Hatay’ın Dörtyol ilçesinde 1980’de üyesi olduğu YDGD’yi açarken 18 kurşunla katledilen 18 yaşındaki Düzgün Yıldız’ın yeğeni Gamze Yentür, 40 yıl önce işlenmiş cinayetin faili meçhul kalmaması için İHD’ye başvurdu
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde 20 Ocak 1980 tarihinde dönemin Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği’nin (YDGD) üyesi Düzgün Yıldız (18), derneği açtığı sırada maskeli iki kişi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda 18 kurşunla yaşamını yitiren Yıldız, olay yeri incelemesi ve otopsi işlemlerin ardından cenazesi ağabeyi Haydar Yıldız’a teslim edildi. Yıldız, ailesi tarafından Dersim’de defnedilirken, o dönemde aile içinde bulunan birçok akrabası da faili meçhul olaylarında katledildi.
Olay yeri incelemesi ve otopsi raporlarında imzası olan dönemin savcı vekili Hanifi Tiryaki’i tarafından herhangi bir soruşturma yürütülmedi ve davaya dönüştürülmedi. Yıldız ailesi de o dönem üzerlerindeki devlet baskısından dolayı herhangi bir başvuruda bulunmadı. 40 yılın ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesine başvuruda bulunan Yıldız’ın yeğeni Gamze Yentür, başlattıkları süreci Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
Dörtyol’a taşındılar
Dayısı Yıldız’ın Dersim’de lise öğrencisiyken gözaltına alınıp bırakılmasının ardından ailesiyle beraber Hatay Dörtyol’a taşındıklarını dile getiren Yentür, Dörtyol’da ise Kürt, Alevi ve solcu olmalarından dolayı baskıya uğradıklarını söyledi. Dayısı Yıldız’ın Türkiye Devrimci Komünist Partisi (TDKP) sempatizanı olduğunu ifade eden Yentür, “Dayım katledilirken sağ-sol çatışmalarının da çok yoğun olduğu 12 Eylül Darbesi öncesi dönemdi. Dayım saldırıya uğruyor ve dayımın vücuduna 18 kurşunun isabet ettiği tespit ediliyor. Olay yeri incelemesi ve otopsi yapıldıktan sonra olay dönemin savcısına intikal etmesine rağmen, savcı davaya dönüştürmüyor. O dönemde aile buna benzer başka kayıplar da yaşıyor. Sonrasında 12 Eylül yaşanıyor. 12 Eylül gerçekleştikten sonra ailem korkudan herhangi bir girişimde bulunmuyor. Dolayısıyla dayımın durumu faili meçhul kalıyor. Dayımın durumundan uzun süredir haberdardım. Fakat otopsi ve olay inceleme raporunun varlığından da yeni haberdar oldum” diye konuştu.
‘O dönemler kapanmış değil’
O dönemin otopsi ve olay inceleme raporları sayesinde İHD İzmir Şubesi’ne başvurduğunu dile getiren Yentür, şöyle devam etti: “80’li dönemlerde birçok faili meçhul cinayet var. Böylesi suçlarda zaman aşımı olur mu olmaz mı tartışmalar var. Ben bunun en azından dile getirmeyi, kayda geçirilmesini istedim. Aynı dönemde Erdal Eren’in yaşının büyütülerek idam edildiği gibi dayım da kurşunlanarak öldürülüyor. 80’li dönemde yaşananlar bir boyutuyla devam ediyor. O dönemler bitmiş ve ya kapanmış değil. Hala devam ediyor. Böyle süreçler bir daha yaşanmasın diye peşine düştüm.”
“40 yıl geçse de birilerinin çıkıp hesap sorması önemlidir” diyen Yentür, şunları söyledi: “Dosyadan bir şey çıkmaz dememek gerekiyor. Tarihe not düşmek, hesap sormak ve bir şey söylemek gerektiğini düşünüyorum. Sustukça ve bundan ne olur deyip hayatımıza devam ettikçe bir şeyler düzelmiyor. Dolayısıyla hiçbir zaman üstünü kapatmamak, bir şekliyle mücadele etmek gerektiğini düşünüyorum.”
İZMİR