Son haftalarda siyasi açıklamaları takip ettikçe, bu iktidarın artık zaman aşımına geldiğini görmek mümkün. Sosyal yaşamın içindeki bütün konularda zayıflama yaşanıyor ve çözüm konusunda hiçbir ileri bir adım atılmıyor. En son yaşanan ve tepki konulan olay ise kayyımların yeniden hortlaması. Van ile başlayan kayyım süreci halkın tepkisiyle geri tepince Hakkâri’ye doğru bir adım atıldı. DEM Parti Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış görevinden alındı ve 18 yıl 6 ay hapis cezası aldı. 2014 yılında belediye başkanı hakkında açılan bir davadan dolayı bu ceza verildi. 10 sene evvel açılan dava son yerel seçimini kazandıktan sonra suç delili olarak hayata geçirildi. YSK o zaman neden bu başvuruyu kabul etti? Esenyurt belediye başkanlığına da kayyım atandı. Başkan Ahmet Özer bir akademisyen ve 2013 yılındaki çözüm sürecinde komisyonda yer alan bir isim. Aynı komisyonda yer alan Orhan Miroğlu AKP MYK üyesi, bu da hukukun nasıl işlendiği konusunda bir örnek. Asıl neden Özer’in Kürt olması. Bizdensen serbest, değilsen tutuklama. İktidarın kaybettiği belediyelere kayyım ataması hız kesmedi ve Mardin, Batman ve Halfeti’ye de kayyım atandı. Halk tarafından seçimlerle hak edilen belediye başkanlıklarının gasp edilmesini protesto etmek isteyen seçmenlere de polis müdahale etti. Müdahale sırasında sokak işkencesine tanık olduk. Polis olduklarını söyleyen maskeli ve şapkalı kişiler kitleye saldırdı. Kimdir bu sözde polisler? Sokakta bu işkence olursa gözaltında ne yaparlar sorusu arkasından geldi. Nitekim Batman’da gözaltına alınanlara işkence yapıldığı haberleri medyaya yansıdı. Cumhurbaşkanı “ne idüğü belirsiz tipler’’ diyerek belediye çalışanlarını aşağıladı. Devletin en üst makamında olan bir kişi nasıl böyle bir tanımlama yapabilir? Ahmet Türk cevabını verdi ama bu yetmez, Erdoğan’a bu hakaretinden dolayı dava açılmalıdır. Kendisine karşı yapılan en ufak bir eleştiriye sürekli dava açıldı. Yapılan bu hakaretler için de dava açılmalı ve özür dilenmelidir. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da parti başkanı gibi kayyım atanan belediyeleri “terör örgütünün finans kaynağı” olarak tanımladı. Eski ABB Başkanı Melih Gökçek’e terör örgütü FETÖ’nün liderine methiyeler düzmesinden dava açıldı mı veya hakkında soruşturma yapıldı mı? İlk önce kendi suçlarınızı ve terör liderine övgüler yağdıranları yargılayın.
Ülkede bu olumsuz tablo yaşanırken savaş ortamı olan Orta Doğu hakkında yapılan açıklamalar endişe veren bir gelişme olarak karşımızda duruyor. İktidarın savaş hevesi de yeniden alevlendi. Kürt kozu devamlı olarak ortaya konuyor. Seçimlerde benim Kürt vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim diyenler Kürtlere karşı olduklarını kayyım atayarak ve savaşa devam ederek gösteriyorlar. 40 senedir savaşı sırf iktidarda kalmak için kullanan zihniyet halen devam ediyor. Bu savaşın maddi ve manevi kayıplarına senelerdir büyük bir acıyla şahit olduk. Türkiye’nin güney sınırlarında tekrardan 30 km başka ülkelerin topraklarına girme konusu vatandaşlarda tedirginlik yaratıyor. Bir yandan kayyım ki, DEM Parti’nin 37 belediyesine de kayyım atanacak haberleri gündemde. Diğer yandan savaş çığırtkanlığı.
Bahçeli’nin Öcalan çıkışından sonra bakın neler yaşandı. Kürt sanatçıları Rojda, Xêce, Azad Bedran ve Diljen Ronî’nin konserleri iptal edildi. Erdoğan Rojava’ya askeri harekât yapılacağını açıkladı. Türkiye’den Şengal’e SİHA saldırısı yapıldı. Ayrıca Güney Kürdistan’da Türkiye KDP’den Yekgirtu İslami’nin hükümette yer almasını istedi. Kürt halkının taleplerine kulak tıkayan iktidar diğer ülkenin içişlerine neden karışır? Somut olarak Kürt halkının haklı taleplerini karşılamayan hiçbir iktidara inanmıyoruz.
Kürt tarihinde yer alan iki önemli insanımız Av. Medet Serhat ve Batman Belediye Başkanı Edip Solmaz’ı saygıyla anıyorum.