KESK Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı ve Memur Sen’in onay verdiği zam oranlarına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada ’25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz’ ifadeleri kullanıldı
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan ile Memur-Sen arasında yapılan toplu iş sözleşmesi tıkandı. İktidar kamu emekçilerine yüzde 40-45 bandında zam yapıalcağını açıkladı.
AKP’ye yakın Memur-Sen bu zammı enflasyon farkı diyerek kabul etmedi. Zam oranını hakem heyeti belirleyecek ancak Memur-Sen’in yürtütüğü TİS’i KESK’te kabul etmiyor.
Zira AKP iktidarı güdümündeki Memur-Sen’in masadaki etkisizliği KESK’in en çok eleştirdiği konuların başında geliyor.
Tarafların masadan kalkması ile KESK ve bağlı sendikalar açıklanan zam oranına karşı tepki göstermek amacı ile bugün Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik’in yaptığı açıklamada “Gündüzün aydınlığında söz kuramayanlar, gecenin karanlığında kamu emekçilerinin en temel haklarını bir kez daha görmezden gelmiştir. Gecenin dördünde kameralar karşısına geçen Memur Sen Genel Başkanı vardıkları mutabakatı allayıp pullamaya, cilalamaya çalışmıştır. Hemen başta söyleyelim, ne kadar süslü laflar edilse de ne kadar allanıp pullansa da ortada hizmet kolları açısından da genel açısından da bir toplu sözleşme kazanımı yoktur. Bunun yerine bol laf salatası vardır” ifadeleri kullandı.
Bozgeyik konuşmasına şöyle devam etti;
“Buradan tekrar altını çiziyoruz. Toplu sözleşmenin geneline yönelik bir mutabakat yoktur. Dolayısıyla toplu sözleşmenin kamu emekçilerinin genelini kapsayan mali ve sosyal haklara ilişkin bölümünün sadece maaş artışı başlığı değil tamamı Hakem Heyeti sürecinde görüşülecektir.
Buna rağmen hem yandaş konfederasyon Genel Başkanı hem de Çalışma Bakanlığı toplu sözleşmenin geneline ilişkin kafa karıştırıcı hatta gerçekleri ters yüz eden açıklamalar yapmış, tweetler paylaşmıştır. Örneğin ‘291 hizmet kolu ve 50 genel olmak üzere toplam 341 maddenin olduğu önemli bir kazanım’ skalasından dem vurulmuştur.
Yine ‘Şeflerin, müdürlerin, şube müdürlerinin, müdür yardımcılarının, mühendislerin, mimarların, veteriner hekimlerin, tabip dışı sağlık personelinin, tekniker ve teknisyen gibi birçok unvandaki birçok çalışanın da toplu sözleşme hükmünde gözetildiği başlıklar var’ denmiştir. Ama bu başlıkların neler olduğuna, neleri içerdiğine ilişkin de bir tek cümle kurulmamıştır.
Bunun yerine Cumhurbaşkanın seçim sürecinde sözünü verdiği, Çalışma Bakanı’nda da ikinci teklifi sunarken ifade ettiği 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerinin 3600 ek göstergeden yararlandırılması konusunda çalışma yapılması yani yine ileriye, belirsiz bir tarihe ertelenmesi konusu ‘büyük bir başarı, büyük bir kazanım’ gibi sunulmuştur.
Süslenen açıklamalar
Kısacası açıklamalarla, tweetlerle süslenmeye devam edilen mutabakatta 11 hizmet kolunda gerçekten anlamlı, önemli bir kazanım elde edilemediği görülmektedir. Zaten herhangi bir hizmet kolunda mali, sosyal, özlük önemli bir kazanım elde edilmiş olsaydı zaten bu kazanım öne çıkarılır, uzun uzun anlatılırdı.
Toplu sözleşmenin genel mali ve sosyal hakları kapsayan bölümünün tamamında Hakem Kuruluna gidileceği ortadayken şefler, mühendisler, teknisyenler gibi kamu emekçilerinin önemli bir bölümünü kapsayan kesimin tepkisini yumuşatmak için “toplu sözleşme hükmünde önemli başlıklar elde ettik” denilmektedir. Deyim yerinde belirsiz başlıklar üzerinden umut tacirliği yapılmak, mavi boncuk dağıtılmak istenmektedir.
Öte yandan bu laf salatası dışında kamu emekçilerinin geneline yönelik olarak tek bir mali ve sosyal hakka ilişkin ‘uzlaşma sağladık’, ya da en azından ‘hakemde uzlaşacağımıza inanıyoruz’ dedikleri tek bir başlık yoktur.
Mutabakatı kabul etmiyoruz
KESK olarak laf salatası ile 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz.
Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi, yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek ücret, Demokratik-Adil Bir Çalışma Yaşamı için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun bir adımı olarak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci başta olmak üzere tüm süreçlerde 6 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin sesi olmaya devam edeceğiz.”
ANKARA