Kamusal alanın daraltılmasının en büyük yansımasının kadınlara yönelik olduğunu ifade eden Fatmagül Berktay, buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi
Demokrasi mücadelesini sadece seçim öncesi gündemine alan kimi siyasi partilerin bu söylem altında yine kadınları bir kenara ittiğini söyleyen Prof. Dr. Fatmagül Berktay, kadınların buna karşı kamusal alanda mutlaka mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.
24 Haziran seçimlerinde gösterilen kadın vekil adayları işaret ederek, bir kez daha ‘önemli olan demokrasi mücadelesi’ sözü sarf edilip, fırsattan istifade kadınların bir kenara itildiğini söyleyen Berktay, hiçbir partinin yasalarda kadın-erkek eşitliğini ve bu pariteyi gündeme getirecek bir gündeme sahip olmadığı görüşünde. “Bu o kadar tipik bir şey ki” diyen Berktay, “Kadınlar seslerini yükseltmiyorlar mı, yükseltiyorlar. Aday olmadılar mı, oldular. Mesele salt ‘daha çok kadın aday olsaydı, biz daha çok aday belirlerdik’ meselesi değil. Mesele tam da demokrasi sorunu” dedi.
“Kimlik politikası sahte”
Bugün Türkiye’de ataerkilliğin intikamının gerçekleştiğinin ve erkekçil restorasyon çabasının var olduğunu ifade eden Berktay, kadınların kamusal alanda yer bulamadığını, bu yüzden verilen kadın mücadelesinin aynı zamanda kadınları kamusal alana çekebilmek olduğunu kaydederek, “Çünkü sizin kim olduğunuz ancak kamusal alanda belli olur. Öbür türlü size verilmiş kimlikler söz konusudur. Annesinizdir, falancanın eşisinizdir ya da profesörsünüzdür ama sizin kim olduğunuz kamusal alanda yapıp, ettiklerinizle ortaya çıkar. Dolayısıyla oradaki mücadele çok önemlidir” dedi. Bütün dünyada iktidarlar tarafından kamusal alanın daraltılmak istendiğine dikkat çeken Berktay, Türkiye’de ise bu durumun çok daha erken başladığını, kamusal alanın daraltılmasının en büyük yansımasının kadına yönelik olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Biz bence kimlik politikasından vazgeçmeliyiz. Duruma göre politik tavır alıp, politika üretmeliyiz. Bence kimlik politikası sahte politikadır. Ama hep bunun içine tıkılıyoruz. Kadınlar olarak da, etnik aidiyetler olarak da. Bunu aşabilmek çok önemli.”—
Köydeki çocuklar intihar ediyor
Van’ın Özalp ilçesine bağlı Yukarı Turgalı köyünde, evinde ölü bulunan Dilek Ölgün’ün (21) şüpheli ölümü üzerine harekete geçen Ahtamar Kadın Platformu üyeleri köye giderek çeşitli görüşmeler yaptı. Ahtamar Kadın Platformu’ndan Ayşe Minaz, köydeki kız çocuklarının evlendirildiğini, baskıcı bir ortamda yaşadıklarını, İran ve Türk askerleri nedeniyle dışarı çıkamadıklarını, cemaatlerin çocukları etkilediğinin ortaya çıktığını ifade ederek şöyle devam etti: “Dinin etkisinin ağır olduğu anlaşılıyor, kız çocuklarının yanı sıra erkeklerin de intihar ettiği verileri var.” Köyde intihara sürüklenen kız ve erkek çocuklarının oranının yüksek olduğu bilgisine ulaşılırken, daha önce de birçok intihar vakası platformun ziyareti sonucunda ortaya çıkmıştı. Özellikle akşam saatlerinde köyden hiç kimsenin güvenlikten dolayı dışarı çıkamadığının dillendirildiği köyde, sadece geçen yıl 4 kişinin intihar ettiği kaydedildi.
VAN