Doğrusu biraz hayal kırıklığı oldu. Ben bu zat-ı muhteremin şahsen bizzat dünyamızda yaşamış olduğunu düşünürdüm hep. Merak edip sağa sola baktıkça bunun epey tartışmalı olduğunu gördüm, canım sıkıldı. Adını bu kadar sık kullandığımız bir adamın varlığının kuşkulu olması hoş değildi yani.
Nicolas Chauvin… Şu lanetli ‘Şovenizm’ (Chauvinism) lafının isim babası olan tuhaf adam…
Bir varmış bir yokmuş
Rivayetlere göre (ama rivayetlere göre!) Fransız asker Nicolas Chauvin, 1780 yılında Fransa’nın Rachefort kasabasında doğmuş. Doğmuş deniliyor ama yine de tarihi bilgilere göre varlığı kanıtlanabilmiş değil. Bazı kaynaklar da onun Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyük Britanya’dan bağımsızlık ilan ettiği gün 4 Temmuz 1776’da doğduğunu iddia ediyor. Yine birçok şüpheli kaynağa göre Chauvin, 18 yaşındayken 1792’de yeni başlayan savaş vesilesiyle Fransız Ordusu’na katılmıştı.
Napoleon Bonaparte, kendi ordusu La Grande Armée’yi yarattığında, Chauvin de görev aldı ve Napoleon Savaşları’nın çoğuna katıldı, 17 kez de yaralandı. Ciddi şekilde sakatlandı ama yine da taptığı efendisinin yanında savaşma arzusundan vazgeçmedi. Savaşlardaki kahramanlıklarından ötürü Chauvin’e bir Onur Kılıcı ve bizzat Bonaparte’ın kendisi tarafından emekli maaşı verildi.
Kör sadakatin simgesi
Sonunda Napoleon 1815’te yenildi ve monarşi yeniden restore edilirken 1830 Temmuz Devrimi’ne kadar süren bu dönemde artık Fransız halkının gözünden de düştü. Ancak bu dönemde bile ordusunun içinde ona hâlâ bir kahraman olarak tapınan ve yere göğe sığdıramayan bir ‘gaziler’ grubu vardı. Tarihçiler, Chauvin’in büyük olasılıkla bu adamlardan biri olduğunu ya da bu grubu temsilen üretilmiş bir figür olabileceğini düşünüyor. Nicolas Chauvin’in sözlüklerde ilk yer alışı, Arago’nun 1845’te yayınlanan ve 1867’de Larousse’nin Grand Dictionnaire’sinde tekrarlanan Dictionnaire de la Conversation’da görülüyor, ancak orada da gerçek birinden çok saf ve komik bir tiyatro figürü olarak tanımlanıyor. Tarihçi Gerard de Puymege ise uzun araştırmalarına karşın hiçbir arşivde onun yaşadığını gösteren bir kanıt bulamamıştı. Bu arada, Chauvin’in Grande Armée’nin askerleri arasında ortak bir soyadı olan Calvinus’un bir türevi olduğu da iddia ediliyor. Ayrıca, bu soyadının etimolojik olarak Fransızca’da ‘kel’ anlamına gelen ‘chauve’ kelimesinden gelmesi de ayrı bir konu.
Körü körüne inanmak
Sonuçta Chauvin’in adı, o dönemde bu fanatik gazilerle dalga geçmek için kullanılan bir genel kavrama dönüşüyor. Chauvin’in simgelediği bu tayfa, 19. yüzyıl Fransız oyun yazarlarının sömürdüğü komik bir karaktere dönüşüyor. Zaten, kavramın ortaya çıkışı ve yayılması da teatral bir yoldan oluyor. 1831 yılında sahnelenen La Cocarde Tricolore isimli vodvil oyununda aşırı milliyetçiliği ve fanatizmi simgeleyen bir figür olarak Chauvin ve Chauvinism (Şovenizm) ilk kez kullanılıyor. Daha sonra da halk arasında aşırı milliyetçiliğin sokak tanımı haline geliyor.
Ancak daha sonra kavram, basit anlamıyla milliyetçiliğin anlatmaya yetmediği saldırgan ve saplantılı hamaseti anlatmak için kullanılır oluyor. Kavramın 19’uncu ve 20’inci yüzyıldaki kuluçka yeri de özellikle Almanya-Fransa ilişkileri oluyor. Bu yüzyıllarda Almanların ve Fransızların birbirlerine karşı duydukları nefret ancak bu kelime ile ifade edilebiliyor. Özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında aşağılık kompleksi içinde suçlu arayan tarafların karşılıklı nefreti, güçlü şovenist dalgalar yaratarak bir anlamda Nazizme de yataklık etmiştir.
Daha sonraki zamanlarda, örneğin 1970’lerde ‘male chauvinism’ (erkek şovenizmi) gibi değişik kullanımlara ya da dinsel tarikat davranışlarına yönelik tanımlara rastlansa da aslında bunlar kökenle çok uyuşmamıştır.
Her ne olursa olsun, sonuçta hikâye tam da bir delinin kuyuya attığı taş deyimini hatırlatıyor. Ama daha kötüsü! Bu kez delinin gerçekten yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyoruz!
Her neyse işte, yaşasın yaşamasın, hayırla yâd edilmediği kesin…
NOT: Bu arada, son yıllarda Nicolas Chavuin’in yaşamı üzerine matrak bir film yapılmış. Sevgili Necati’nin (Sönmez) önerilerine her zaman güvenirim ve ben de izlemenizi öneririm. https://www.youtube.com/watch?v=XOGwc8Ebdpo&vl=ja
İyi seyirler…