Yerine kayyum atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı, kayyum uygulamalarına ‘dur’demek üzere kentin tüm dinamiklerini yerel seçim öncesi bir araya gelmeye çağırdı
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne ait taşınmazlar bugüne dek atanan kayyumlar eliyle adeta talan edildi. Sadece son bir ayda içerisinde bir düğün salonu ile şehirlerarası otogarın bir bölümünün de olduğu 5 bin 600 metrekarelik arazi, Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Vanpark AVM içerisinde bulunan 11 dükkan, Artemêt (Edremit) ilçesindeki 77 arsa ve içerisinde yapıların bulunduğu toplam 213 bin 457 metrekarelik alan, eski VASKİ binası ve Fen İşleri Müdürlüğü binasını satılığa çıkararak ihalelerini tamamladı.
Belediyeye ait arsaların büyük bir bölümünü satan, geriye kalan arsa ve gayrimenkulleri ise başka kurumlara devreden kayyum yönetimi, buna rağmen belediyeyi büyük bir borç yükünün altına soktu. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde, HDP devraldığında belediyenin 1 milyar 108 milyon TL olan borcunun yapılan kayyum ataması sonrası şuan 3 milyar TL’yi aştığı tahmin ediliyor.
19 Ağustos 2019’da yerine görevden alınmalarıyla yerlerine kayyum atanan Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mustafa Avcı, kayyumlar eliyle gerçekleştirilen yıkımı ve kent halkının geleceğinin karartılmaması için neler yapılması gerektiğini Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen’e anlattı.
‘Kayyumun belediyeyi borçlandırma çalışması’
Parti geleneklerinde klasik belediyecilik modelini radikal bir şekilde ret ettiklerini belirten Avcı, kayyum yönetiminin bu anlayışı tersyüz etmeye dönük bir politika yürüttüğünü söyledi. Yıllardır hayat bulan belediyecilik modellerinin kayyımların eliyle hiçleştirilmeye çalışıldığını ifade eden Avcı, “Eşbaşkanlık, ekolojik, özgürlükçü, demokratik yönetim anlayışımız sadece sözden ibaret değildir. Bu felsefe, klasik belediyeciliği radikal olarak ret ediyor. Kayyumlar işte bu anlayışla bizim belediyecilik modelimizi etkisizleştirmeye çalışıyor ve toplum nezdinde mahkûm etmeye çalışıyorlar. Kayyumun belediyenin taşınır ve taşınmazlarını, yani her şeyini satılığa çıkarması, belediyeyi borçlandırmaya çalışması bizim modelimize karşı yapılan bir politikadır. Kayyumun tek derdi, bir süre sonra yönetimini devralacağımız belediyeyi tamamen çalışamaz hale getirmektir. Gelen yönetim ‘hizmet üretemesin, etkisiz kalsın, toplumla ters düşsün ve tecrit edilsin’ istiyorlar. Seçim yaklaştıkça bunu yapmalarının tek nedeni de budur” dedi.
‘Tüm ihtiyaçlar belediye kasasından karşılandı’
Kentteki neredeyse tüm resmi kurumların ihtiyaçlarının belediye kasasından karşılanmasına da değinen Avcı, bu konuda şunları söyledi: “Belediye elbette okullara park, saha yapabilir. Kamu yararı mı, birilerini zengin etmek için mi bunlar yapılıyor bilmiyoruz. Onlar ‘yandaşı ve kandaşı nasıl nemalandırabilirim’ hesabıyla bunu yapıyorlar. Bu dönemde belediye miting bile finanse etti. Belediye bir gecede 2,5 milyon TL’ye araç ihalesi yapıyor, ilçe ve köylerden insanları AKP’nin mitingine taşımak için. Mitingde oraya gelenlere ayran, dürüm, su dağıtmak belediyenin mi görevi? Sadece bu miting için belediyeye 5 milyon TL fatura ediliyor. Bu mitingi organize etmek belediyenin işi midir? Bu, Cumhurbaşkanı’nı ağırlama değil, mitingi finanse etmektir. Örneğin her yıl yapılan Malazgirt kutlamaları için belediye bu yıl 5,5 ton kuşbaşı et göndermiş. Bir o kadar ayran, bir o kadar su ve diğer masraflar… Yine Ahlat’taki sarayın peyzaj düzenlemesi için bir ay önce personel oraya götürülüyor. Sarayın temizliğini yapmak Wan Büyükşehir Belediyesi’nin işi mi? Kaynaklar işte böyle çarçur ediliyor.”
‘Herkesin karşı çıkması gerekir’
Belediyeye ait arsaların satışına herkesin karşı çıkması gerektiğini, aksi durumda kent halkının geleceğinin karanlığa gömüleceği uyarısında bulunan Avcı, tüm kent dinamiklerine çağrı yaptı. Kayyuma ve uyguladığı politikaya karşı çıkmanın sadece partilerinin üzerine yüklenmemesi gerektiğinin altını çizen Avcı, “Sorumluluk herkesindir. Kayyum talan ediyor ve kenti satılığa çıkardıysa buna karşı çıkmak sadece bizim mi sorumluluğumuzda? Bu kentteki insanlar bundan zarar görmüyor mu? Bu kentin geleceği karartılmak isteniyorsa, ‘bu kentte yaşıyorum ve bu kentin kaynaklarından besleniyorum’ diyen herkesin karşı çıkması gerekiyor. Güç birliği yaparak bu karanlığın önünde durmalıyız. Seçim öncesi tüm kurumların bir araya gelerek girişimde bulunması ve bu talana ‘dur’ demesi gerekiyor. Bu çağrı; kentin geleceğini karartmak isteyen politik, ideolojik, irade gaspına karşı bir duruş çağrısıdır” dedi.
WAN