YAHADER’in hazırladığı rapor çalışma yaşamında KHK’lilerin çoklu hak ihlaline maruz kaldıklarını ortaya koydu
Yaşam Hakları Derneği, 2016’da ilan edilen OHAL dönemlerinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) meslekten atılanlar, zar zor buldukları işlerde de ağır çalışma koşulları dayatılıyor. Bu konuyla ilgili hazırlanan raporda, “KHK’lilere genellikle günde 12 saati bulan uzun çalışma saatleri, haftada 6-7 gün çalışma ve birkaç kişinin yapacağı işi tek başına yapma gibi ağır çalışma koşulları dayatılmıştır” denildi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) yönetimi 2 yıl sürdü. OHAL döneminde yayınlanan 31 KHK ile çoğu kamu çalışanı olmak üzere, en az 130 bin kişi, kesin ve süresiz bir biçimde işinden ihraç edildi. “Ağaç kökü yesin” denilerek binlerce KHK’li işçi sivil ölüme terk edildi. Yaşam Hakları Derneği,(YAHADER) “Kanun Hükmünde İhlaller, KHK Mağdurlarına Yönelik Çalışma Hakkı İhlalleri ve Ayrımcılık Araştırması” başlığı ile yaşanan hak ihlallerini bir rapor haline getirdi. Rapor, 52 KHK’li ile görüşerek hazırlandı.
Çoğu ihraç sebebini bilmiyor
Rapora göre, katılımcıların yüzde 73’ü ihraçtan önce herhangi bir soruşturma geçirmediklerini ya da ceza almadıklarını belirtti. Akademisyenlerde ise ihraçtan önce soruşturma geçirenlerin oranı yüzde 70’e çıkmaktadır. Bunun nedeni de Barış Bildirisi’ne imza atmaları. Yine rapora göre katılımcıların yüzde 69’u ihraç gerekçesini öğrenememiştir. OHAL komisyonu başvuru sonuçlarının yüzde 54’ü reddedildi. Yüzde 46’sı hâlâ incelemede. Katılımcılar arasında işine iade edilen yok. Başvurusu incelemede olan 21 kişinin 8’i barış akademisyeni 5’i öğretmen 5 kişi de kamuda uzman veya denetçidir. 14 kişi ise sendikalıdır.
Hâlâ işsizler
Raporda, işsiz kalınan süreçte sosyal yardım alınıp alınmadığı sorusuna ise katılımcıların büyük çoğunluğu işsiz kaldıkları dönemde, hiç sosyal yardım başvurusu yapmadıklarını belirtmişlerdir. Eğitim Sen bu süreçte üyelerine destek sağlayan tek kurum olarak raporda belirtildi. Raporda, mevcut çalışma durumu görüşmelerin gerçekleştirildiği dönemdeki mevcut durum analiz edildiğinde sadece yüzde 23’ü sigortalı düzenli bir işte çalışabilmektedir. Kayıt dışı çalışmakta olanların oranı yüzde 19’dur. Katılımcıların yüzde 58’i mevcut durumda herhangi bir işte çalışmadığını beyan etmiştir. İş bulabilen katılımcıların yüzde 38’i asgari ücretin altında ücret aldığını belirtmişlerdir. Katılımcıların yüzde 34’ü asgari ücret alırken asgari ücretin üzerinde ücret alabilenlerin oranı sadece yüzde 28’dir.
İnsan onuruna aykırı
Raporda, İhraç tarihinden bu yana kayıt dışı, düzensiz işlerde çalışma oranı yüzde 40’tır. Katılımcıların yüzde 31’i ihraçtan bu yana hiç iş bulamadıklarını belirtmişlerdir. Bu oranlardan da anlaşılacağı gibi iş bulabilen KHK’lilerin çoğu kendi niteliklerinin, deneyimlerinin çok altında işlerde çalışmak zorunda kalmışlardır. KHK’lilere genellikle günde 12 saati bulan uzun çalışma saatleri, haftada 6-7 gün çalışma ve birkaç kişinin yapacağı işi tek başına yapma gibi ağır çalışma koşulları dayatılmıştır. Bazı durumlarda katılımcıların kendileri özellikle sigortasız çalışmayı tercih etmiştir. Bunun nedeni sigortalı olmalarının, ihraç edildikleri işlerine ait haklarını geri almalarını engellemesi endişesidir. Çoğu durumda da buldukları işleri kaybetmemek için sigortalı olmayı talep edememişlerdir. Rapora göre, iş arama ve çalışma süreçlerinde KHK mağdurlarının geçmişlerini gizlemek zorunda kaldıkları durumlar olmuştur. Bu, hayatlarının büyük bir bölümünü yaşanmamış saymak, yok saymak gibi ağır bir yükü de sırtlanmalarına neden olmuştur. KHK’li olduklarının bilindiği durumlarda ise çoğunlukla işverenler kendilerine iş vermekten korkmuş, “işlerini riske” atmak istemediklerini söylemişlerdir. Ya da “insana yakışır iş” tanımına uymayan farklı çalışma modelleri önerilmiştir.
Yakınlarının yaşadığı hak ihlalleri
Raporda, katılımcıların yüzde 25’i eşinin, çocuklarının ya da kardeşlerinin de kendi ihraçlarından sonra, soruşturma geçirdiğini, açığa alındığını, ihraç edildiğini ya da farklı mağduriyetler yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bu oran kadın KHK’lilerde artmakta ve yüzde 33’e çıkmaktadır. 9 yıllık sağlık çalışanı olan bir katılımcı, yüzde 92 engelli raporu olan abisinin engelli maaşının kesildiğini ve bütün başvurularının reddedildiğini belirtmiştir. Adalet Bakanlığı’ndan ihraç edilmiş olan başka bir katılımcı ise oğlunun yüksek lisansı kazandığı halde kabul edilmediğini vurgulamıştır. Eşi de akademisyen olan bir barış akademisyeni, kendisi ihraç edildikten sonra eşinin de pasaportunun iptal edildiğini ve yaklaşık 2 yıl eşinin de pasaport alamadığını ifade etmiştir.
Ayrımcılığa maruz kaldılar
Raporda, internete vatandaşlık numarası girince çıkan kırmızı “Sakıncalıdır” ibaresi, KHK’lilerin ihraçtan sonra iş ararken yaşadıkları mağduriyetleri ve ayrımcılığı çok iyi özetlemektedir. Katılımcıların çoğu yaptıkları sayısız iş başvurusuna herhangi bir cevap alamamış, çok deneyimli oldukları alanlarda bile görüşmeye çağrılmamış, kendilerini ifade etme fırsatı bulamamışlardır.
Yetkililere çağrı
Hazırlanan raporda 2016-2018 OHAL dönemi KHK mağdurlarının yaşadıkları ağır hak ihlallerinin giderilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ve Adalet Bakanlığı’na çağrılarını önerilerini ise şu şekilde sıraladılar:
* KHK’lerle ihraç edilenlerin en kısa sürede işlerine dönmelerinin sağlanabileceği tarafsız, bağımsız ve etkili mekanizmalar kurulmalı. Bu mekanizmaların oluşumunda sendikalar, meslek örgütleri vb. ilgili paydaşların görüşleri alınmalı, anlamlı bir biçimde katılımı sağlanmalı. Kurulacak işleyiş şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir olmalı.
* KHK’lerle ihraç edilenlerin çalışma yaşamında yaşadığı ihlallere yol açan (etiketleme, damgalama vb.) uygulamalara son verilmeli. İhlal iddiaları hızlıca ve etkili bir biçimde incelenmeli, ihlallere yönelik etkili soruşturma yürütülmeli, failler ve sorumluların hesap vermesi sağlanmalı. BM İnsan Hakları Konseyi’ne, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’ne, Uluslararası Çalışma Örgütü’ne, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği’ne ve Venedik Komisyonu’na çağrımız:
* KHK’lerle ihraç edilenlerin durumlarını gündemlerinde tutarak yakından bu sürecin etkilerini takip etmeye devam etmeli.
* Bu alandaki ihlallere düzenli raporlarında yer verilmeli, gerekli durumlarda KHK’li ihraçların durumuna ilişkin yeni özel raporlar hazırlanmalı, açıklama yayınlanmalı.
* Bu alanda faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri desteklenmeli.
* KHK’li ihraçların çalışma yaşamı, sosyal yaşam, toplumsal cinsiyet vb. alanlarda yaşadığı ihlallerle ilgili BM, Avrupa Konseyi nezdindeki insan hakları birimleri tarafından izlenmeli ve bu çerçevede Türkiye’ye ziyaretler düzenlenmeli.
* Türkiye’deki yetkililerle yaptıkları görüşmelerde yapıcı önerilerde bulunarak, önerilerin nasıl uygulandığı izlenmeli.
HABER MERKEZİ