İstanbul’da bir araya gelen sinemacılar, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Beşiktaş’ta bulunan Abbasağa Parkı’nda “Barış ve Sinema Forumu” düzenledi. Barış ve Sinema Forumu’nda Diyarbakır, Van ile Mardin büyükşehir belediyelerine kayyumların atanmasıyla sanata etkilerini, bu baskılara karşı yükseltilecek dayanışmayı konuştu. Açık forumda FilmAmed’den Özkan Küçük, İlham Bakır ve Diyarbakır’daki sanatçıların mesajları da hem yazılı hem de görüntülü olarak aktarıldı. Aralarında Yönetmen Reyan Tuvi, Bakur’un yönetmenlerinden Çayan Demirel ve yapımcısı Ayşe Çetinbaş’ın da olduğu sinema sektöründen birçok kişi, kayyumların öncelikli olarak sanatı hedef aldığını, ilk kayyum sürecinde birçok kültür ve sanat faaliyetinin durdurulduğunu ve bugün yaşanan süreçte bölge kentlerinde bulunan sanatçılarla dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Forumda söz alanlar, hem kayyumların tahribatına dikkat çekerken hem de sinemadaki sansür ve festivallerin durumuna dair de fikirlerini dile getirdi. Birçok konuşmacı kayyumların halkın iradesine, yaşamına saldırı olduğunu belirtirken, genel anlamıyla sinemaya uygulanan sansür ve baskının kayyumlara karşı verilecek mücadele ile ortaklaştığının altını çizdi.
Ortak mücadele vurgusu
ANF’nin haberine göre, FilmAmed’den Özkan Küçük, foruma yolladığı yazılı mesajında, kayyumlara karşı birlikte ortak bir mücadele yürütülebileceğine vurgu yaparak, daha büyük bir hedef için Diyarbakır’da bir sinematek kurulmasına ilişkin de sinemacıların dayanışma gösterebileceğini dile getirdi. Küçük, ayrıca Diyarbakır merkezli bağımsız bir sinema fonu kurmak gibi adımlar atılabileceğine de işaret etti. Forumda kayyuma karşı direnişte olan Diyarbakır halkının görüntüleri bir sinevizyon ile gösterilirken, ardından kapatılan kültür ve sanat kurumlarından sanatçıların mesajları da izletildi. İlk mesajda, Aram Tigran Kent Konservatuarı’ndan bir oyuncu, kayyumla çalışmalarının durdurulmuş olsa da kendilerinin müzik çalışmalarına devam ettiğini, Kürtçe müzik ve eğitim vermeye çalıştıklarını ifade etti. Yeniden kayyumun atanmasının Diyarbakır halkına yeni bir darbe olduğunu söyleyen konservatuar öğrencisi, Kürt halkının bunu kabul etmeyeceğini, kayyumun geçici, halkın ise kalıcı olduğunu vurguladı.
‘Sinema salonları kapatıldı’
“Bir seçimde sadece bir partinin kazanması için tüm imkânlar seferber ediliyor fakat tüm bunlara rağmen kazanamayınca da kayyum yoluyla halkın iradesi gasp ediliyor. Bunun adı açıkça faşizmdir” diyen FilmAmed’den İlhan Bakır ise kayyumların yolsuzluklarının daha önce ayyuka çıktığını hatırlatı. Önceki kayyumlarda kentlerdeki sinema salonlarının ya kapatıldığını ya başka kurumlara devredildiğini ya da ırkçı, cinsiyetçi ve tekçi eğitim kurumlarına dönüştürüldüğünü ifade eden Bakır, kayyumların daha önce çok dilli, anti cinsiyetçi bir kültürün geliştiği tüm kentleri adeta bir kültür sanat çölüne dönüştürdüğünü söyledi.
‘Hem halk hem sanat nefes almıştı’
Forumda gösterilen ikinci mesajda ise Amed Şehir Tiyatrosu’ndan Elvan Koçer, kayyumun irade gasbı olduğunun altını çizdi. Kayyumun anti demokratik bir uygulama olduğunu dile getiren Koçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Önceki 2.5 yıllık kayyum dönemi boyunca toplumda ağır bir tahribat yaratıldı, ilk olarak kadın kurumları ve kültür-sanat hedef alındı. Kayyumun yaptığı birçok etkinlikte Kürt halkını asimile etmeye yönelik söylem ağırlıktaydı.” Kayyumun birçok yolsuzluğunun ortaya çıktığını hatırlatan Koçer, binlerce insanın işinden edildiğine de değindi. Koçer, seçimden sonra kayyum atamasına kadar geçen 4 ayda hem halkın hem de sanatın bir nefes aldığının da altını çizdi.
‘Kavil ve War’ gösterildi
Etkinlik, Diyarbakır kayyuma dair mesajların aktarılmasının ardından Özcan Alper’in Sur’daki çatışmaları Katalan bir şairin gözünden anlattığı kısa filmi “Yıkıntılar Arasında (Kavil)” ve Yönetmen Felat Erkozan’ın yine Sur’da çatışmalar ile yıkım sonrası çektiği “Ev/ War” isimli kısa filmlerinin gösterimiyle sona erdi.
İstanbul