Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesine dönük saldırıları aralıksız sürerken yeni ortaya çıkan görüntülerde KDP’ye bağlı silahlı kişilerin, HPG’ye ait olduğu tahmin edilen tünelleri Türk askerlerine gösterdiği görülüyor
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine dönük saldırılarına KDP’nin desteği sürüyor. ANF’nin daha öncesinde servis ettiği görüntülü haberde; KDP’ye bağlı özel güçler, 2 Ağustos’ta Amediye ilçesi üzerinden kırsal bölgelere büyük bir güç sevk etti. KDP güçleri, dağlardan kepçelerle yeni yollar açarak, Zap barajının olduğu yere ilerledi. KDP’nin Geliyê Reşawa, Gera Çelka ve Mêrgê’de mevzilenmeye çalıştığı ve yeni noktalar oluşturmaya çalıştığı kaydedildi.
KDP tünelleri gösteriyor
Yeni ortaya çıkan görüntülerde ise KDP’ye bağlı silahlı kişilerin, HPG’ye ait olduğu tahmin edilen tünelleri Türk askerlerine gösterdiği ve içerideki durumu anlattığı görülüyor.
‘KDP kuşatmanın parçası’
Sterk TV’de yayınlanan özel bir programda konuşan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan da KDP’nin Türkiye’ye yardım ettiğini ve yol gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin Zap’ı kuşatmak istediğini KDP de bu kuşatmanın bir parçası olduğunu ifade eden Karayılan, “Zaten istihbarı yardım yapıyor her türlü bilgiyi paylaşıyorlar. Yine yapılanlar karşısında sessiz kalıyor. İşte bundan önce Çemankê’de Türklerin bir saldırısında Alan İsmail isimli insanımız şehit düştü. KDP buna hiçbir tepki göstermiyor. Sivil de yaşamını yitiriyor, gerilla da şehit düşüyor ama bir tepki yok. Biz bu yaklaşıma anlam veremiyoruz. Mesela; gerilla bir yeri kullanıyor, oradan gidip geliyor, yaralılarını götürüp getiriyor; bakıyorsunuz hemen oraya pêşmergeyi yerleştirmişler. Bir yer boş mu; hemen birkaç pêşmergeyi oraya yerleştiriyorlar. Türk askeri orada, biz burada; bir bakmışsın hemen ortada ara yerde bir üs kurmuşlar” dedi.
‘Hassas ve sorumlu yaklaşıyoruz’
Pêşmerge ile yüz yüze bir savaşın yaşanmasını istemediklerinin altını çizen Karayılan, “Gerçekten biz bu konuda çok hassas ve sorumlu yaklaşıyoruz. Ancak KDP’li yetkililer ve komutanlar da bunu kullanıyorlar. Açık söyleyeyim; Bizim onlara karışmayacağımızı biliyorlar; bundan dolayı da bütün yolları kapatıyorlar. Tüm halkımıza ve kamuoyuna bir şey söylemek istiyorum: Şimdiye kadar gerilla ile pêşmergeler arasında bir tek yüz yüze resmi savaş yaşanmamıştır. Başka da her şey olmuştur. Eğer şimdi önü alınmazsa, yani KDP’nin yaptığı uygulamalar durdurulmazsa, onun da olması kaçınılmazdır” diye belirtti.
Hasan Bahri olayı
Lozan dönemini hatırlatan Karayılan, “Lozan’a Türkiye’den giden heyetin hem Kürtleri hem de Türkleri temsil edip etmediği tartışma konusu oluyor. O dönemde Kemal Atatürk Dersim vekili Hasan Hayri’yi çağırıyor. Ona, ‘sen gel Kürt giysilerini giyin; meclise git; Kürtçe konuş ve ‘İsmet İnönü öncülüğündeki Lozan heyeti biz Kürtleri de temsil ediyor’ biçiminde şeyler söyle, telgraf çek’ vb. diyor. Hasan Hayri bunların hepsini yapıyor. Kürt giysileriyle meclise gidip konuşuyor, telgraf çekiyor. Aynı şekilde birçok kişiyi daha böyle yönlendiriyorlar. Ardından Şêx Saîd olayı yaşandıktan sonra Kürt ileri gelenleri tutuklanınca Hasan Hayri’yi de tutukluyorlar. Onu yargılıyorlar; ‘Kürt giysileriyle meclisimize gitmişsin ve Kürtçe konuşmuşsun; bu bir suçtur’ diyorlar ve idam cezası veriyorlar. Hasan Hayri ise Atatürk’ün kendisine bunları yapmasını söylediğini belirtiyor. Belirtilenlere göre Atatürk, ‘kendi milletine hayrı olmayanın bize hiç hayrı olmaz’ diyor, Hasan Hayri’ye sahip çıkmıyor ve bu biçimde Hasan Hayri idam ediliyor” ifadelerini kullandı.
Maskelere el konulmuştu
KDP’ye bağlı özel güçler daha önce de HPG’ye giden maskelere el koymuş, kimyasalı araştırmak isteyen heyeti engellemiş ve yeni askeri üs yolları için kendini daha önce siper etmişti.
Türkiye’yi aklama çabası
Öte yandan Türkiye’nin Federe Kürdistan bölgesine yönelik saldırıları da aralıksız devam ediyor. Türkiye’ye ait SİHA’lar, son 10 gün içinde Federe Kürdistan’da 5 katliam gerçekleştirdi. Son olarak önceki gün Süleymaniye’nin Pênciwên ilçesinde SİHA’nın seyir halindeki bir aracı hedef alınması sonucu aynı aileden 3 kişi yaşamını yitirdi. Pêncîwên’de sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırının ardından da KDP medyası, Anti-Terör Birimi, Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi gibi KDP’ye bağlı kurum ve kuruluşlar saldırıların HPG’ye dönük olduğunu yazdı. Ancak sivillerin kimliklerinin açıklanmasıyla durumun açıklandığı gibi olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Yaşanan SİHA saldırısında Duhok’ta ikamet eden Asia Cell Company çalışanı Hasan Ahmed Newzad ile eşi Zeynep Mustafa ve İran’da okuyan kızı Riyam’ın hayatını kaybedenler olduğu öğrenildi.
Saldırılara karşı protesto çağrısı
Türkiye’nin Federe Kürdistan’da sivil yerleşim alanlarına dönük saldırılarını kınayan Kurdistan Topluluklar Birliği (KCK), Bağdat ve Hewlêr hükümetini sorumluluğa çağırdı. ANF’de yer alan haberde Türkiye’nin son bir haftada Federe Kurdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının arttığına dikkat çekilen açıklamada, yaşamını yitirenler için başsağlığında bulunuldu. Federe Kurdistan Bölgesi ve Irak hükümetinin saldırılara karşı sessizliğine tepki gösterilen açıklamada, “Sorumlu kurumlar başta olmak üzere devletlerin bu tutumu kabul edilemez. Kürtlerin katledilip öldürülmesine ses çıkarmayanlar, tepki göstermeyenler nasıl Kürt olduklarını söyleyebilir ve Kürt halkını temsil edebilirler? Bu tutum kabul edilemez. Başurê Kurdistan hükümeti kadar Kürt örgütleri ve partileri de bu durum karşısında sorumludur ve harekete geçip tutum göstermeleri gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
‘Bu durum kabul edilemez’
Uluslararası kurum ve devletlerin de saldırılara karşı sessiz kaldığı vurgulanan açıklamada, “Biz bir kez daha devletlere ve uluslararası kurumlara Kürt halkının varlığını ve değerlerini hiçe sayan bu tutumlarından vazgeçmeleri, Türk devletinin saldırılarına ve katliamlarına ortak olmamaları, buna karşı tutum almaları çağrısında bulunuyoruz. Kürt halkı ve dostları da her yerde tepkilerini ortaya koyarak, devletlerin ve uluslararası kurumaların Türk devletinin saldırı ve katliamları karşısında sessiz kalmalarını protesto etmeli ve bunun kabul edilemez olduğunu ortaya koymalıdır” denildi.
‘MİT’le çalışan guruplar var’
Federe Kürdistanlı muhalif gazeteci Aram Ahmed de sanal medya hesabından paylaşımda bulunarak YNK’ye seslendi. Süleymaniye’de Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan’daki yurtsever ailelere yönelik artan suikastları organize eden ve bire bir MİT ile çalışan özel gruplara dair ses kaydının elinde olduğunu ifade eden Ahmed, “Antiterör, Zanyari ve Komando güçleri içerisinde MİT ile çalışan özel grupların kimler olduğuna dair somut kanıt olabilecek düzeyde belge/ses kaydı mevcut elimde. Eğer bana gönderen kişinin can güvenliği sağlanırsa yasal zeminde paylaşırım. Bu şahıslar MİT’e Rojava ve Bakur’lu yurtseverlerin istihbaratını veren şahışlar. Bafıl ve Kubat Talabani’ye sesleniyorum. Eğer açığa çıkarma niyetiniz varsa ben hazırım buyurun görüşelim” diye konuştu.
‘Sessizlik teslimiyet anlamını taşır’
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Üyesi Salar Mahmud da sanal medya hesabından Türkiye’nin saldırılarına ilişkin bir mesaj yayınladı. Mahmud, saldırıların durdurulması için konuyu Güvenlik Konseyi’ne taşımanın ve Türkiye’ye uçuş yasağı dayatmanın Irak hükümetinin görevi olduğunu söyledi. Mahmud mesajının devamında şunları kaydetti: “Pênciwên yolunda 3 yurttaşın ve Dukan yolunda 2 yurttaşın şehit düşürülmesi ile Türk devletinin devam eden saldırıları dosyalaştırılarak Türkiye şikayet edilmelidir. Kürdistan Bölgesi’nde istikrarsız bir durum yaratan Türkiye’nin işlediği suçlar durdurulmalıdır. Bu savaş yalnızca bir tarafa ya da bir bölgeye karşı değil tüm Kürtlere karşı yürütülüyor. Ciddi bir tutum sergilenmelidir. Saldırılara karşı sessizlik teslimiyet anlamını taşır.”
DIŞ HABERLER