Maraş Katliamı sonrası köylerinden zorla göç etmek zorunda kalanlar şimdilerde yeniden inşa ile katliamın izlerini üretim yaparak siliyor. Güden, ‘Köylerimizi mezarlara değil yaşama alanlarına çevirelim’ diyor
Maraş’ın Elbistan ilçesine bağlı kırsal Axtil (Yalıntaş) Mahallesi’nde yaşayan 57 yaşındaki Ahmet Güden, siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı 1984 yılında göç etmek zorunda kaldığı İstanbul’a yerleşti. 36 yıl sonra 2019 yılında geri döndüğü köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Ahmet Güden, bölgede süren dil ve kültür asimilasyonu, ekolojik kıyım ve göçertme politikalarına karşı köylüleriyle birlikte “Yaşamı Yeniden ve Yerinden İnşa Etme Hareketi” başlattı.
3 yılda 150 bin meyve ağacı
Hareket kapsamında ilk meyve ağaçları, kadınların eliyle toprak ile buluştu. Hareketin başlamasından sonra Elbistan’da bulunan onlarca köyde yüzü aşkın kişi köylerine dönerek, meyve ağacı dikti ve hayvancılık yapmaya başladı. Şua ana kadar hareket kapsamında 3 yılda 150 bin meyve ağacı dikildi.
Güden, öncülük ettiği bu hareketin ortaya çıkış nedeni, amacı ve bu zamana dek attıkları adımları Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a anlattı.
‘Mezarlara değil yaşam alanlarına çevirelim’
Maraş’tan 1980 askeri darbesinin ardından karşı karşıya kaldıkları “siyasi ve ekonomik” baskılar nedeniyle, 1984 yılında İstanbul’a taşındıklarını belirten Güden, “Her ne kadar biz oraya gittiysek de ben kendimi orada hep yabancı hissettim. Bir tane ağabeyimde yurtdışına gitmişti. Biz hep ‘Ne zaman doğup büyüdüğümüz topraklara döneceğiz’ diye düşünüyorduk. Çocukluğumuzu unutmadık, hep bir gün geri döneceğiz dedik. 2019 yılında bunu gerçekleştirdik ve geri dönme kararı aldık. Dönerken ‘köylerimizi mezarlara değil yaşama alanlarına çevirelim’ dedik. Köylerimizin hepsi bir viraneye dönüşmüştü, bölge insansızlaştırılmıştı adeta. Üretimin durdurulduğu, insanların olmadığı bir coğrafya. Biz ailecek bir karar aldık ve döndüğümüzde ‘Yaşamı Yeniden ve Yerinden İnşa Etme Hareketi’ başlattık” diye konuştu.
İlk ağacı kadınlar dikti
Hareket kapsamında dikilen ilk ağacı kadınların diktiğini dile getiren Güden, “İlk ağacı bir annemiz toprak ile buluşturdu. Amaç sadece ekonomik anlamda değil, doğup büyüdüğümüz yurdumuza nasıl döneriz sorunuydu aslında. Hep ‘biz ekonomik nedenler ile göç ettik’ denilir. O zaman bizim başka bölgenin ekonomik altyapısını oluşturmamız gerekirdi. Bizde toprak ile bir sözleşme yaptık. İlk gün 5 bin ağacı toprak ile buluşturduk, şu an 150 bin ağaca ulaştık. Birçok kişi katılıyor ve her geçen gün bu büyüyor” ifadelerini kullandı.
Hareket kapsamında badem ve kayısı ağaçlarının da dikildiğini belirten Güden, “Sebebi biz burada üretmek istiyoruz. Coğrafya zengin bir coğrafya, onun zenginliğini artırmayı planlıyoruz” dedi.
Tersine göç
Maraş’ta Kürt Alevilerin birçok kez katliamlara maruz kaldıklarını hatırlatan Güden, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maraş’ı adeta Kürt Alevilerden arındırdılar. Tek dil, tek inanç dayatıldı. Bunu başaramadılar. Burada Kürt Aleviler de vardır. Bu bölgede demografik yapı değiştirilmek istendi. 1978 Maraş Katliamı hepimizin aklında. Maraş katliamı bu hareketin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 3 yılda birçok kişi tersine bir göç ile buraya gelerek tarım ile uğraşmaya başladı.”
Bölgeyi insansızlaştırma politikasının doğanın talanıyla sürdürüldüğünü dile getiren Güden, “Köylerimizin isimlerinin değiştirilmesi sürüyor. Bölgede yaşayan yurttaşları hafızasızlaştırmak istiyorlar. Maraş katliamını boşa çıkarmanın yolu Maraş’ta yaşamı yeniden inşa etmektir. Maraş Katliamı ile sistemin yüzleşmesini burada kalarak, yaşamı yeniden inşa ederek sağlayabiliriz” dedi.
Komünal bir yaşam
“Biz yaşamı sadece ekonomik boyutu ile inşa etmeyeceğiz, dil ve kültür alanından da yeniden bir inşa süreci başlatacağız” diyen Güden, “Özellikle Alevi felsefesinin bu topraklarda yeniden yaşam bulması için, ocakların yeniden faaliyete geçmesi için çaba sarf edeceğimizi söylemiştik. Biz ekolojik ve komünal bir yaşam inşa etmek istiyoruz. Önümüzdeki süreçte bir kooperatifleşme süreci de başlatacağız. Bu coğrafyadaki Cem Evleri’nde kütüphaneler kurmak istiyoruz. Maraş’ta insan tüccarları dadanmış durumda, bunun bir proje olduğunu anlatacağız. Gelin hep birlikte güzel bir yaşamı inşa edelim. Toprak ile doğru bir ilişki geliştirirsek toprak bütün ihtiyaçlarımızı karşılar” diye konuştu.
Yüzünüzü topraklara dönün
İnşa hareketinin komünal bir şekilde sürdüğünü dile getiren Güden, “Hareketin başladığı tarihten bu yana Alkas aşiretinden yaklaşık 100 kişi köylerine dönerek evlerini inşa ettiler. Avrupa’da Maraş’tan, Elbistan’dan bahsetmekle olmaz. Bir an önce yeniden ve yerinden inşayı genişletmemiz gerekiyor. Nasıl ki her ağaç kendi kökleri üzerinden yaşıyorsa her insanda kendi toprakları üzerinde yaşar. Geri dönmek isteyen yeniden inşa başlatmak isteyenlere her türlü yardımda bulunuyoruz. Bizim bir tane traktörümüz var, buraya dönen ve inşa sürecine katılan bir aileye bu traktörü vermek isterim. Kullanıp kendi işini görebilir. Komünal bir şekilde bu süreci sürdüreceğiz. Asimilasyonun karşısında durmak için dünyanın neresinde olursanız olun, yüzünüzü doğduğunuz topraklara dönün. Bir gün bu topraklarda yaşamı yeniden inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.
Güden, herkesi yarın Yaşamı Yeniden ve Yerinden İnşa Etme Hareketi ile Demokratik Alevi Dernekleri’nin (DAD) Pazarcık’ta Atê Elif, Hemî Tazî, Alî Quto makamlarına niyazı ve 14 Temmuz’da Elbistan Kantarma Mahallesi’nde “Toprak ana gibi üretelim, kadınlar gibi paylaşalım” şiarı ile Sinemilli Ocağı’nda yapılacak Cem erkanına davet etti.
MARAŞ