Rift Vadisi’nin Kenya bölümünde bulunan ormanlarda yüzyıllardır yaşamlarını sürdüren Sengwer halkı, Kenya devleti tarafından evleri yakılarak sürgün ediliyor. Aynı alanlarda ise JES kuyuları boy gösteriyor.
Sengwer yerli halkı yüzyıllardır Kenya’nın kuzeyindeki Rift Vadisi’nde bulunan Embobut Ormanı’nda yaşıyor. Topluluğun, atalarından kalan bu güzel topraklarla ve büyük ormanla derin bağları var. Fakat onları şiddet uygulayıp hukuka aykırı biçimde topraklarını terk etmeye zorlayan Kenya hükümeti, Sengwer halkının geçim kaynaklarını ve yaşam şeklini yok ediyor. Kenya hükümeti, Sengwer halkının toprağa zarar verdiğini ve toprakları korumak amacıyla hareket ettiklerini iddia ediyor, ancak bu iddiayı destekleyebilecek hiçbir kanıt yok. Sonuç olarak binlerce kişi evinden yoksun bırakıldı ve birçoğu şu an yoksulluk içinde yaşıyor.
2 bin 600 ev yakıldı!
Sengwer halkı direnmeye kararlı olsa da direndikleri için şiddetle cezalandırılıyorlar. Binlerce ev yakıldı ve Ocak 2018’de topluluğun üyesi olan Robert Kirotich Kibor vurularak öldürüldü. Sengwer halkından 110 yaşındaki bir erkek, “Lütfen bizi rahat bırakın. Ormanı koruyacağız.” Sengwer halkı arıcılık ve sığır yetiştiriciliği yapıyor. Kenya hükümetine bağlı ormancılar ve polisler, 2012’den beri ormanı “koruma” adı altında yaklaşık 2 bin 600 evi yakarak 4 bin 600 civarında insanı evsiz bıraktı. Ocak 2018’de bir erkek vurularak öldürüldü, bir diğeri ise ağır yaralandı. Yerli topluluğun korunmasını gerektiren mahkeme kararları, uygulanan şiddetle doğrudan ihlal ediliyor.
Dayanışma istiyorlar
Sengwer halkı evlerini, geçim kaynaklarını ve kültürel kimliğini kaybediyor. Ormanın dışında yaşamaya zorlanan bazıları, ezici bir yoksulluğa mahkum edildi. Erkeklerin bazılarının ormanda kalması, bazılarının ise ailelerini terk etmesi nedeniyle bu durumdan en ağır şekilde etkilenenler kadınlar oluyor. Hükümet, ormanın gördüğü tahribatı azaltmak istediğini söylüyor, ancak Sengwer halkının ormana zarar verdiğini gösteren hiçbir kanıt yok. Geçimleri, kimliği ve maneviyatı ormana bağlı olan yerli topluluklar, Embobut Ormanı’nın sahipleri ve doğal koruyucuları olarak kabul edilmelidir. Topluluk, direnmeye kararlı. Dünyaya Sengwer halkıyla dayanışma çağrıları yapılıyor.
Rift Vadisi
Kenya hükümetinin ormanları ve toprakları koruma adı altında sürdürdüğü sürgün politikalarının asıl nedeninin Rift Vadisi içinde Çinli enerji şikretleri tarafından Jeotermal Enerji Santralleri (JES) kurulma çalışmaları olduğu söyleniyor. Büyük Rift Vadisi yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda, Suriye’nin kuzeyinden Afrika’nin doğusunda Mozambik’in ortalarına kadar uzanan bir cografi ve jeolojik oluşum. Vadinin genişliği otuz ilâ 100 kilometre arasında değişirken derinligi ise birkaç yüz metreden binlerce metreye kadar değişim gösteriyor. Bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan fosillerle birlikte Rift Vadisi, özellikle de Etiopya’nın Omo bölgesi insanlığın beşiği olarak nitelendiriliyor.
Çin’in hayali!
Çin’in ‘kapitalizmin bekası’ için ortaya attığı ve hayali olan tek merkezli enerji üretimi ve dağıtımı önerisi epey karşılık bulmuştu. Çin, 50 trilyon dolarlık küresel elektrik ağı ile ultra yüksek voltajlı şebekeler kurarak, Ortadoğu’nun güneşinin, Himalaya Dağları’nın hidroelektrik gücünün, Büyük Rift Vadisi’nin jeotermal gücünün kullanılmasını ve bunların hepsinin birbirine bağlanmasını önermişti. Şu anda Çin, Kenya’da Büyük Rift Vadisi’nde jeotermal enerji için çalışmalarını sürdürüyor. Kenya’da en büyük devlet elektrik şirketi olan KenGen ile Çin’li Jereh Group ve H-Young Company Ltd, Rift Vadisi’nin doğusunda yer alan Olkaria’da jeotermal enerji santrali için bir konsorsiyum kurdu. Cehennem Kapısı Milli Parkı içinde onlarca sondaj yapıldı ve 4 adet JES kuruldu. Hedeflerinin ise Kenya’dan geçen Rift Vadisi içinde jeotermal enerji üretimini daha da büyütmek olduğu belirtiliyor. Sengwer halkı ve bölgede halen avcılık ve toplayıcılık ile yaşamlarını sürdüren Ogiek kabilesi bölgeden sürülme nedeni olarak öne sürülen ormanları koruma açıklaması inandırıcı olmaktan çok uzak. Kenya devletinin doğru söylemediği, JES planlarıyla yerlilerin yaşam alanlarının çakışıyor olmasından anlamak mümkün.
Jeotermal konferansı
31 Ekim-2 Kasım 2018 tarihleri arasında Kigali/Ruanda’da ‘Yedinci Afrika Rift Jeotermal Konferansı’ (ARGeo-C7) düzenlendi. Konferansta ele alınan bazı başlıklar ise şunlardı: “Afrika ‘Rift’ ülkelerinde jeotermal endüstrisinin büyütülmesini hızlandırma politikaları. Jeotermal projelerin finanse edilmesi. Arama metodları-jeoloji, jeokimya, jeofizik, ısı akısı. Sondaj teknolojisi. Jeotermal enerji santralleri ve doğrudan kullanım uygulaması” gibi konular konuşuldu
EKOLOJİ SERVİSİ