Devletin aklına, Kürt sorununun gerçekten demokratik değerler içinde çözmeyi düşürmek gerekiyor. Bunun iradesini, eylemini güçlendirmek gerekiyor. En çok da CHP’nin bunu görmesi gerekiyor elbette
Mazlum Amed
Siyaseten bükülemeyen eli öpmek bir erdem işidir aslında. Hele de haksız durumda isen hem öpeceksin hem de başının üstüne koyacaksın! Ama nerdee! ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali, AKP saldırmaya, gasp etmeye devam ediyor.
Geride bıraktığımız 31 Mart seçimlerinin sonuçları, AKP’nin Kürdün elini bükemediğinin ilanıydı. Öncesinde iki kez kayyım atanmıştı. İlk zamanlar sözüm ona kayyımlar öyle çalışacak ve devletin sopası bir kesimi de öyle bir vuracaktı ki DEM Parti’ye oy verenler, ‘Vay! Devletimiz nasıl da çalışıyor! Meğer biz büyük bir yanılgı içindeymişiz,’ deyip aydınlanma yaşayacaklardı, nedamet getireceklerdi.
Kürt düşmanlığıyla çıkış yapmak istiyor
Oysa ortada ne bir hizmet var ne de nedamet; faşizmi ellerine yüzlerine bulaştırdılar, bir kez daha Kürdün direnişine tosladılar. İktidarları ilk kez temelinden sarsıldı, Amedlilerin deyimiyle ‘serserkî’ (baş aşağı) düştüler… Talan belediyeciliği pratikleri ortalığa saçıldı; DEM Parti’nin geri aldığı belediyeler, kamu imkanlarının nasıl harcandığını, yandaşlarına, işbirlikçilerine nasıl peşkeş çekildiğini kalem kalem açıklıyorlar; belediyeleri adeta ‘Bugün var yarın yok, yiyin kardeşler!’ diyerek soyup soğana çevirdikleri ortaya çıkıyor.
Bunlardan haya edip bir daha halkın iradesini gasp etmeye yeltenmeyeceklerini beklemek, elbette saflık olur; pişkinlik, sağcı muhafazakarların en bariz özelliği ne de olsa… Hem ellerinde iktidarlarını ayakta tutacak bir argümanları da yok, bir kaynakları da yok, başkaca becerileri de… Ne yapacaklar? Yine, ata mesleği olarak, Kürde saldıracaklar, Kürt düşmanlığı yapacaklar, iktidarlarını böyle sürdürecekler!
Türke de hayırları yok
Bunun Türk’e de hayrının olmadığını biliyorlar bilmesine ama dertleri Kürtler dışındaki diğer Türkiye halkları da değil ki! Tek dertleri iktidarlarını korumak, etraflarını palazlandırmak, devletin imkanlarını elinde tutmak! Gerisi boş, gerisine Allah kerim! Hem ‘Ne yazıldıysa o!’ değil mi? ‘Önemli olan ahiret!’
Eğitimde sıçrama yapalım, bilimde uçalım, sağlık hizmetine ulaşımı kolaylaştıralım, refah seviyesini yükseltelim, üreterek ithal eden değil, ihraç eden olalım… ‘Bunun için prangalarımızdan kurtulalım, Kürt meselesini çözüp iç barışla Ortadoğu’da güçlü bir ülke olalım!’
İktidarın böyle dertleri yok. Aksine bu iktidar, yukarıdakileri kendine dert edecek kim var kim yok göçertiyor, göçe zorluyor. ‘Git,’ diyor, gitsin diye sırtına ceza kamburu yüklüyor.
Kürde direnmek kaldı
Bütün sözüm ona diplomasi çalışmalarını da Kürt düşmanlığı üzerinden yürütüyor. Birlikte iş tuttukları KDP dahil, hiçbir Kürt, deyim yerindeyse gün görsün istemiyor. Bir eliyle içerideki Kürde, diğer eliyle dışarıdaki Kürde var gücüyle vurmaya çalışıyor ve bir kez daha, Kürde direnmek dışında bir seçenek bırakmıyor.
E yüzyıldır direnen Kürt, yine direnir. 1925’ten sonra da direnmiş, Dersim’de 1938’den sonra da direnmiş, üç darbede de direnmiş, yine direnir. Bütün Türkiye halklarının geleceği adına çözmediğin sorun, öncellerinde olduğu gibi, senin de ayağına dolanır, seni de ‘serserkî’ gönderir.
Bu, tarihsel bir gerçek! Nerdeyse 50 yıldır hep böyle olmuş; gelmişler, ‘Öncekiler iyi dövememiş, iyi öldürememiş,’ demişler, vurmuşlar da vurmuşlar ama sonuç alamamışlar; Kürt yine yönünü kendine vermiş her defasında. Dilini, kültürünü, siyasi iradesini terk etmemiş, direnmiş!
Devlet aklına çözümü sokacak irade nerede?
Kürt siyasetçiler yüzlerce kez bu tarihsel gerçeği işaret ettiler, ‘Yapmayın beyler, bakın akıl kârı değil, gelin bu sorunu akılla, sağduyu ile çözelim,’ dediler ama ne yazık ki tutuklandılar, sürgüne gitmek zorunda kaldılar.
Şimdi de Kürtleri izole edip bir kez daha şiddet sarmalının içine çekmek istiyorlar. Sanıyorlar ki Ortadoğu’da siyasi dengeler değişirken bu şekilde ‘içeride’ asayiş berkemal olacak.
Oysa aksine, asayişi Trakya’dan Hakkari’ye kadar sağlayacak tek şey var; devlet aklına Kürt meselesini demokratik yollardan çözmek fikrini sokmak!
Sosyalistin de sosyal demokratın da hatta kendine milliyetçiyim diyenin de eğer gerçekten halk-insan sevgisi varsa, iyiye, güzel dair bir amaçları varsa, bunu yapması gerekiyor: Devletin aklına, Kürt sorununun gerçekten demokratik değerler içinde çözmeyi düşürmek gerekiyor. Bunun iradesini, eylemini güçlendirmek gerekiyor. En çok da CHP’nin bunu görmesi gerekiyor elbette!