İktidar tarafından atanan kayyumlar hizmet algısı yaratmak için sadece kaldırım, ışık ve asfalt yapmak gibi işlerle uğraştılar. Kürt şehirleri için hazırlanan temel altyapı projeleri ise rafa kaldırıldı
Hüseyin Kalkan/İstanbul
Kayyumlar atandığında belediye binaları halka kapatıldı. Belediyeleri karakola çevrildiler. Kapılara nöbetçiler dikildi, belediye bahçelerinde TOMA’lar ve ağır silahlarla donatılmış zırhlı araçlar konumlandırıldı. Kayyumların en sevdikleri hizmetler, caddeleri ışıklandırmak, asfalt döküp, kaldırım yapmak oldu. Bu tür hizmetlerle bir siyasi taban yaratmaya çalıştılar. Üstelik bu hizmetler hem büyük kaynaklar gerektirmiyor, hem de hemen görünür oluyor. Üstelik bu tür icraatlarla hükümete yakın müteahhitlere kaynak aktarmak daha kolay oluyor.
Kürde hizmet yok
Kayyumlar büyük projelere el atmadılar. Altyapı sorunlarını çözmek için caba göstermediler, üstelik zaten hazır projeleri sümen altı ettiler. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, DBP’li belediyeleri kast ederek, “Onlar hizmet getirmedi, çöpleri toplamadılar, biz gelirsek hizmeti görün” diyordu. Ancak kendisinin atadığı kayyumlar temel yatırımların hiçbirine girişmedi. Eğer isteselerdi merkezi yönetimin desteğine sahip oldukları için büyük projeleri hayata geçirebilir, siyasi taban yaratmak için bunu kullanabilirlerdi. Diyarbakır raylı toplu taşıma projesi bu konuda ilginç bir örnektir.
Gültan Kışanak ve Fırat Anıl döneminde, merkezi yönetimin vermediği kredi Dünya Bankası’ndan sağlandı. Ancak formalite icabı İlleri Bankası’nın bu krediye kefil olması gerekiyordu. Merkezi yönetim buna izin vermedi. Kredi alınamadığı için, raylı sistem yürürlüğe girmedi. Eğer kredi merkezi yönetimin engeline takılmasaydı belki şimdiye kadar Diyarbakır’da raylı sistem hizmete girmişti. (Diyarbakır Belediyesinde eski bir yetkili, aynı dönemde Diyarbakır raylı sistemi büyüklüğünde bir projenin Ulaştırma Bakanlığı’nca yapılıp Antalya Belediyesi’ne hediye edildiğini anlatı.) Kayyum olarak atanan Cumali Atilla değil bu projeye el atmak, sözünü bile etmedi. Sadece DBP’li belediyenin bitirme aşamasına getirdiği bazı projeleri sahiplenerek propaganda yaptı. Bu projelerden bir tanesi de 29 Eylül 2015’da Kışanak ve Anlı tarafından Diyarbakır Şehirlerarası Terminal İşletmeleri (DİŞTİ) otoparkında temeli atılan Güneş Enerjisi Santralleri (GES) Projesiydi. 3 milyon 940 bin liraya ihale edilen ve doğaya zarar vermeyen yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmayı hedeflemek amacıyla temeli atılan GES, kayyumun atandığı Kasım 2016’da yapımı tamamlandı. Ama kayyum seçim propagandası yaparken bunu kullanmakta geri durmadı. Diyarbakır belediyesinin planladığı önemli projelerden biri de geri dönüşüm projesiydi. Kayyum bu konuda da bir adım atmaya kalkmadı.
Kaya’nın projeleri
Van Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla birlikte bütün projeler rafa kalktı. Bekir Kaya, Büyük otogar yapmayı projelendirmiş ve kaynak yaratılmaya çalışılıyordu. Kaya’nın başka bir projesi ise Van Gölü kıyısında yapılacak olan büyük kültür ve kongre merkeziydi. Yapımına hemen başlaması planlanan başka bir proje ise geri dönüşüm merkeziydi. Van’a atanan kayyum bunların hiçbirine elini sürmedi. Ancak asfalt dökmek, kaldırım ve ışıklandırma yapmak gibi projeleri hayata geçirdi. Yerine kayyum atan Mardin Büyük Şehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, bu kurnazlığı Şirin Payzın’a şöyle anlatıyor: “Gelen borçların hiçbiri benim değil. Ben geldiğim gün Mardin, büyükşehir olduğu için ilçelerin bütün borçları büyükşehire devredildi. Halk bunu iyi biliyor. Ama şimdi bütçede 5 kuruş para yok. Trilyonlarca ihaleler yapılmış… İhalelerin parası verilmemiş… Verdiği ihalelerin de hepsi 2019’un sonuna bırakmış, ödenmek üzere.” Bunlar sadece bazı örnekler. Kayyumlar ışıklandırma ve kaldırım yaparak bir ‘hizmet ediyoruz’ algısı yaratmaya çalıştılar. Bu tür girişimlerle bir taban yaratmaya çalıştılar. Ancak sahada bunun etkili olmadığı, bütün propagandaya rağmen kayyuma dayanan politikanın başarılı olmadığı görülüyor.
Lice’de kayyum icraatları
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun övgüler dizdiği Lice Belediyesi’ne atanan kayyumların icraatları park isimlerini değiştirmek, eğitim destek evini yıkmak ve 500 bin TL’ye mal edilmiş üzerinde, “tek millet, tek vatan, tek devlet ve tek bayrak” yazılı iki saat kulesi inşa etmek oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün geldiği Diyarbakır’da partisinin düzenlediği kimi etkinliklere katıldı. Yaptığı konuşmalarda, DBP’li belediyelere atanan kayyumlara övgüler dizen Soylu en çok Lice Belediyesi’ne atanan kayyumların pratikleri üzerinde durdu. Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre Soylu, bu konuda “PKK’yı Lice’de kurdular değil mi? Avukatlığını yapıyorlar. Peki HDP Lice’yi ihya mı etti? Biz Lice’de 4.3 milyon lira maliyetle çevre düzenlemesi, modern ve şık bir meydan, 180 dükkana cephe giydirmesi yaptık. HDP böyle bir projeyle geldi de hayır mı dedik? HDP yıllarca bu millete sadece kavga vadetti” sözlerini sarf etti. Diyarbakır’da 10 Şubat 2013 tarihinde zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitiren 19 yaşındaki Şahin Öner’in adının verildiği ilçedeki Şahin Öner Destek ve Kültür Evi de, yine kayyum tarafından yıkılıp, burası semt pazarına dönüştürüldü. Ancak pazarda tezgah açan esnaftan vergi alınmaya başlandı.