Batman Ve Diyarbakır’da kayıp yakınları, her insanın bir mezar hakkının olduğunu dile getirerek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 1990’lı yıllarda kaybedilen 20 kadının akıbetini sordu
Diyarbakır’da, eylerinin 578’inci haftasını gerçekleştiren Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” şiarıyla bir araya geldi. Barış Anneleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, kayıp yakınları ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Seval Gülmez’in de katıldığı etkinlik öncesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadınlara karanfil dağıtıldı.
Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan DBP İl Eşbaşkanı Seval Gülmez, her insanın bir mezar hakkının olduğunu dile getirdi. Faili meçhul cinayetlerin özellikle bölgede yaygın olmasına dikkat çeken Gülmez, “Bunların ortaya çıkması ve bazı şeylerle yüzleşmemiz gerekiyor. Hepimizin demokratik adaletli bir toplumda yaşamaya hakkı vardır” dedi.
‘Adalet istiyoruz’
Eylemde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 1990’lı yıllarda gözaltında kaybedilen 20 kadının akıbeti soruldu. İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Ezgi Sıla Demir, kadınların nerede ve ne zaman kaybedildiklerine ilişkin bilgi verdi. Demir, “1991 yılında Cizre’de gözaltına alındıktan 18 yıl sonra yol yapım çalışması sırasında kemikleri bulunan Makbule Ökden, 27 Temmuz 1992 tarihinde Dersim’de gözaltına alındıktan 8 gün sonra işkenceden tanınmaz haldeki bedeni Elazığ Karşıyaka Kartepe’de 14 Ağustos 1992 tarihinde gömülü bulunan Ayten Öztürk, Mardin-Derik’te 2 kişi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdda Yavuz, Eylül 1993 tarihinde Hizbullah tarafından Nusaybin ilçesinin Selahaddin Eyyubi Mahallesi’nde başına çuval geçirilerek kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Sedika Dal, 24 Aralık 1993 tarihinde Bitlis-Tatvan-Wanik köyündeki evlerinden kardeşi Ramazan ile birlikte askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hamide Şarlı, 24 Eylül 1994 tarihinde Dersim-Mirik’te köye yapılan askeri operasyon sonrası kendilerinden bir daha haber alınamayan Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin ve onun 3 yaşındaki kızı Dilek Serin, 5 Ekim 1994 tarihinde İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Lütfiye Kaçar, 17 Ekim 1994 tarihinde Muş’un Hasköy ilçesine bağlı Ortaç köyünde hayvanlarını sağmak için gittikleri yaylada askeri bir operasyonun ortasında kalan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Gülnaz Tatu ve Kadriye Tatu, 24 Ocak 1995 tarihinde Ankara’da gözaltına alınan, işkence görmüş bedeni 76 gün sonra Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda ‘kimliği meçhul kişi’ olarak gömülü bulunan Ayşenur, Mayıs 1995 tarihinde Diyarbakır-Bismil’de gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hatice Şimşek, 7 Eylül 1996 tarihinde Diyarbakır-Bağlar ‘da bulunan bir eve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı sivil polisler tarafından yapılan baskında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Şükran Daş, 28 Kasım 1996 tarihinde Diyarbakır’da eşi Mahmut ile birlikte gözaltına alınan ve 2 yıl sonra kimsesiz olarak defnedildiği Cizre Asri Mezarlığı’na ‘kimliği meçhul kişi’ olarak gömüldüğü anlaşılan ancak mezarına hala ulaşılamayan Fahriye Mordeniz, 26 Eylül 1997 tarihinde Kulp-Diyarbakır yolunda otomobilleri durdurularak eşi Orhan ile birlikte beyaz Toros ile kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Zozan Eren, 31 Mart 1998 tarihinde İzmir-Çeşme-Alaçatı’da 3 arkadaş ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Neslihan Uslu, 16 Temmuz 1998 gecesi derin devlet bağlantılı Hizbullah tarafından Mersin’de kaçırılan, 21 Ocak 2000 tarihinde İşkence edildikten sonra Konya Meram’daki bir villanın bodrumunda cansız bedenine ulaşılan Konca Kuriş, için adalet istiyoruz” dedi.
Etkinlik 5 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
Kapitalist sistemin makul bireyleri olmadık, olmayacağız
Batman’da da bir araya gelen kayıp yakınları, eylemlerinin 484’üncü haftası için İHD Şubesi’ndeydi. Eylemde, kayıpların fotoğrafları taşınırken, İHD Şube Başkanı Rümeysa Deniz Kaya 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile İHD Genel Merkezi’nin yayınladığı bildiriyi okudu. Kaya, Türkiye’de kadınların büyük hak ihlallerinin yanı sıra yaşam haklarının da sona erdirildiğini ifade ederek, kadın şiddetine dikkat çekti. Hakların kendilerine erkekler tarafından verilmesinin kabul edilmez olduğunu ifade eden Kaya, “Kendi haklarımızı alacağımız politikalarımızı, kendimiz belirleyeceğiz. Biz kadınlar, kapitalist sistemin makul bireyleri olmadık, olmayacağız. Bize dayatılan politikalara karşı el ele mücadelemizi yükselteceğiz, dayanışma içinde olacağız” ifadelerini kullandı.
Kaya’nın konuşmasının ardından oturma eylemi yapıldı.