Mardin’de farklı disiplinlerde uzmanlaşmış sanatçı ve akademisyenlerin katılımıyla ‘Kayıtdışı’ projesi izleyiciyle buluştu. Koordinatörler Kılıç ve Budak, sanatçıların mekânları kimlik, aidiyet ve zorunlu göç üzerinden anlattıklarını söylüyor
Selman Çiçek
13 Metrekare Sanat Kolektifi, Kültür İçin Alan’ın desteği ile gerçekleştirdiği “Kayıtdışı” projesi 5 Aralık’ta online olarak izleyici ile buluştu. Kayıtdışı projesiyle, Mardin kentinde farklı disiplinlerde uzmanlaşmış sanatçı ve akademisyenlerin katılımı ile kentin hafızasına referans veren ve işlevi zamanla değişmiş belirli yapılar üzerinde kentin ve kentteki mimari mekanların alternatif üretim modellerinin tasarlanması ve resmi olarak kayıt alınanın dışındaki belleğinin ortaya çıkarılması hedeflendi. Projede yer aldığı sanatçıların kullandığı ses kaydı, video, fotoğraf, kolaj, heykel, fanzin, harita ve metin gibi üretimlerle kayıt altına alınan mekanların kimliği ortaya çıkarıldı. Bu çalışma ile Mardin kent belleği çalışmalarının sürekliliği ve geleceğe aktarımı kapsamında analog ve dijital olarak ulaşılabilir bir dokümantasyon ve dijital sergi açığa çıkarıldı.
Proje Koordinatörlerinden Amar Kılıç ve Canan Budak ile Kayıtdışı projesi üzerine konuştu. Kayıtdışı projesi fikrinin nasıl geliştiğini anlatan Canan Budak, “Bölgemizde kimlik ve kültürel miras sorunsalı olarak karşımıza çıkan kentin geçmişi ile ilgili önemli referanslar veren yapı ve alanlar ile ilgili uzun zamandır çalışmalar yürüten Amar Kılıç tarafından önerilen bir projeyi ele aldık. Bu proje kolektifin yapmış olduğu bellek çalışmalarının sürdürülebilirliğine ve kentin kolektif belleğine katkı sağlamak adına, ‘Kayıtdışı’ projesi ile mekânların belleğine odaklandık” ifadelerini kullandı.
Kimliksizleşme
Kayıtdışı projesinin mekânların ortak kaderleri olan yıkım, yabancılaşma, terkediliş ve kimliksizleştirmeyi sorunlaştırdığını söyleyen koordinatörler, “Mekânların bilinmeyen ve silinmeye çalışılan belleğine dair sürülen izler, bir bütünün çatlağından sızar gibi bizlere bambaşka kapıları aralıyor. Kayıtdışı projesi ve sergisi, bir filmde sansürlenen ya da filmin dışında kalan sahnelerin yeniden filme dâhil edilmesi olarak da okunabilir” dedi.
Kimlik, aidiyet ve göç…
Sanatçıların mekânları kimlik, aidiyet, zorunlu göç gibi kavramlar üzerinden zaman-mekânsal bağlam ile irdelediklerini anlatan koordinatörler, “Sanatçıların mekâna özgü olarak ürettikleri çalışmalar, kent deneyiminin mekân ve hafızanın muğlaklığının nasıl açığa çıkarabileceğinin görsel ipuçlarını sunuyor” dedi.
Kent hafızasını diri tutmak
Kent hafızasının silinmesi ve korunmamasının bir sorunsal olarak ortaya çıktığını belirten koordinatörler, bunun önemini ise şöyle anlatıyor: “Kentsel hafıza üzerine çalışmak, Mardin’de kolektif hafızaya referanslar vererek katkı sağlamayı ve diri tutmayı, bu sorunsalla baş edebilmenin yollarından biri olarak görüyoruz. Bugünün tanıkları olarak, kaybolmaya yüz tutmuş geçmişin izlerini geleceğe aktarmayı aynı zamanda kent belleğinin bir halının altına süpürülüp saklanan ve dillendirilmeyen bilgi boşluğunu açığa çıkarmayı önemli buluyoruz.
Sanatçılar ve çalışmalar
Kayıtdışı projesi kapsamında sanatçıların çalışmaları şöyle: Mehmet Ali Bora, “Bekleyiş” adlı video çalışmasıyla Mezopotamya ovasında dört höyüğe dikkat çekti. Cebrail Özmen, “Santral” adlı çalışmasıyla doğa tahribatına dikkat çekti. Murat Küçük, “Sayfiye Hali” adlı fanzin çalışmasıyla sayfiyelerin mekânsal, ekolojik ve demokrajik dönüşümüne dikkat çekti. Mehmet Çimen, “İnşa” adlı çalışmasında askeri bir kışlanın müzeye dönüşümünü gölge oyununa çevirdi. Veysi Anuk ve Hasan Atılgan, “Yapıbozum Kuyuları” çalışmalarıyla şeffaf poşetleri imgeleştirdi. Adnan Toparlı, “İz” adlı çalışmasıyla toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden mekan mefhumunu sorguladı. Canan Budak, “Taşların Akrabalığı” adlı çalışmasında Mardin Kalesi’ne odaklanıyor. İbrahim Ayhan, “Aidiyet” adlı çalışmasıyla otoritenin mekanda oluşturduğu deformasyona odaklandı.
Mehmet Sait Tunç, “Amerikan Koleji” (Prot) çalışmasıyla Miss Fenengay’ın hafızalardan silinmeyen şapkasını anıtsallaştırdı. Amar Kılıç, “Mülk Allah’ındır” ve “Asla” adlı çalışamalarıyla projeye dahil oldu. Büşra Akgeyik, “Armağan” adlı çalışmasında kentte bir hafıza yoklaması yaptı. Flaneur İnisiyatifi sanatçıları, “Dünden Artanlar”, “İsimsiz”, “Doğum Yaşam Ölüm” ve “Sakin-siz” adlı çalışmalar, mekânın değişimi ve dönüşümündeki katmanları referans alarak, izleyiciyi hem duyumsal hem de görsel olarak mekânın bilinmeyen belleğini keşfe sürüklüyor. Nurullah Değer, “Göç” adlı çalışması deforme edilen bir halı yerleştirmesinden oluşurken, “Tavit” isimli çalışması ise mekânın bilinmeyen bir portresini öne çıkaran temsili bir gömlek enstalasyonu. İrfan Amida, “Taşın Kırığı” adlı çalışmasıyla Surur Garajı’nın kendi hafızasındaki yeri ve tanıklıkları üzerinden bir edebi anlatı üretiyor.
13Metrekare kimdir?
13 Metrekare Sanat Kolektifi çalışma alanları fotoğraf, uçurtma, video, görsel öyküleme, mimarlık ve performans sanatları olarak çeşitlenen bir grubun bir araya gelerek oluşturdukları kâr amacı gütmeyen bir oluşumdur. Kolektif, ismini 13m2’lik üretim mekanından alır. Özellikle günümüz iletişim ve sosyal medya araçlarıyla, sanatın yüz yüze olmaktan uzak, yabancılaşmaya açık bir alana dönüşmesi kolektifin ortaya çıkışını tetikleyen en önemli etkendir. Kentte katılımcı süreçlerle tartışma ve yaratıcı üretimlerde bulunulabilecek bir paylaşım platformu oluşturmayı hedefler. Eylül 2017 tarihindeki kuruluşundan bu yana gönüllü katılımcılarla birlikte stopmotion film atölyeleri ve gösterimleri, film okumaları, fotoğraf ve proje sergileri, sanat oturumları, yaz sineması gibi etkinlikler yapmaktadır.