Keçeden yaptığı tablolarla dünyanın dört bir yanında evleri süsleyen, Aysel Akgün, ’Keçenin rengârenk büyük bir dünyası var. Keçelerle yaptığım tablolar benim için bir tutku, aşk ve yaşam tarzı’ dedi
Bilinen en eskitekstil ürünlerinden biri olan keçeye şekil veren Aysel Akgün’ün tabloları dünyanın dört bir yanında evleri süslüyor. Aysel Akgün, keçe el sanatlarıyla ilgilenen az sayıda insandan biri. Takıtasarımı ile ilgilenen Akgün, bir dönem ticaretle uğraşmış ancak her boş kaldığında ya da kendine vakit ayırdığında mutlaka el sanatlarıyla ilgilenmiş. JINNEWS’ten Safiye Alagaş’a konuşan Aysel Akgün, internette karşılaştığı görüntüler üzerine keçe ile ilgilenmeye başlamış. Keçenin insanlık tarihinden bu yana kullanıldığını belirten Akgün, “O görselden sonra ‘Bende yapar mıyım, yapabilir miyim’ diye düşündüm ve denedim. O renk cümbüşünün içinde kendimi kaybettim. Benim için büyülü bir dünya” diye anlattı.
Hobi olarak başladı
6 yıldır keçe sanatıyla ilgilenen Akgün, “Hobi olarak başladığım bir iş, şu anda çok severek ve tutkuyla icra etmeye çalışıyorum.Keçeyi farklı yorumlamayı seviyorum.Keçe yapan çok değerli ustalarımız var. Ben onların çalışma tarzından biraz daha farklı revize ederek çalışıyorum. Daha kullanım alanına açık, halıdan, kilimden, çantadan, şapkadan ziyade görsel açıdan evimizi ya da bulunduğumuz yeri süsleyecek tarzda tablolar üzerine çalışmayıtercih ediyorum. Diğer çalışmaları da yapıyorum elbette ama daha çok görseltablolar yapıyorum” diye kaydetti.
‘Aşkla bağlıyım’
Son bir yıldır profesyonel olarak festivallere davet edildiğini ifade eden Akgün, ürünlerin çok beğenildiğini de sözlerine ekledi. Dünyanın dört bir yanından insanların geldiğini belirten Akgün şöyle devam etti: “Çalışmalarım dünyanın dört bir yanında farklı farklı evleri renklendiriyor. Bu beni inanılmaz keyiflendiriyor. Keçe benim için bir tutku, bir aşk, bir yaşam tarzı. Ayrıca keçenin mistik tarafını da çok seviyorum. Çünkü keçe ile çalıştığınızda sabrınız artıyor, öfkeniz bitiyor. Bir şeyi şekillendirmeye başladığınızda üzerinde çok fazla zaman harcıyorsunuz. Beyninizde onu kurguluyorsunuz, orada bambaşka bir yaratım içerisine giriyorsunuz, meditasyon gibi. O yüzden de keçeye bambaşka bir aşkla bağlıyım.” Daha önce birçok el sanatıyla ilgilenen ancak keçede tutkulu bir şekilde kaldığına dikkat çeken Akgün nedenini ise şöyle açıkladı: “El sanatlarının içerisinde ruh halimi yansıtan organik bir malzeme olduğu için. Keçe organik bir malzemedir. Organik olmayan hiçbir yerde asla tutmaz.”
‘Sanatçıyı yansıtmalı’
Keçe sanatıyla ilgilenen insanların sabırlı olmaları gerektiğinin altını çizen Akgün şu tavsiyelerde bulundu: “Sabırlı olmaları ve kendilerini sürekli yenilemeleri gerekiyor. Diyelim ki yeni bir tekniği öğrendi, alışılmışın dışına taşması gerekiyor. Yoksa yapılmış olanın aynısınıtekrarlamak çok fazla geliştirmez.Kesinlikle kendinden, kendi ruhundan bir şeyler katmalıdır.Kendi sevgisini oraya işlemelidir. Bu tarz tablolar bildiğim kadarıyla çok fazla yok. Her nerede olursa olsun ben ürünümü tanımak isterim. Benimdir diyebilmeliyim. Bin tane ürünün içerisinde öyle bir farklılık olmalı ki beni yansıtmalıdır. Aslında sanatçının yapmış olduğu iş kendisini yansıtmalıdır.”
İSTANBUL