Amed ve Gever’de kayıp yakınları, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay ile Gıyasettin Oduncu’nun akıbeti için toplandı. Eylemlerde, kayıplar bulununcaya kadar mücadelenin süreceği vurgularken dün hayatını kaybeden Plaza de Mayo annesi Cortiñas’i de andı
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesi ve Amed’de yakınlarının akıbetini ve failleri sormak için bu hafta da bir araya geldiler.
Colemêrg
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, Gever ilçesinde bulunan Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eylemin 125’inci haftasında 3 Haziran 199’te kaçırılarak katledilen iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın akıbeti soruldu. Eylemde basın metnini ise Hacı Karay’ın torunu Kerim Öztunç okudu.
Kentte 125 haftadır sürdürdükleri eylemde inkar siyasetinin yarattığı toplumsal hafıza kaybı koşullarında doğrudan uluslararası suç teşkil eden gözaltında kaybetmeler unutulmasın diye mücadele ettiklerini söyleyen Öztunç, “125 haftadır anlattığımız gerçekler, kaybetme suçunda yer almış aktörlerin yaptığı itiraflar da zaman zaman kamuoyunun gündemine geliyor. Bu itiraflarda devletin bilgisi dâhilinde işlenen siyasi cinayetler ve gözaltında kaybetmeler içeriden anlatılıyor. Suçu ve suça maruz kalanı merkezine almayan yargı, medya ve siyaset bu itirafların hukuki ve toplumsal bir sonuç yaratma imkânını engelliyor. Bu ağır itham karşısında susmakla yetinen, hukuku ayaklar altına alan ilgili tüm kurumları göreve çağırıyoruz” dedi.
Öztunç, yıllar geçse bile kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.
Amed
İHD ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde 799’uncu hafta oturma eylemini gerçekleştirdi.
Nora Morales anıldı
İlk konuşan İHD Amed Şube sekreteri Ömer Saman, dün yaşamını yitiren ve 1977 yılında kaybettirilen oğlunun akıbetini soran Nora Morales de Cortiñas’ı rahmetle andığını söyleyerek, kayıplarını bulana kadar mücadelelerinin süreceğini söyledi.
Ardından 1995 yılının Mayıs ayında Amed’de gözaltında kaybedilen Gıyasettin Oduncu’nun hikayesini İHD Amed Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu.
Baskılar yüzünden köyü terk etti
Akdeniz , evli ve üç çocuk babası Gıyasettin’in ailesi ile birlikte Amed’in Hazro ilçesine bağlı Ormankaya köyünde yaşadığını söylerken, 1986 yılında Gıyasettin’in köy korucusu olmaları için köyüne askerler tarafından sürekli baskı yapıldığını belirtti. Akdeniz , ayrıca aynı yıl Gıyasettin’in babasının, Lice’deki Sine köyüne bir ziyarete giderken Sine köyünün korucuları tarafından öldürüldüğünü de dile getirdi. Akdeniz , Gıyasettin’in bu baskılardan dolayı ve babasının öldürülmesinden sonra 1992 yılında köyü terk edip şehre yerleştiğini aktardı.
Bir daha haber alınamadı
Akdeniz devamında ise hikayeyi şu şekilde aktardı: “1995 yılının Mayıs ayının son günlerinde Gıyasettin’inin eşine ‘Arkadaşlarla Elazığ’da bulunan Hazar gölüne gideceğiz’ diyerek bir gömlek ve bir pantolon hazırlamasını istediğini söylediğini ve eşi Aysel Oduncu’nun da eşinin istemiş olduğu gömlek ve pantolonu bir poşete koyup kendisine verdiğini ifade etti. Gıyasettin’in evden ayrıldıktan sonra ailenin o tarihten beri kendisinden bir daha haber alamadığını belirten Akdeniz , devamında şunları kaydetti: “ Aile, o dönemde yaşanan baskı ve tehditlerden dolayı herhangi bir devlet kurumuna başvuruda bulunmaz. Olaydan yaklaşık 6 ay sonra kaldıkları adrese sivil giyimli, polis olduklarını söyleyen iki kişi gelir. Polisler, Gıyasettin’in eşi Aysel’e Gıyasettin’i sorar. Aysel eşinin 6 aydan beri kaybolduğunu söyleyince polisler, Gıyasettin’in Adapazarı‘nda olduğunu ve gidip onu almalarını söyler.
Kent kent gezdiler
Aysel, sivil giyimli polis oldukları iddia edilen iki kişi evden ayrılır ayrılmaz Sur Polis Karakoluna akrabası Sedat Dalan ile birlikte eşini sormaya gider. Aile, karakolda olanları emniyet görevlilerine aktarır. Ancak karakoldaki polisler olayla ilgili haberdar olamadıklarını ellerinde eşine ilişkin hiçbir bilgilerinin olmadığını kendisine aktarır. Aile bunun üzerine İl Emniyet Müdürlüğüne gider, emniyette bulunan kolluk görevlileri de aynı şeyleri tekrar eder. Aile bunun üzerine Adapazarı’na tütün satmaya giden akrabaları Veysi Oduncu’yu telefonla arar. Veysi, Adapazarı Emniyet Müdürlüğüne gidip Gıyasettin’i akıbetini sorar. Adapazarı emniyeti de ellerinde böyle bir bilginin olmadığını söyler. Aile, olaya ilişkin 31 Mart 2003 tarihinde Diyarbakır 1’inci Asliye Ceza Mahkemesinde dava açar. Ancak herhangi bir sonuç elde etmez. Ailenin tüm çabalarına rağmen Gıyasettin’inden bir daha haber alınamaz.”
Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.
Kaynak: MA