Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsanlık Anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları, 694’üncü haftada Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un faillerini sordu
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ve Zeyyat Ceylan’nın katıldığı açıklamada konuşan İHD Şube Eşbaşkanı Abdulah Zeytun, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), 2015 yılında Cizre’de polislerce katledilen Nihat Kazanhan dosyasında geçtiğimiz gün verdiği “yargılamanın yeniden yapılması” kararını hatırlatarak, “AYM’nin bu kararı, faili belli siyasi cinayetlerde de uygulansın” dedi.
İşkence ile sorgulandı
İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Derya Yıldırım, Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un hikâyesini okudu. Yıldırım, şunları belirtti, “Sosyalist kimliğiyle bilinen 30 yaşındaki Hasan Ocak 21 Mart 1995’de polisler tarafından gözaltına alınıp, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul TEM Şube Müdürlüğü’ne götürülen Hasan Ocak başında Bayram Kartal’ın olduğu TİM 3 tarafından işkenceyle sorgulanır. Her yerde Hasan’ı arayan ailesi, arkadaşları ve İHD tüm resmi kurumlardan ‘bizde yok’ cevabını alır. TBMM, başbakanlık, bakanlıklar, savcılıklar, hastaneler, Adli Tıp Kurumu nezdinde yapılan girişimlerde hiçbir resmi bilgiye ulaşılamaz. Ancak Hasan ile aynı zamanda İstanbul TEM Şubesi’nde gözaltında bulunan iki kişi, onu şubede gördüklerini, başka iki kişi ise Hasan Ocak’ın ismini gözaltındayken parmak izi listesinde gördüklerini açıklamışlardır. Başka bir tanık ise şubede bir hareketlilik olduğunu, polislerin ‘Hasan Ocak getirildi’ şeklinde konuştuklarını söylemiştir.
Rıdvan Karakoç’un akıbeti
Rıdvan Karakoç’un ise 34 yaşındayken İstanbul’da siyasi partiler ile sanat ve kültür kurumlarında çalışmalar yürütüyordu. Rıdvan’ın evine giden polisler, Rıdvan’ın ailesini tehdit etmiş ve ‘Rıdvan’ı bize getirin, eğer getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz” demişti. 15 Şubat 1995’e tarihinden sonra Rıdvan ile bağlantı kesildi, evin çevresindeki polis ablukası kalktı ve polis baskınları son buldu.”
Türkiye’yi ayağa kaldıran, yurtdışında da ses getiren 58 günlük arayışın sonunda devletin tüm engellemelerine karşı, Hasan Ocak’ın ağır işkence izlerini taşıyan ve “meçhul kişi” olarak işlem gören bedenine, Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldığını belirten Yıldırım, “Bu gerçek karşısında dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu ‘Toplumdan hükümet adına özür diliyorum’ dedi. Karakoç Ailesi de tüm mercilere başvuru yaptı ancak sonuç alamadı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Rıdvan için devletin tüm kurumları ‘Bizde yok’ cevabını verdi. 110 gün süren ısrarlı bir arayışın ardından Rıdvan Karakoç’un işkence izlerini taşıyan bedenine de Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı. Ailesi her yerde Rıdvan’ı ararken onun cansız bedeninin savcılık dâhil tüm resmi kurumlardan geçtiği, günlerce Adli Tıp Kurumu’nda bekletildikten sonra emniyette parmak izi olmasına rağmen “kimliği meçhul kişi” olarak gömüldüğü açığa çıktı” diye belirtti.
Soruşturma yürütülmedi
Sorumlular hakkında yapılan suç duyurularının takipsizlikle sonuçlandığını belirten Yıldırım, “İç hukuk yollarının tükenmesi sonrası AİHM’e başvuruda bulunuldu. Ancak AİHM’in 15 Temmuz 2004 tarihinde verdiği ‘Hasan Ocak soruşturmasının etkili olmadığı için Sözleşme’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin usul yönünden ihlal edildiği’ yönündeki kararına rağmen, Beykoz Cumhuriyet Savcılığınca başlatılan soruşturma ise 20 yıllık zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandı. Aynı şekilde Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın takip ettiği dosyada Rıdvan Karakoç’u kaybedenlerin ortaya çıkarılmasına, yargılanarak cezalandırılmasına imkân verecek etkinlikte de bir soruşturma yürütülmedi” dedi.