Dünya genelinde doğadan gelen şifayıtopluma sunan ve bilimsel çalışmalarıyla öne çıkan kadınlar, özellikle Orta Çağ’da “cadı avı” adı altında birçok yerde ya işkenceye maruz kaldı ya da katledildi. Yüzyıllar öncesine ait arkaik bir gelenek gibi görülen bu gelenek adı altında kadına yönelik şiddet ve katliam günümüzde de aynı zihniyet ve benzer gerekçelerle sürdürülüyor. Gana’dan Suudi Arabistan’a, Hindistan’danKenya’ya kadar uzanan ve hala gelenek adı altında yaşanan bu katliamlara ise sessiz kalınmaya devam ediliyor.
‘Salem Cadı Mahkemesi’
17. yüzyılda Amerika’da bulunan Salem isimli bir kasabada, Şubat 1692- Mayıs 1693 yılları arasında 19 insan “cadı” oldukları iddiasıyla idam edildi. Tarihe “Salem Cadı Mahkemeleri” olarak geçen bu olay, kasabadaki birkaç kız çocuğunun krize benzer nöbetler geçirmesi, bağırması ve yerlerde sürünmesi toplum tarafından, çocukların doğaüstü varlıklar tarafından saldırıya uğramaları olarak değerlendirildi. Daha sonraki araştırmalar ise, kasabada yaşanan olayın çavdarda bulunan halüsinojenik bir mantardan kaynaklanmış olabileceğini ortaya koydu.
Büyücülük bahanesi
Günümüzde Gana’da zaman zaman kadınlar büyücülükle suçlanıyor. Bu durumdan genellikle potansiyel bir rakibi ortadan kaldırmak için faydalanılıyor ve tek bir suçlama ile bir kişinin cadı olarak kabul edilmesine yeterli oluyor. Büyücülük Gana’da bir tehdit olarak algılandığından, ülkenin kuzey ve güneyi boyunca kadınlar katlediliyor. Bazılarının ise toplumdan dışlanmış tapınaklarda hayatlarına devam etmesine izin veriliyor.
2 bin 500 kadın katledildi!
Hindistan’ın bazı bölgelerinde mistik inançlar ve korkular derinden yaşanmaya devam ediyor. 2001’den 2006’ya kadar Assam’ın kuzeydoğu eyaletinde yaklaşık 300 kişi “cadı” suçlamasıyla katledildi. Bunların çoğu ise kadınlardan oluşuyordu. 2010 yılına ait bir raporda, Hindistan’da her yıl 150-200 kadının öldürüldüğü tahmin ediliyor. Rapora göre, 1995 ve 2009 yılları arasında 2 bin 500’den fazla kadın cadılık iddiasıyla katledildi.
Nepal’de işkence
“Büyücülük” inancının yaygın olduğu ülkelerden biri olan Nepal’de, kadınlar işkenceye maruz bırakılıyor, halka açık yerlerde katlediliyor. Çoğu zaman bu kadınların aileleri de aynı şekilde suçlanarak işkenceye uğruyor. 2010 yılında bir kadın, onu yakalayan 35 kişilik bir çete tarafından hedef alındı. Cadı olduğunu “itiraf edene kadar” iki gün boyunca işkence gördü. Diğer ülkelere oranla Nepal’de katletme sayısı düşük olmasına rağmen yapılan işkence oldukça fazla.
Büyücülüğe ölüm cezası
Suudi Arabistan’da ise, insanların çoğu hala büyücü korkusuyla yaşıyor. Ülke halkının büyük bir bölümü büyücülüğün gerçek olduğuna inanıyor. Ülkede büyücülük yaptığı için başka biri tarafından suçlanan kişi, aynı zamanda bu suçu işlediği gerekçesiyle hükümet tarafından yargılanabiliyor.Kişi suçlu bulunursa cezası ölüm oluyor. 2009 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından, Suudi Hükümeti’nin bilgisi ile din polisi tarafından yapılan “cadı avı”na izin verilmesi sonucu suçlananlara hapis ve ölüm cezası verildiği açıklandı.
LGBTİ’liler hedef alınıyor
Tanzanya’da yalnızca 21. yüzyılda yaklaşık 20 bin kişinin büyücü olduğu iddiasıyla katledildiğine inanılıyor. Ülkede ayrıca LGBTİ’ler de hedef alınarak katlediliyor. Ocak ve Haziran 2017 arasında İnsan Hakları Merkezi, ülke genelinde “mafya adaleti” olarak adlandırılan 479 ölüm bildirdi. Bu ölümler esas olarak büyücülükle suçlanan kadınları ve hükümetin azmettirdiği LGBTİ katliamlarını içeriyor.
Kaynak: Listverse