Bölgede gazetecilik yapan Beritan Zagros, son dönemlerde Süleymaniye’de Kürt siyasetçilere yönelik artan suikastları değerlendirdi: ‘Hewlêr, Kürt katilleri için güvenli bir sığınak haline geldi’
Türkiye’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ortaklığıyla 17 Nisan’da Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine havadan ve karadan başlattığı saldırıları sürdürüyor. Aynı süre içinde Kürt siyasetçilere yönelik suikastlar da arttı.
16 Eylül 2021’de Ferhat Barış Kondu silahlı saldırıya uğradı ve ağır yaralı olarak kurtuldu. 17 Eylül 2021’de Yasin Bulut silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirdi. 17 Mayıs 2022’de Mehmet Zeki Çelebi uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. 28 Ağustos 2022’de Tevgera Azadî üyesi Sûheyl Xûrşîd evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda yaşamını yitirdi.
En son 4 Ekim’de akademisyen, gazeteci ve Jineoloji Akademi Merkezi üyesi ve Jineoloji Dergisi editörü Nagihan Akarsel, uğradığı silahlı saldırı sonucu katledildi.
Bölgede gazetecilik yapan Beritan Zagros, Mezopotamya Ajansı’na son dönemde Kürt siyasetçilere yönelik artan suikastları değerlendirdi.
Saldırıların ‘KDP işbirliğinde’ yürütüldüğüne dikkati çeken gazeteci Zagros, “Kürdistan’da ajanlık şebekesini geliştirerek, Kürt toplumunu kullanmak ve KDP’nin işbirliğiyle Kürtlerin özgürlük mücadelesine saldırmayı hedefliyor. Şüphesiz Şengal ve Maxmur’a yönelik SİHA saldırıları ile Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm siyasi suikast ve saldırılar kendilerine Kürt diyen kişiler tarafından gerçekleştiriliyor. En önemlisi de yerel istihbaratın onayıyla gerçekleşiyor. Kürdistan Bölgesi istihbaratının onayı olmadan MİT, çoğunluğu yurtsever halktan oluşan Süleymaniye’de herhangi bir Kürt devrimciye, yurtsevere karşı silahlı saldırı yapmayı göze alamaz. Kürdistan Bölgesel Yönetimi İstihbaratı (KDP ve YNK), bu saldırıların kendi bilgileri dışında gerçekleştiğini ve bunda hiçbir paylarının olmadığını söylüyorsa, o zaman bölgede hiçbir etkilerinin olmadığını ve kendilerini feshetmeleri gerekiyor” dedi.
‘KDP Türki istihbaratına kapı açtı
KDP’nin bölgenin tüm kapılarını Türk istihbaratına açtığını vurgulayan Zagros, “Çoğu KDP’nin kontrolünde olan ve diğerler güçlerin güçlü bir iradeye sahip olmadığı Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi irade, Güney Kürdistan’ı Türk istihbaratına açtı. Pek çok diplomatik merkez, vize, şirket, kafe-restoran ve hastane Türk istihbaratının yuvası haline geldi. KDP Türk MİT’ine serbestlik verdi ve ortaklıklarını artık saklamaya gerek görmüyor” diye belirtti.
‘Bölgenin kendine ait bir inisiyatifi yok’
KDP’nin, Türkiye’nin saldırılarına karşı hep sessiz kaldığını ifade eden Zagros, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin Güney Kürdistan’a insansız hava aracıyla yaptığı hava saldırılarında Güney hükümeti sürekli Bağdat’ı topa tutuyor ve sorumluluğu Bağdat’a ve uluslararası koalisyona yüklüyor. Aslında Irak’ın hava sahası, ABD ve Irak liderliğindeki uluslararası koalisyonun elinde. Türk uçakları şu ana kadar ABD’nin onayı olmadan Süleymaniye, Duhok, Hewlêr, Germiyan, Raperin gibi bölgeler üzerinden uçuş yapamaz. Bundan dolayı da birçok kez İran İHA’larını engellemeyi veya düşürmeyi başarmıştır. İran’ı kendine düşman olarak gördüğü için uçakları havalandığında hemen onları engelliyor. Ama mesele Türkiye’nin SİHA’ları olunca, bölgenin bütün hava sahalarını açıyor. Tabii ki ilk olarak bunun engellenmesi koalisyon güçlerinin elindedir. Ama bu Güney Kürdistan’ın inisiyatifsiz kalacağı anlamını taşımıyor. Kürdistan Bölgesi’nin kendine ait bir inisiyatifi yok.”
‘Hewler katiller için bir sığınak’
Gazeteci Beritan Zagros, Nagihan Akarsel suikastını üstlenen Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney hakkında dava açılması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Rıza Güney, Nagihan Akarsel’i ve Kürt yurtseverlerine yönelik ölüm tehditlerini sürdüreceklerini itiraf etti. Diplomat ama istihbarat görevlisi ve askeri bir komutan gibi konuştu. Bu konuşmadan sonra Irak’tan kovulmalıydı. Kürtlerin öldürülmesini haklı buluyorlar ve KDP’nin özel savaş ilanlarını gururla anlatıyorlar. Elbette Ali Rıza Güney’e, Federal Mahkemesi’nde dava açılmalı ve Irak’tan sınır dışı edilene kadar ciddi bir protesto konusu olmalıdır.”
Akarsel’in suikastında bir kişinin gözaltına alındığını hatırlatan Zagros, “Kadınların İran’da olduğu gibi alanlara çıkmaması için, Süleymaniye Asayişi hızlıca bazı kişileri tutukladı. Kimlikleriyle ilgili kamuoyuyla hiçbir bilgi paylaşmadı ve bu kişinin sadece Türkiye’de eğitildiğini bildirmekle yetindi. Ancak Yasin Bulut ve Zeki Çelebi’nin katilleri henüz tutuklanıp ortaya çıkarılmadı. Ama ilginç olan şu ki, tüm katiller saldırılarından sonra Hewlêr’e gidiyor. Yani Hewlêr, Kürt katilleri için güvenli bir sığınak haline geldi” dedi.
Kaynak: MA