Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ve Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde ağır işkencelerin tanığı olan İsa Kızıl, her çalışmasında ‘Halkıma borçluyum’ derken, hayatını kaybettiğinde yoldaşları Mazlum, Kemal ve Hayri’nin misafiri olacağı dile getiriyordu
12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde tutuklanarak konulduğu Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde işkencelerden geçirilen İsa Kızıl, 77 yaşında ağırlaşan hastalıkları nedeniyle kaldırıldığı hastanede 25 Ekim günü hayatını kaybetti. Cenazesi Mêrdîn’in Qoser ilçesine bağlı Gundik (Üçevler) kırsal mahallesinde defnedilen Kızıl, geride ömrünün son anlarına kadar sürdürdüğü bir mücadele mirası bıraktı.
Kemal Pir ile tanıştı
Annesinin isteği üzerine çok genç yaşta hacca gitmesi nedeniyle çevresinde “Heci İsa” olarak tanınan Kızıl, 1976-1977 yıllarında Devrimci Demokrat Kültür Derneği’nin (DDKD) gençlik çalışmalarında yer alır. Örgütleme çalışmaları yaptığı sırada ise o dönem henüz Kurdistan Devrimcileri (KD) adıyla bilinen PKK’nin öncü kadrolarından Kemal Pir’le tanışır. Pir’in yaklaşımı ve anlatımlarından etkilenen Kızıl, sonrasında çalışmalarda daha aktif yol rol almaya başladı.
74 gün işkencede kaldı
12 Eylül’de gözaltına alınan isimlerden olur ve işkence merkezlerinden biri olan Mardin Jandarma Tugay Komutanlığı’nda 74 gün boyunca elektrikli işkence dahil her türlü ağır işkenceye maruz kalır. Ardından götürüldüğü Amed 5 Nolu Cezaevi’nde de işkenceler gören Kızıl, Mazlum Doğan ile Dörtler’in eylemine şahit olup 14 Temmuz ölüm orucu direnişinin içinde yer alır ve 43 gün boyunca açlık grevinde kalır. Sürgün edildiği Nazilli Cezaevi’nde eylemini sürdüren Kızıl, 11 yıllık tutsaklığın ardından 1991 yılında tahliye oldu. Fakat sonraki yıllarda cezaevinde gördüğü işkenceler nedeniyle ağır sağlık sorunları yaşar ve parkinson hastalığına yakalandı.
Halkıma halen borçluyum
Hastalığına rağmen çalışmalarda yer almaktan geri durmayan Kızıl, 78’liler Derneği’nin kurucuları arasında yer alıp uzun yıllar boyunca derneğin Mêrdin şubesinde başkanlık dahil yöneticilik görevlerini üstlenir. Hayri Durmuş’un “Mezar taşıma halkına borçlu yazın” sözlerini kendisine ilke edinen Kızıl, ilerleyen yaşına ve ağırlaşan hastalığına rağmen ömrünün son anına kadar nerede bir miting, eylem, toplantı varsa katılmaktan geri durmadı. “Yaşlısın, kendini yorma” diyenlere de “Ben halkıma halen borçluyum. Borcumu ödemeye çalışıyorum” sözleriyle karşılık verdi.
Gidin Hayri Durmuş’a soran
Kendisini miting, eylem alanlarında görüp de “Yetmez mi İsa Amca” diye soranlara verdiği “Gidin Hayri Durmuş’a sorun. Hayri yeter diyorsa, ben de diyeceğim” cevabını verirdi.
Halk onu bizden daha çok tanıyordu
Kızıl’ı anlatan oğlu İdris Kızıl, babasının çocukluğunun Kuzey ve Doğu Suriye’de geçtiğini, bu nedenle Kürtçe ve Arapça’ya hakim olduğunu söyledi. Askeri darbenin ardından cezaevine girmesi ve işkenceler nedeniyle babasının tedavi görmek zorunda kaldığını, ancak buna rağmen mücadele adına elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştığını dile getiren Kızıl, “Son nefesine kadar da elinden geleni yaptı. Her zaman halkın içindeydi sabah akşam. Bazen biz kendisini bırakıyorduk gideceği yere, bazen de arkadaşlar gelip götürüyordu. Parkinson olmasına rağmen son anına kadar böyle devam etti.Halk onu bizden daha fazla tanıyordu” ifadelerini kullandı.
Mazlum’un, Kemal’in misafiri olucam
Babasının her zaman kendilerine “Ben bu mücadelenin içindeyim ama ne kadar yapsam da borçluyum. Arkadaşlarım nasıl borçlu gittiyse ben de onlar gibiyim” dediğini paylaşan Kızıl, “Mazlum (Doğan) ile bir dönem kalmıştı. Mazlum’u çok anıyordu. Bize anlatıyordu. Yaşamını yitirdiğinde de Mazlum’un, Kemal’in Hayri’nin misafiri olacağını söylüyordu” dedi.
Haber: Ahmet Kanbal / MA