Keşmir yüzünden bir kez daha patlak veren Hindistan-Pakistan çatışmasının arka planında ABD-Çin ticaret savaşı yatıyor. Washington, S-400 alarak Rusya-Çin hattına kayan Pakistan’a Hindistan üzerinden diş gösteriyor. İki dev gücün gerilimi yeni bir küresel silahlanmaya gebe
Mücahit Akgün
Pakistan ve Hindistan’ın İngiliz sömürgeciliğinden bağımsızlık elde etmesiyle başlayan Keşmir meselesi yine müzminleşti. Bir süredir artan karşılıklı gerginlik sonucu Pakistan tarafından bir Hint savaş uçağı düşürülürken, Hindistan ise Pakistan’a ait birçok askeri noktayı hedef aldı. Her iki taraftan da askeri kayıplar mevcut. Pakistan, Hindistan ve Çin her biri sorunun kaynağı olan Keşmir’in bir bölümünü kontrolünde tutuyor. Keşmir dini, etnik, egemenlik ve jeopolitik yönleri olan bir kördüğüm. Jeopolitik yönünden kaynaklı Keşmir meselesi sadece Keşmir meselesi değil. Küresel dünyada artık nerede olursa olsun, en ufak bir sorunu bile uluslararası hegemon güçlerin dahlinden azade değerlendirmek mümkün değil. Pakistan ve Hindistan arasındaki etnik ve dini yönleri baki kalmakla birlikte son yaşanan gerginlik önemli oranda hegemonik güçlerin iki ülke üzerinden restleşmesidir. Tahmin ettiğiniz üzere ABD ve Çin gerginliği. Birkaç aydır buralarda yeni gelişmeler gözleniyordu. ABD, Rusya ve İran’ın farklı ajandalarla Afganistan’ı kevgire çeviren Taliban ile görüşme trafiği, ABD ve Çin’in bilinen ekonomik restleşmelerinin açık hale gelmesi, Rusya’nın Pakistan’a S-400 ithalatı gibi. Anlayacağımız mesele Keşmir değil ama Keşmir kullanılışlı bir bahane. Hem de dünyanın diğer birçok yerinde benzer görevi gören İngiliz hediyesi.
Süper güçlerin mücadelesi
Konu irdelemeye oldukça müsait olduğundan çok derine gitmeden bu güçlerin emellerine bakalım. Tabiri caizse ABD’nin Ortadoğu’da Rusya ile rekabetinin biraz daha doğuya ve Orta Asya’ya kayarak Çin ile süren hali diyebiliriz. Kuşkusuz iki ana aktörün yandaş ya da karşıt paydaşları var. Hindistan ve Pakistan’ın bir zamanlar sömürgecisi ve iki ülkenin kurucusu İngiltere, her tarakta bezi olan İran, ABD’yi dengeleme siyasetinde Çin’e yakın duran Rusya, bazı Arap ülkeleri.
Çin’in piyasa gücü
Çin’in, başta Avrupa olmak üzere yeni pazarlara ulaşma arayışı var. Tarihi İpekyolu tarihsel geçmişi ile Çin’e ilham veriyor. Bolca da çakma mal üretme kapasitesine sahip. Kaliteyi pek önemsemiyor kendileri, nüfus da kafi miktarda ucuz iş gücü sağlayınca varsa yoksa seri üretim derdinde. Kapitalist sistem karakteri gereği gelir dağılımında uçurum yaratır ve insanların genelinin alım gücü düşüktür. Bu durum ucuz Çin malları için şahane bir fırsat yaratıyor. Daha kaliteli takılan ABD’nin bu alanda Çin ile yarışması zor.
Taliban’ı kapma savaşı
Turpun büyüğü heybede misali İran faktörü de var. Irak, Lübnan ve Suriye’ye kadar uzanan bir coğrafyada ABD ile karşı karşıya gelen İran, kendi doğusunda da pasif durmuyor. Afganistan’da Taliban üzerinden ABD ile rekabet içinde. Üzerindeki baskı arttıkça da desteğini arttırıyor. İran ve Pakistan’dan aldığı destekle Taliban ülkenin yarısını denetiminde tutuyor. Son aylarda ABDTaliban, Rusya-İran-Taliban görüşmeleri denklemin parçası. Kendisine müttefik birçok ülkenin askeri gücü olmakla birlikte Afganistan’da asıl yük ABD’nin sırtında. Yük ağırlaştıkça, Taliban kozunu İran’ın elinden almak ve stratejisinin bir parçası haline getirmek için Arap ülkelerinin desteğiyle görüşmelere başladı. Taliban’ın ABD’nin yancılığına ne kadar geleceği belli değil ancak İran’ın da kendisine daha önce yaptıklarını unutması kolay değil. Buna Şia-Sünni farklılığı ve Rusya ile kanlı geçmişi de eklendiğinde Taliban’ın Arap-ABD hattına yanaşması mümkün. Taliban ile varılacak bir anlaşma İran etrafındaki çemberin zırhını güçlendirecektir.
Çin’in önünü alma isteği
Aynı rakip ya da düşman karşısında ortak çıkarlar İran ve Çin’i daha fazla bir araya getiriyor. Çin’in İran’a ulaşması ve buradan projesini gerçekleştirmesi için de ABD’nin bunun önünü alması için de Türkmenistan, Pakistan ve Afganistan stratejik önemde. Çin’in farklı güzergahlarla da pazarlara açılma şansı olduğu gibi ABD’nin de farklı coğrafyalarda önünü alması mümkün. Ancak her iki ülke de kendisi açısından en kısa ve maliyetsiz alternatif tercih ettikçe karşılıklı hamleleri gelecektir. Tekrar Hint-Pakistan çatışmasına gelecek olursak, İslamabad’ın Rusya ile S-400 anlaşması, İran ile kontağı, Taliban ile ilişkileri ABD açısından bardağı taşıran faktörler. Pakistan’ın ABD karşıtı yeni angajmanlara girme eğilimi bir süredir yeni sonuçlar üretiyor.
Pakistan karar eşiğinde
Pakistan bir halktan müteşekkil değil, Peştu, Beluci, Sindi, Pencami halkları yaşamakta. Bengallilerin 1971 yılında bağımsızlık ilan ederek ayrıldığı Pakistan’da Belucilerin bağımsızlık mücadelesi de giderek yaygınlaşmakta. Ancak Keşmir meselesi nedeniyle sorunlu olduğu Hindistan gibi bir gücün eliyle Pakistan’a diş göstermek ABD’nin tercih ettiği bir durum. Yaşanan gerginliğin çatışmaya varmasının bu faktörle yakından ilgili olduğu kesindir. Hindistan-Pakistan gerginliğinin daha önce üç defa girilen savaşlar gibi yeni bir savaşa dönüp dönmeyeceği Pakistan siyasi liderliğinin tutumuna bağlı olacak. Pakistan’ın ABD ile müttefiklik hukuku eskilere dayanıyor. Pakistan halihazırda Washington ile eski hukuku revize ederek sürdürme ile İran aklı ile Çin ve arka kulvarda gelme ihtimali olan Rusya’ya meyletme seçenekleriyle karşı karşıya. Muhtemelen son bir haftalık diş göstermeden sonra İslamabad’ın yeni bir tutum alması için var olan gerginlik ertelenecektir. Açığa çıkan yeni pozisyona göre de Keşmir konulu ancak boyutları farklı yeni savaş ihtimallerini tartışmak olası. Türkiye gibi on yılda bir darbe geleneğine sahip olan Pakistan’da her şeyin kısa sürede değişme ihtimali var. Zira ABD’nin Pakistan’ı kolayca kimseye kaptırma niyeti olmadığı gerçeğini bilmek gerekir.
Silahlanma hızlanacak
Çin-İran ticaret evliliği ile ABD-Hindistan ticaret nişanı önümüzdeki dönemde hareketleneceğe benziyor. Şimdilik yakın ve Ortadoğu’daki gelişmeler kadar bu alana ilgi göstermeyen Rusya, denkleme girmezse ABD-Hindistan’ın gelişen ticaret nişanı uzun vadede evliliğe dönüşebilir. Bu ihtimalin Rusya’yı daha fazla denkleme dahil olmak zorunda bırakması mümkün. Çin’in birçok uluslararası meselede Rusya’ya destek attığı ve ortak rakip karşısında ortaklaştıkları hatırlanırsa bu olasılık daha güçlü hale gelir. Görünen o ki ticaret savaşları ile askeri savaşlar, buna paralel olarak silahlanma yarışı hızlanacak. ABD’nin bu konuda gemi azıya aldığı kesin. Venezuela’dan Ortadoğu’ya, Pakistan ve İran’a, Türkiye’ye Çin’den Rusya’ya oradan Avrupa’ya ağırlık ekonomik kartlarda olmak üzere kozlarını oynuyor. ABD tarihinde Cumhuriyetçilerin savaştığı Demokratların restore ettiği süreçler oldukça fazla.
ABD’nin TAPI projesi
ABD başka araçlar kullanarak Çin’in önünü almaya çalışıyor. Şimdilik en somutlaşmış projesi Türkmenistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’ı kuzeyden güneye doğru adını bu ülkelerin baş harflerinden alan ve Çin’in Batı’ya açılan İpek Yolu projesini kesmek suretiyle geliştirdiği TAPI’dır. Yani bu ülkeleri çeşitli ekonomik projelerde ortaklaştırmak ve Çin’e karşı sırtını buralara dayamaktır. ABD’nin son yıllarda ‘yaşlı kıta’ dediği Avrupa’ya sert çıkışları, Almanya’nın Rusya ile yaptığı gibi İngiltere de Çin ile yapmaya meyil ediyor.
Türkiye’nin tutumu
Sürecin Türkiye’ye de önemli etkileri olacaktır. Basına yansıdığı kadarıyla Türkiye Pakistan’a destek mesajı verdi. Bu mesajın elde kalma ihtimali olan S-400 ile bir ilgisi var mı bilinmez ancak Pakistan’a destek Rusya ve Çin ile yakınlaşma politikasının istikrarı açısından yerinde bir tavır. Sonuçları ne olur bilinmez, yukarıda ifade edildiği gibi dünya küçük, bir ucunda yaşanan olay diğer ucunu ilgilendiriyor.