İstanbul’da açıklamalarda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidarın seçimden korktuğunu olası seçimlerin diktatörler ve demokratlar arasında yapılacağını söyledi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılaçdaroğlu, İstanbul’da “Adım Adım İktidara Projesi” kapsamında “İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi”ni açıkladı.
Kılıçdaroğlu konuşmasında olası erken seçimleri CHP’nin tavrını ve güncel durumu değerlendirdi
Farklılıklarımız zenginliğimiz
“İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi” felsefesinin bilinmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bitirdiğimiz ikinci yüzyılın başlangıcında, 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı. Geçmişten ders çıkaramazsanız, sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye’de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan beyannamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde Türkiye’yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, güçlü bir Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir söylemdir. İnanç, etnik kimlik üzerine siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak zorundadır. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin arzu ettiği bir Türkiye’dir. Bu beyanname, birlikte yaşama iradesini en güçlü şekilde ortaya koyan bir metindir. Farklılıklarımızı zenginlik görüp bu zenginliği büyütme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır” diye konuştu.
Gençler kaçmak istiyor hangi beka sorunu
Türkiye’de eğitimli, gelişmiş ciddi bir genç kuşağın var olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Mayıs ayında ‘imkanınız olsa yurtdışında yaşamak ister misiniz?’ diye soruluyor gençlere. Gençlerin yüzde 62,5’i ‘evet’ diyor. AK Partili gençlerin de yüzde 47,3’ü ‘evet’ diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz? Bir ülkenin gençliği, ‘ben bu ülkede değil başka bir ülkede yaşamak istiyorum’ diyor. Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye’nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye’de tutma beyannamesidir” şeklinde konuştu.
Yüzde 50 kadın barajı olmayan partilere oy vermeyin
Siyasetin erkek egemen bir alan olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, kadın örgütlerine çağrıda bulunarak, “Yüzde 50 kadın barajı olmayan partiye oy vermeyin. Bunu kim yaptı. Darbeciler yaptı. Kim değiştirmek istiyor. Biz değiştirmek istiyoruz. Toplum nefes alamıyor. Bunun değişmesi lazım” dedi.
‘Meclis ve Anayasa askıya alındı’
Meclisin ve Anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Bir ülkede yasama yargı ve yürütme bir kişinin kontrolü altına girerse o ülkede felaket olur. Bunu anlatmamız gerekiyor, bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Yargının kendi içinde bir iç dinamiği var. AİHM’e kadar uzanan bir zincirimiz var. Ama alt mahkeme en üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa, çürüme oradan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım.”
Devletin dini adalettir
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin AYM’nin Enis Berberoğlu kararını tanımamasına da tepki gösteren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla şu mesajları verdi: Biz hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veren mahkeme değiliz. Öyle olmadığımız için de anayasa ve yasalar bizi bağlamaz. Biz gücümüzü anayasadan değil saraydan alıyoruz. Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz, biz yargılayıp mahkum ederiz. Bizi TBMM başkanı dahi eleştiremez. Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM’nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır. Biz hukuk devletinin değil, şahıs devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Devletin dini adalettir. Adaleti yok ederseniz devleti, insanlığı, ekosistemi yok edersiniz.”
Demokrat ve diktatörler arasında seçim
Erken seçim tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, olası bir seçimin demokratlar ile diktatörler arasında geçeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Olası bir seçim sağ-sol seçimi değil, kendi ülkesinde düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen demokratlarla, hayır bir kişi konuşsun diyen otoriter rejim yanlıları arasındaki seçimdir. Bu çerçeveden olaya bakamazsanız otoriter rejimlerin tutsağı haline gelirsiniz. Niye seçimden korkuyorlar, çünkü gideceklerini biliyorlar. Erken seçim Kılıçdaroğlu’nun değil esnafın, işçinin, sanayicinin talebidir. Ülkenin sorunlarını çözemedin, 18 yılda batağın içine soktun, Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder noktaya geldin. Faize karşıyız diyenler, tefeciye hizmet eder hale geldi. Emir alıyorlar, dilencilik yapıyorlar, medyanın önünde de kahramanlık yapıyorlar” dedi.
HABER MERKEZİ