İşlerine geri dönme inançlarını yitirmeyen KHK mağdurları, ” Gasp edilen haklarımızı alamamak ve hukuki olarak başvuracağımız tüm mercilerin işlevsiz olması insanı öfkelendiriyor” diye sordu.
Kayyum atanan Viranşehir Belediyesi’nin 17 yıllık işçisi Hikmet Burun, 14 Temmuz 2017 yılında çıkartılan KHK ile ihraç edildi. Görev süresinin 14 yılı boyunca DİSK Genel İş Sendikası’nın işyeri temsilciliği yapan Burun, Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a konuştu. Burun, “Yıllarca işçilerin çalışma koşulları ve ekonomik yaşamlarının düzeltilmesi için mücadele verdim. Şimdi kendi haklarım gasp edildi” dedi.
‘Hakkımda açılan tek bir soruşturma yok’
Yasal yollardan haklarını aradığını, ancak mahkeme kapılarının kendilerine kapalı olduğu için OHAL Komisyonu’na başvuru yaptığını söyleyen Burun, komisyondan hala bir sonuç çıkmadığını ifade etti. Hukuki olarak ihraç edilmesine gerekçe olabilecek hiçbir şeyin olmadığını söyleyen Burun, “Hakkımda açılan tek bir soruşturma yok. Hukuk çerçevesinde bir suçumuz olmuş olsaydı, bunu mahkemeler belirleyebilirdi. Ancak ne yazık ki bir sabah uyanıyorsunuz, bir KHK ile işinizden ihraç edilmişsiniz. Darbe girişiminden sonra on binlerce insanın yaşamı altüst oldu ve bunlardan onlarcası intihar etti” ifadelerini kullandı.
Okuldaki idareciler şikayet etmiş
KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinden biri olan Leyla Mumin de, 10 yıl öğretmenlik yaptıktan ihraç edildi. Şimdilerde işsiz olduğunu, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Urfa Şube Başkanlığı yaptığını aktaran Mumin, ihraç edildikten sonra ilk yaşadığı sıkıntıların başında ekonomik problemlerin geldiğini söyledi. Darbe girişiminden sonra ilk önce çalıştığı okulda idareciler tarafından hakkında yapılan şikayetten kaynaklı soruşturma başlatıldığını, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde açığa alındığını belirten Mumin, kısa süre sonra yayınlanan KHK ile ihraç edildiğini ifade etti. En büyük desteği öğrencilerinden aldığını söyleyen Mumin, aynı iş ortamını paylaştığı arkadaşları tarafından şikayet edildiğini, etkilendiğini, ancak örgütlü bir mücadeleden geldiği için bu süreci çabuk atlattığını ifade etti. İhraç edildikten sonra uzun süre işsiz kaldığını söyleyen Mumin, “İş başvurusu yaptığım birçok yer talebimi geri çevirdi. İşe alındığım yerlerde ise, ihraç edildiğimi saklamak zorunda kaldım” dedi. Son olarak Mumin şunları söyledi: “Bu durumlar geçecek hiçbir baskıcı rejim ilelebet yaşamamıştır ve biz buna karşı mücadele etmeye devam ediyoruz”
‘İnsanlar sadece işlerini kaybetmedi’
İşinden 29 Ekim 2016 yılında yayınlanan 675 sayılı KHK ile ihraç edilen 20 yıllık sağlık emekçisi Şiyar Cıvış, özlük haklarının gasp edildiğini, hukuki anlamda tüm kapıların yüzlerine kapandığını ifade etti. Yaşanan durumun anti demokratik uygulamaları da aştığını dile getiren Cıvış, “Gasp edilen haklarımızı alamamak ve hukuki olarak başvuracağımız tüm mercilerin işlevsiz olması insanı öfkelendiriyor. Sonuçta bir yaşam düzeniniz var ve ona göre kendi yaşamınızı şekillendiriyorsunuz. Bunların çoğundan uzaklaşıyorsunuz. Kendi geçimimi sağlamak için başka işler yapmak zorunda kaldım. Buda ister istemez psikolojik olarak bizi etkiliyor. İnsanlar sadece işlerini kaybetmedi, ihraçların en büyüğü yaşam içinde oldu. Bu süreç geçecek, ancak süreç geçtikten sonra insanların yaşamından giden şeyler geri gelmeyecek. İşimize geri dönebiliriz ama yaşam içinde kaybettiklerimiz geri gelir mi bundan o kadar da emin değilim” diye konuştu.