İran’da film çekmesi yasaklanan ve ev hapsine çarptırılan Penahi, yasağa rağmen film çekmenin başka yollarını bulur. Sahneleri halıya yapıştırdığı bantla anlatan Penahi’nin kek içinde yolculuk yapan filmini inceledik
Meltem İnci – İSTANBUL
Cafer Penahi, İran’da sözünü söylemekten sakınmayan, demokrat yönetmenlerin başında gelir. Bu demokrat duruşu ise İran’a öyle ki ‘fazla’ gelir ve Penahi’nin film çekmesi, senaryo yazması yasaklanır üstelik 6 yıl hapis istemi de kapıdadır.
Cafer Penahi, hayatının anlamı olarak nitelendirdiği yönetmenliği artık gizlice yapmak zorundadır. Bir sabah, kurduğu sabit kameranın başına geçerek kendisi gibi yönetmen olan arkadaşı Mojtaba Mirtahmasb’ı arar, evine davet eder. Mirtahmasb eve geldiğinde öğrenecektir Penahi’nin suç ortağı olacağını. Onunla bir gününü geçirecek ve kayda alacaktır.
İşte bu görüntülerde 28 Eylül 2011’de Cannes’da gösterilen ve ABD Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği En İyi Deneysel Film Ödülü’nü alan ‘Bu Bir Film Değildir / İn Film Nist’ belgeselini ortaya çıkarır.
Halıya film çizmek
Mirtahmasb, Penahi’yi bu kısa süreli anlaşmanın ardından izlemeye başlar evin içerisinde. Penahi, hali hazırda olan bir senaryosundan bahseder, Çehov’un ‘Bir Kızın Gizli Defteri’ kitabından esinlenmiştir. Bu filmi çekmek için Penahi birçok yol dener, ancak İran suratına tüm kapıları kapatılır. Oyuncusu, mekanı hazır olduğu halde çekemez üstelik seti basılarak apar topar gözaltına alınır.
Anlatmak ve çekmek
Cafer Penahi, “Madem filmi çekemiyorum, o zaman çizerek anlatırım” der. Büyükçe bir halının üzerine koli bantlarıyla sahneleri çizer. Eline bir yastık alır, oyuncusu yastıktır. Nerede olduğunu ne yaptığını gösterir. Penceresini, kapısını yere yapıştırılan bantlardan öğreniriz. Ardından durur Penahi, önce sessiz, sonra düşünceli. “Bir filmi anlatabilseydik neden film yapalım ki?” diye sorar.
Burada bitmez Penahi’nin anlatmak istediği şey, kendini anlatmak için kendi filmlerine başvurur. Televizyona taktığı “Ayna” filminin bazı sahnelerini gösterir. “Ayna” filmi, belgesel-film niteliği taşır. Evini bulmaya çalışan küçük bir kızın hikayesi, oyuncu setten sıkılıp evine dönmek isteyince gerçek bir hikaye ve takip filmine dönüşür. Yani aslında Penahi’nin söylemek istediği şey çok açıktır. Onun yaşadığı da Ayna filminde olduğu gibi çok gerçektir. Kurgusal değildir. Bu yüzden film halıya çizilmez ve bu yüzden sabit kamera önünde anlatılmaz.
Kek içerisinde film yolculuğu
Peki Mojtaba Mirtahmasb’ın kayda aldığı bu görüntülerin çilesi bitiyor mu? Merak etmeyin, bitmiyor. Penahi’nin trajedisi yarım kalmıyor elbette. Pehani Cannes’a davetli olduğu halde pasaportuna el konulduğu için gidemiyor ama kurgusu tamamlanan film, bir kek içerisindeki usb bellek ile Fransa’ya yolculuk yapıyor.
Ardından Penahi’nin 6 yıl hapsi onanıyor ve içeri giriyor. Çıktıktan sonrada bir söyleşide şunları dile getiriyor. “Film çekmesine izin verilmeyen bir yönetmenin zihnine kilit vurulmuştur. Küçük bir hücreye tıkılmamış olabilir ama aslında çok daha büyük bir zindana atılmıştır”