok fazla kimyasal gübre kullanımını gerekli kılar. Fakat kimyasal gübreler toprağın yapısını bozar. Aynı zamanda kimyasal gübre kullanılan topraklarda yetişen bitkilerin hastalık ve haşerelere karşı direnci düşük olur. Bu sebepten hastalığın tedavisi ve haşerelerin bertarafı için kimyasal ilaç kullanmak gerekir. Yoksa verim ya olmaz, ya da olursa çok düşük olur. Ayrıca kimyasal gübre toprağın su tutma kapasitesini düşürür. Ancak bitki, kimyasal gübreyi alabilmesi için çok su kullanımına ihtiyaç duyar. Yani kimyasal gübre püsküllü bela. Bir başka sorun daha var ki, o da önemli: endüstriyel tarım sürecinde kullanılan kimyasal gübre, ilaç ve hibrit tohum şirketlerden para karşılığında satın alınır. Bunların fiyatı yükseldikçe üretici ile tüketicinin cüzdanı zarar görür.
Doğal gübreler
Doğal gübrelerle beslenen topraklar sağlıklı olur. Bu topraklarda yetişen bitkiler de güçlü, hastalıklara dayanıklı, böceklere karşı dirençli olur. Ayrıca doğal gübre ile beslenen bitkilerin ürünleri besin bakımından daha zengindir. Doğal gübre saçılan topraklar, suyu daha iyi tutar, daima nemli olur. Bitkiler bu tür topraklarda ihtiyaç duydukları suyu daima bulabilir. Bunun için kimyasal değil, doğal gübre kullanmak iyidir.
Ayrıca kimyasal gübrenin zararı yalnızca ekolojiye, ürünlerin besin bakımından yoksulluğuna, toprağın yapısının bozulmasına olmaz; keseye de zararı var demiştik. TUİK’e göre kimyasal gübrenin geçen yıldan bu yıla artış oranı yüzde 62. Oysa üre gübresinin bir yılda tonu bin 800 TL’den 6 bin TL’ye yükseldi. DAP gübresinin tonu 2 bin 400 TL’den 6 bin 800 TL’ye çıktı.
Peki, kimyasal gübre fiyatları niye yüksek?
Gübre fiyatlarının yükselmesinde devletin içine düştüğü ekonomik krizin payı var. Ekonomik kriz nedeniyle memleket parası değer kaybediyor, döviz yükseliyor. Kimyasal gübre hammaddesinin ise yüzde 90’ından fazlası dışarıdan satın alınıyor, yani dövize bağlı. Memleket parası değer kaybettikçe gübre fiyatı yükseliyor. Ayrıca kamuya ait gübre fabrikalarının özelleştirilmesi
– kimyasal gübre piyasasını regüle edecek bir gübre fabrikasının kalmaması- fiyatların yükselmesinin bir başka nedeni. Oysa özelleştirmeler döneminde uzmanlar mevcut gübre fabrikalarında yapılacak birkaç teknik değişiklikle bu fabrikalarda doğal gübre üretebileceğini söylüyorlardı. Yapılmadı, “inadına” özelleştirildi. Doğal gübrelerin hammaddesi çiftçi tarafından kendi işletmelerinden elde edebilmektedir. Bu da çiftçiyi gübre konusunda bağımsızlaştırdığı gibi bir ödeme yapmasına da gerek bırakmaz aslında. Kimyasal gübre fiyatlarının artmasının bir başka sebebi hayvancılık politikalarındaki yanlışlardı. Bu yanlışlar, hayvancılığın çökmesine; doğal gübre miktarının düşmesine neden oldu. İşte bütün bu yanlışların toplamı çiftçileri kimyasal gübre üreticilerine mahkûm etti. Görüldüğü üzere bugün gübrede yaşanan sorunlar hükümet tercihli, sistem kaynaklı. Yani kapitalist sistem güdümlü tarım politikaları üreticiyi dipsiz kuyuya düşürdü. Tüketiciyi pahalı gıda tüketmeye mecbur etti. Ancak her melanetten çıkış olduğu gibi buradan da çıkış var. Çözüm basit, fakat güçlü ve iradi bir iktidar gerektirmektedir. Şöyle ki; tarım politikalarında sistem değişikliği yapılması halinde yaşanılan bütün olumsuzluklar bir kalemde ortadan kaldırılabilir/kalkabilir.