IŞİD saldırdığında KDP’nin Şengal’den kaçışını görüntüleyen gazeteci Berfîn Hêzil: KDP’nin kaçışı unutulmayacak
Irak hükümeti ve KDP arasında 9 Ekim 2020’de Türkiye’nin organizesi ile Şengal için imzalanan antlaşmadan bu yana Şengal’e yönelik saldırılar devam ediyor. En son 2 Mayıs’ta Kazımi’ye bağlı güçler Şengal’e girme girişiminde bulundu. Halkın direnişi sonucunda girişim önlendi. Saldırılar devam ederken KDP tarafından yapılan yazılı açıklamada 2014 yılında Şengal’e yönelik IŞİD saldırısı sürecinde KDP’nin kenti kurtardığı ve kaçmadığı iddia edildi. KDP’nin bu açıklamasına tepkiler sürerken, 2014 yılında KDP’nin Şengal’den kaçışını ve Êzidîleri IŞİD’in katliamdan geçirmesinin önünü açmasını çektiği görüntülerle dünyaya duyuran gazeteci Berfin Hêzîl konuştu.
‘Birçok katliam yaşandı’
Kürtlere karşı yürütülen savaş konseptine değinen Berfîn Hêzîl, “Tarihten bugüne Kürtler birçok kez katliamdan geçirildi. Saldırılarla Kürtler hep yok edilmek istendi. Bu katliamlar önceleri gizli planlarla yapılırken şimdi açık bir şekilde yapılıyor. Artık herkesin maskesi düşmüş durumda ve Kürtlere karşı açıktan savaş yürütüyorlar. Bu güçlerin amacı Kürtleri yok etmek. Yüz yıldır bu böyle. Bizim Êzidî toplumumuz 73 fermandan geçti, arkasında bıraktı. ‘Neden Êzidîler bu kadar fermandan geçirildi?’ diye sormak gerekiyor. Kürdistan tarihine baktığımızda birçok kitap yazılmış. Zilan’dan Dersim’e birçok katliam yaşandı. En son Êzidîler yine fermanla yüz yüze bırakıldı. O süreçte gerilla Şengal’e gitmeseydi, Êzidîler kalmayacaktı, yok olacaktı. Özgürlük savaşçıları o zaman katliamın önüne geçti ve yeniden tarihimize dönüp baktık. Neden 73 Ferman, diğer 72 Ferman ne oldu? Biz Kürtler bu tarihi çok iyi araştırmadık. Kendi kadim tarihimizi iyi tanımadık. Bu yüzden diyoruz bu topluma borçluyuz. Ama eğer şimdiden sonra da tanımıyoruz diyorsak, kendi köklerimizi inkar etmiş oluruz” diye konuştu.
Kürtlerin kadim hafızası
Bugün yapılan ittifak ve saldırıların açık yapıldığını söyleyen Hêzîl, şöyle devam etti: “2014 yılında Türkiye, KDP ve Irak arasında yapılan ittifak gizliydi ancak çok çabuk deşifre oldu. Çünkü özgürlük savaşçıları katliamın önüne geçti. 9 Ekim Antlaşması’nı boşa çıkardı. Tam sonuç alamadılar ve şimdi tekrar hayata geçirmek istiyorlar. Bu antlaşma Birleşmiş Milletler, ABD ve Avrupa Birliği korumasında yapıldı ve 9 Ekim’de Kürtlerin katledilmesinin kararı alındı. Şimdi gerçekleştirmek istiyorlar. Nasıl ki Erdoğan Zap ve Avaşîn’e saldırı başlattı hemen ardından da Kazımi’yi harekete geçirdiler. ABD ve Avrupa’nın planıdır. Êzidîler yok etmek istiyorlar. Bu yüzden de Şengal’e önce saldırdılar. Şengal Kürtlerin kadim hafızasıdır. Şimdi yapılan plan ve oyunlara bakarsak bunun ABD ve Avrupa’nın desteği ile olduğunu görürüz. Esas plan budur. Kürt ve Kürdistan adına bir şey bırakmak istemiyorlar. Sadece ihanetin kalmasını istiyorlar.”
‘Grup grup kaçtılar’
IŞİD’in saldırdığı süreçte KDP’nin bırakıp kaçtığını hatırlatan Hêzîl, bunun hiçbir zaman unutulmayacağını belirtti. Hêzîl, devamla şunları dile getirdi: “3 Ağustos’ta sabah saatlerinde 12 binden fazla pêşmerge, DAİŞ ile yapılan ittifak sonucu gizlice grup grup Şengal’den çıktı. Zaxo’ya geçtiler. Uzun bir süre bu devam etti. Şengal’den kaçtılar ve Rabiya yolundan Zaxo’ya geçtiler. Êzidî toplumu katliamla yüz yüze bırakıldı. Peşmerge kaçtıktan sonra DAİŞ geldi. Şengal halkı da kendini korumak için yönünü Şengal dağlarına verdi. Çünkü Êzidî toplumu kendisini korumazsa kimsenin kendilerini korumayacağının bilincine varmış durumda. Ferman sürecinde Kürt halkı Barzani’den hesap sormalıydı. O dönem hesap sorulmadığı için şimdi rahatça dönebiliyor. Diyoruz ki Şengal’i yalnız bırakanlar yargılanmalı. Özgürlük savaşçıları Şengal’e ulaştı ve Şengal’i kurtardı. Özgürlük savaşçıları Şengal’de demokratik ulus sisteminin temelini attı. Şengal’i Şengallilere bıraktılar ve kendi yerlerine döndüler. Bir gün ihtiyaç olursa yine gelirler.”
Diasporada jenosit
Êzidî toplumunun Ortadoğu’nun kadim topluluklarından olduğunu ifade eden Hêzîl, “Ermeni Katliamı döneminde de Êzidîleri fermandan geçirdiler. Özellikle Êzidîler Serhat bölgesinden Gürcistan ve Rusya’ya geçti. Bu politika sadece Êzidîlere karşı yürütülmedi. Bir bütünen Kuzey Kürdistan’dan birçok topluluğu çıkardılar. Bunu tek tiplilik oluşturmak için yapıyorlar. Buna öncülük edenler de Erdoğan ve Barzani ailesidir. 200 bin Êzidî diasporaya götürüldü. Oyunları devam ediyor. Şimdi 74’üncü Ferman Avrupa’da yürütülüyor. Esas kırım diasporada gerçekleştiriliyor. Örneğin jenosit kabul edildi ancak Şengal’in özerkliği kabul edilmedi” dedi.
‘Êzidî ser verir sır vermez’
Avrupa’ya götürülen birçok Êzidî kadının akıbetinin belli olmadığını belirten Hêzîl, “Ancak tüm saldırılara rağmen Şengalli kadınların direnişi devam ediyor. Şengalli annelerin birçoğu işgalcilere ‘Burası kırmızı çizgimiz ve geçemezsiniz’ dedi. Êzidîlik ser verir ama sır vermez. Êzidî kadınlar başını verir ama sır vermez. Ne olursa olsun teslimiyeti kabul etmezler. Binlerce Êzidî kadın kendisini kayalardan, uçurumlardan attı. Bu kadınların intikamını alacağız” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Helîn Asmin / QAMIŞLO-JINNEWS