22 yıldır oğlunun kemiklerini arayan Yalvaç ailesi, Kilyos Mezarlığı’na yaptıkları başvurulardan aylardır yanıt alamıyor. Baba Yalvaç, ‘Kilyos kaldırımları, Kürtlere yönelik katliamların özetidir’ dedi
Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı, 19 Aralık 2017’de yıkılıp, buradaki 282 cenaze ailelerinden habersiz önce İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) ardından plastik kaplar içerisinde Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma gömüldü. Kaldırıma gömülen cenazelerden şu ana kadar sadece 21’i ailelere teslim edildi. Diğer cenazeler hala kaldırımda gömülüyken, yıllar önce yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren yakınlarının kemiklerini arayan aileler başvurularda bulundu.
MA’dan Naci Kaya’nın haberine göre; başvuru yapan bu ailelerden biri 1998 yıllından bu yana oğulları Nejat Yalvaç’ın (Mazlum Ciwan) kemiklerini arayan Arife ve Yusuf Yalvaç çifti.
90’lı yıllarda uygulanan baskı politikalarından nasiplerini alan Yalvaç Ailesi, 1994’de Van Bahçesaray’dan İstanbul’a göç etmek zorunda kalır. Ailesine dayatılan sürgün yaşantısından, Kürt halkı üzerindeki baskılardan ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplodan etkilenen Nejat Yalvaç, Kasım 1998’de yüzünü dağlara çevirir. Net olmayan bilgilere göre Yalvaç, Öcalan’ın İmralı’dan 2 Ağustos 1999’da yaptığı tek taraflı ateşkes çağrısıyla gelişen geri çekilme sürecinde Bitlis’in Hizan’a bağlı Ava Berxan bölgesinde yaşanan çatışmada iki arkadaşıyla birlikte yaşamını yitirir.
Yıllarca çocuklarının cenazesini arayan aile, “Mazlum Ciwan” kod adını alan çocuklarının yaşamını yitirdiğini 2003 yılında öğrenir.
Başvurular yanıtsız
Yaşamını yitirdiği yıllarda koşullar el vermediğinden dolayı oğlunun akıbetine dair net bilgiye bir türlü ulaşamadıklarını anlatan baba Yusuf Yalvaç, 2009’da Bitlis’e giderek İHD üzerinden cenaze için başvuruda bulunduklarını söyledi.
Garzan Mezarlığı’nın yıkılıp 282 cenazenin İstanbul ATK’ye getirilmesinin ardından Kilyos kaldırımına gömülen cenazeler için başvurduklarını dile getiren baba, fakat bu zamana kadar kendilerine olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapılmadığını paylaştı.
Kürt katliamlarının özeti
Cenazeleri kaldırıma gömülmesine “vahşet” diyen baba Yalvaç, “Kaldırıma gömülen cenazelere baktığımda Alişer’den Zariflere, Seyit Rıza’dan Şeyh Saidlere Kürt halkı üzerinde gerçekleşen katliamları görüyorum. Kilyos kaldırımları, Kürtlere tarih içinde nasıl katliamlara maruz kaldığının özetidir. Bu vahşeti kabul etmek mümkün değil” diye konuştu.
23 yıldır arıyor
Anne Arife Yalvaç ise, boğazında düğümlenen kelimelerle “23 yıldır arıyorum Nejat’ı” diyor. “Ne gece ne gündüz aklımdan hiç çıkmıyor” diyen Yalvaç, yaptıkları bütün başvuruların sonuçsuz kalmasına öfkeli. Oğlu Nejat’ın yaşayıp, yaşamadığının net olarak bilmemesine rağmen acısını kalbinde hissettiğini dile getiren Yalvaç, “Sadece çocuğumun değil, yaşamını yitiren bütün çocukların acısını yaşıyorum” dedi.
Keşke kemiklerine kavuşabilsem…
Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma gömülen cenazelerle Kürtlere korku salmak istendiğini ifade eden anne Yalvaç, “Ama korkmuyoruz. Var oldukça haksızlığa karşı olan haklı mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Cenazelerimizi plastik kutulara koyup, pisliğini içinde gömmen bu zulüm kabul edilir mi? Yapılan bu zulme karşı yüreğimiz acıdı. Kemiklerimize dahil saygıları yok. Devletin hiçbir tahammüllü kalmamış ki gidip, cenazelerimizi Garzan’dan çıkardı. Keşke kemikleri bile olsa çocuklarımıza kavuşabilsek” ifadelerini kullandı.
‘Mücadele değerleriyle defnedeceğim’
Kilyos kaldırımına gömülen cenazeler için başvuruda bulunduklarını anımsatan anne Yalvaç, “Oğlumun cenazesini bulayım da Kilyos kaldırımda bulayım” sözleriyle yakınlarının kemiklerinin arayan binlerce insanın hakikatine dem vuruyor. Nejat’ı cenazesinin Kilyos kaldırımda olması ve kendilerine teslim edilmesi halinde “Uğrunda yaşamını yitirdiği mücadele değerleriyle” defnedeceğini dile getiren anne Yalvaç, şöyle devam etti: “Bugün gelip deseler cenazen Kilyos’ta gelip sessiz sedasız al götür defnet, kabul etmem. Kapıma getirseler bile o şekilde defnetmem. Çünkü sessiz sedasız oğlumu defnettiğimde emeğini boşa düşürürüm. Yıllardır gidip mücadele yürüten bu insanların emeği boş değil. Onu layıkıyla defnedersem mücadelesine sahip çıkmış olurum” dedi.
Annelere çağrı
Cenazelere yapılan bu zulmün kabul edilemez olduğunu ve polis, asker ve gerilla fark etmeksizin bütün annelerin bu haksızlığa karşı ayağa kalması gerektiğini dile getiren anne Yalvaç, “Anneler el ele versin ki; bu zulmü bir daha yapmasınlar. Anneler el ele verse hiçbir güç onların karşısında duramaz” diyerek, herkese cenazelerine yapılan bu saldırılar karşısında ses olmaya çağırdı.
İSTANBUL