Hizbulkontra, JİTEM, asker ve korucuların 1990’lı yıllarda işlediği cinayet ve katliamlara dair davalar, AKP döneminde bir bir cezasızlıkla sonuçlandı
Türkiye ve Kurdistan’da 1990’lı yıllarda Hizbulkontra, JİTEM, asker ve korucular tarafından işlenen cinayet ve katliamlara dair açılan davalar bir bir cezasızlıkla sonuçlanıyor.
Cezasızlık politikasının son örneği ise Vartinis Katliamı davasında verilen karar oldu. Mûş’un Til (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde, 3 Ekim 1993 tarihinde evleri askerlerce ateşe verilen Öğüt ailesinden 9 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 7’si çocuktu.
Yargıtay’ın bozma kararı sonrası başlayan yargılamanın 4 Aralık’ta görülen duruşmasında karar açıklandı. Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, zaman aşımı tarihinin üzerinden 2 aylık bir süre geçtiğini belirterek, dava dosyanın düşürülmesine karar verdi. Böylece bir katliam davası daha karanlıkta bırakılmış oldu.
Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney, Vartinis Katliamı’nda verilen kararla birlikte benzer akıbeti yaşayan katliam ve cinayetlere dair açılan davalarda verilen kararları hatırlattı.
Kemal Türker
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Kemal Türkler, 22 Temmuz 1980’de İstanbul’daki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledildi. Türkler’in öldürülmesi ve Bahçelievler Katliamı ile ilgili olarak aranan katil zanlısı Ünal Osmanağaoğlu, 1999’da yakalandı. Ancak yargılama sonucunda hakkında 3 kere beraat kararı verildi. Dosya yerel mahkemeye son gelişinde ise 1 Aralık 2010 tarihinde zaman aşımı gerekçesiyle düştü.
Musa Anter
Kürt gazeteci-yazar Musa Anter, 20 Eylül 1992’de Amed’in Seyrantepe semtinde JİTEM elemanları tarafından katledildi. JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, cinayetin işleyenlerin isimlerini daha sonra itiraf etti. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda, Anter cinayetinin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı bilgileri yer aldı. Fakat yapılan yargılamada birçok JİTEM elemanının adı geçmesine rağmen hiçbirisi ceza almazken, dosya da 21 Eylül 2022’de zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
Uğur Mumcu
Gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde, arabasına konan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanlar, cımbızla toplanması gereken delillerin süpürülmesi sonucu hiçbir delil bulanamadı. İslamî Hareket Cephesi, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütlerin üstlendiği suikastın davası Temmuz 2000’de Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) başladı. İlk yargılama sonunda Necdet Yüksel, Rüştü Aytufan ve Ferhan Özmen “Anayasal düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
2005’te yapılan ikinci yargılamada Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Ferhan Özmen’e ağırlaştırılmış müebbet, Ekrem Baytap da 15 yıl hapis cezası verdi. Abdulhamit Çelik, Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Mehmet Şahin, Fatih Aydın, Muzaffer Dağdeviren ve Yusuf Karakuş da 6 yıla kadar hapisle cezalandırdı. Firari Oğuz Demir’in dosyasını da ayırdı ve açık tuttu. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yıllar önce dosyası ayrılan Selahattin Eş, Ali Akbulut, Aydın Koral ve Ahmet Cansız hakkındaki yakalama kararını savunmalarını yapmaları için kaldırdı. Sanıklar Türkiye’ye geldi, iddiaları yalanladı ve beraat ettiler.
Mehmet Sincar
Demokrasi Partisi (DEP) Mardin Milletvekili Mehmet Sincar, 4 Eylül 1993’de Êlih’te (Batman) katledildi. Katliamı ilk olarak Türk İntikam Tugayı üstlendi. Fakat Susurluk kazası sonrası hazırlanan raporlarda suikastin, Mahmut Yıldırım, PKK itirafçıları Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu’nun işlediği belirtildi. Saldırıda tetikçilik yaptığı belirtilen Hizbullah üyesi Cihan Yıldız hakkında açılan davada hala bir karar verilmedi.
Dosyada adı geçen Mehmet Ağar, Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım ve JİTEM itirafçıları Alaattin Kanat hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, dosyanın zaman aşımına uğrama riski oluştu. Dava halen Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Davanın tek sanığı olan ve daha önce Hizbullah davasında müebbet hapse mahkum edilen Cihan Yıldız, bu davada tutuksuz yargılanıyor.
Madımak Davası
Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde 35 kişinin yakılarak katledildiği davada 28 Kasım 1997’de karar çıktı. 33 sanık hakkında idam, 14 sanığa da 15 yıla kadar değişen hapis cezası verildi. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Zamanla davada hiçbir tutuklu kalmadı. Firari 3 sanık yönünden devam eden yargılamada 14 Eylül 2023’te karar çıktı. Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, zaman aşımı gerekçesiyle davayı düşürdü. Davada tutuklu bulunan tek sanık Hayrettin Gül ise 6 Eylül 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ikinci kez af yetkisini kullanması sonucu tahliye edildi.
Hrant Dink
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de genel yayın yönetmeni olduğu gazetenin Şişli’deki binası önünde uğradığı saldırıda öldürüldü. Dink, hakkında Türk Ceza Kanununun 301. maddesini ihlal etmekten dolayı açılan davalar nedeniyle sürekli hedef gösteriliyor ve tehditler alıyordu. Katledilmenin ardından başlayan yargılama sürecinde uzun dönem tetikçi Ogün Samast ve Yasin Hayal üzerinden devam ederken, 15 Temmuz 2016’dan sonra soruşturma genişledi. Dönemin İstanbul ve Trabzon emniyet yetkilileri de soruşturmaya dahil edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, suikastın “FETÖ’nün amaçları doğrultusunda işlendiğine” hükmedildi. Dink’in katili Ogün Samast 15 Kasım 2023’te tahliye edildi.
Görümlü Katliamı
Şirnex’ın Görümlü köyünde 14 Haziran 1993 tarihinde 6 kişinin zorla kaybedilmesine dair dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Mete Sayar, Görümlü 1. Mekanize Piyade Tabur Komutanı emekli Albay Hasan Basri Vural, 3. Bölük Tim Komutanı Üsteğmen İbrahim Kıraç, Yüzbaşı Murat Ali Yıldız, Kayseri Hava İndirme Tugayına bağlı Teğmen Serdar Tekin ve 2. Komando Tabur Komutanlığı’ndan Tansel Erok hakkında “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek” suçundan 2013 yılında dava açıldı. İlk duruşmada dava Ankara’ya nakledildi. Davada sanıkların hiçbiri tutuklu olarak yargılanmadı. 03 Temmuz 2015 tarihli görülen duruşmada, sanıkların beraatine karar verildi. 3 Nisan 2018 tarihinde temyiz incelemesi tamamlandı ve Yargıtay tarafından karar onandı.
Licê Katliamı
Amed’in Licê (Lice) ilçesinde 22 Ekim 1993 tarihinde 15 sivilin öldürülmesiyle sonuçlanan askeri operasyonla ilgili, olaydan 20 yıl sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi. İddianamede dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ’ın “taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik ve cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından yargılanmaları talep edildi. Dava önce Eskişehir’e ardından İzmir’e taşındı. Davanın ilk duruşması 1 Haziran 2015’te İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 7 Aralık 2018 tarihli son duruşmada sanık Eşref Hatipoğlu hakkında mütalaa doğrultusunda beraat kararı çıktı.
4 Kişinin Katledildiği Katliam
1993 yılında yakılarak boşaltılan Mûş’un Kızılağaç köyünde gözaltında katledilen Mahmut Acar, Ali Can Öner, Yakup Tetik ve Mehmet Emin Bingöl ile ilgili 20 yıl sonra dava açıldı. Zaman aşımı süresinin dolmasına bir gün kala hazırlanan iddianamede, dönemin Muş Jandarma Alay Komutanı Naim Kurt’a “birden fazla kişiyi aynı sebeple ve taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlamaları yöneltildi. Van 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayan dava, 22 Aralık 2014 tarihinde beraatla sonuçlandı.
Kerboran JİTEM Davası
Mêrdîn’in Kerboran (Dargeçit) ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 08 Mart 1996 tarihleri arasında biri uzman çavuş üçü çocuk, sekiz kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada 30 Ekim 2014 tarihinde ilk iddianame hazırlandı. İddianamede dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in “taammüden öldürme” suçundan yargılanmaları istendi.
Ancak soruşturma dosyasında şüpheli olarak adları geçen, çoğu korucu 16 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi ve Hikmet Kaya’nın zorla kaybedilmesi dosyaya dahil edilmedi. 1 Ekim 2015’te Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava, 4 Temmuz 2022 günü görülen duruşmada karar bağlandı. Sanıklar hakkında “atılı suçları kanunî tanıma uygun şekilde işlediklerini tereddütsüz ortaya koyabilecek nitelikte, somut, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği” gerekçesiyle beraat kararı verildi.
Qoser JİTEM Davası
Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin katledilmesine ilişkin emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir hakkında “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından 2014 yılında dava açıldı. İlk duruşması 3 Mart 2015’te Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 9 Eylül 2019 günü öldürme suçundan zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verildi. “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasına dair ise beraat kararı verildi.
11 KİŞİNİN Katledildiği Dava
8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesi ve Mûş’a bağlı Licik mezrası civarında General Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonlarda gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı. 5 Kasım 2004’te zorla kaybedilen 11 kişiye ait toplu mezar bulundu. 11 Ekim 2013 tarihinde konuyla ilgili düzenlenen iddianamede, Bolu 2 Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanması talep edildi. Ankara 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, 19 Eylül 2018’de verilen beraat kararıyla kapatıldı.
Dêrik Katliamı
Mêrdîn Dêrik ilçesinde 1992-1994 yılları arasında katledilen 13 kişiyle ilgili dönemin Derik Jandarma Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil hakkında “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek” suçundan 2012 yılında dava açıldı. Adalet Bakanlığı’nın talebi ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin onayı ile “güvenlik” gerekçesiyle Çorum’a nakledilen davada, tutuksuz yargılanan Musa Çitil 21 Mayıs 2014 tarihli karar duruşmasında beraat etti. Yargılama sırasında Ankara Bölge Jandarma Komutanlığı’nda görevini sürdüren Musa Çitil, 08 Haziran 2015 tarihli YAŞ kararlarında terfi ettirilerek Tümgeneral oldu. Çitil, 08 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanlığı’na, 22 Temmuz 2017 tarihinde ise Jandarma Genel Komutan Yardımcılığı’na terfi ettirildi.
Temizöz ve Atak Beraat Etti
Şirnex’ın Cizîr (Cizre) ilçesinde 1993-1995 yılları arasında katledilen 21 kişiyle ilgili dönemin Cizre Jandarma İlçe Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak, Kukel Atak, Temer Atak, Adem Yakin, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Burhanettin Kıyak hakkında “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve bu teşekküle katılarak mensubu olmak, insan öldürmeye azmettirmek ve insan öldürmek” suçlarından 2009 yılında dava açıldı. 2012’de Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava, Eskişehir’e nakledildi. Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Nisan 2015 tarihinde sanıkların tamamı hakkında beraat kararı verdi.
Roboskî Katliamı
Şirnex’ın Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 kişi katledildi. Olayın ardından Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu, Mart 2013’te 84 sayfalık bir rapor sundu. Operasyon esnasında “kimlik tespiti yapmanın imkansız olduğu” belirtilen raporda, “olayın kasten yapıldığına dair bir delilin bulunamadığı” iddia edildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 11 Haziran 2013’te “taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı” dosya hakkında “görevsizlik” kararı verdi. Başsavcılık daha sonra dava dosyasını Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Ancak Ocak 2014’te “takipsizlik” kararı verildi.
Dava avukatları, Haziran 2019’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. “Yeni delil varlığı” sebebiyle Roboskî dosyasının yeniden açılmasını talep etti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise “yetkisizlik” kararı vererek, dosyayı Uludere Cumhuriyet Savcılığına gönderdi. Haziran 2019’da yapılan başvuruyla ilgili henüz bir işlem gerçekleştirilmedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) de iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle 17 Mayıs 2018’de başvuruyu reddetti. AİHM gerekçesinde, dava avukatlarının eksik olduğu bildirilen belgeleri 15 günlük sürede değil, 17 günde göndermesini hata olarak kabul etti.
Kemal Kurkut Davası
2017 Amed Newroz’unda üniversite öğrencisi Kemal Kurkut katledildi. Valilik “canlı bomba” açıklaması yaptı. Ancak Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök’ü çektiği fotoğraflar, Kurkut’un katledildiğini açığa çıkardı. Polis Y.Ş. hakkında “olası kastla öldürme” suçundan dava açıldı. 17 Kasım 2020’de görülen karar duruşmasında sanık polis hakkında “suçsuz değil” gerekçesiyle beraat kararı verildi.
HABER MERKEZİ