Özgür Gündem Gazetesi’nin 29 yıl önce katledilen Urfa Temsilcisi Kemal Kılıç’ın soruşturma dosyası zaman aşımıyla kapatıldı. Mahmut Kılıç, ağabeyi Kılıç’ın katledildikten sonra doğan onlarca çocuğa onun adının verildiğini söylüyor
Urfa’da 1993 ile 1997 yılları arasında işlenen ve adına “Faili meçhul” denilen cinayetlerde 30 kişi katledildi. Bunlardan biride, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Gazeteci değil militandır” diyerek hedef gösterdiği gazetecilerden biri olan Özgür Gündem Gazetesi’nin Urfa Temsilcisi Kemal Kılıç oldu. Kılıç, 18 Şubat 1993 günü ikamet ettiği Urfa-Akçakale karayolundaki Qûlinç (Külünçe) Mahallesine giderken, mahalleye bir kilometre uzaklıkta bulunan kavşakta kendisini bekleyen Toros marka beyaz renkli bir araçtan inen kişiler tarafından katledildi.
Defalarca tehdit edildi
Kılıç hakkında katledilmeden önce ikamet ettiği mahallenin bağlı olduğu Uğurlu Jandarma Karakolu’nda görevli “Taner” adlı astsubay ile “Oktay” adlı yardımcısı, bilgi toplamaya başladı. Aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi’nde yönetici de olan Kılıç, hakkında bilgi toplanması, defalarca tehdit ve takip edilmesi üzerine Urfa Valiliği ile Urfa Emniyet Müdürlüğü’ne başvurarak koruma talebinde bulundu. Ancak o dönem Urfa Valisi olan ardından 3 dönem AKP’den Tekirdağ Milletvekili seçilen Ziyaeddin Akbulut, bu talebe herhangi bir yanıt vermedi.
Dosya zaman aşımından kapatıldı
Bölgede işlenen cinayetler ve kaybedilmelerde birçok belge ile tanık ifadeleri, JİTEM’i gösterirken, bu cinayetler hakkında ya hiçbir işlem yapılmadı ya da dosyalar rafa kaldırıldı. 1990’lı yıllarda yaşanan binlerce “Faili belli” cinayet gibi sokak ortalarında öldürülen gazetecilerin faillerinin de açığa çıkarılmaması için yoğun çaba sarf edildi. Kılıç’ın katledilmesine ilişkin soruşturma dosyasında hiçbir aşama katledilmedi, dosya 18 Şubat 2013 günü zaman aşımı gerekçesiyle kapatıldı.
Eşyaları verilmedi
Yaptığı haberlerden dolayı hedef haline getirilerek katledilen Kılıç’ın ardından kalan eşyalarına da yapılan ev baskınında el konuldu. Ailenin yoğun girişimleri sonucu bazı eşyaları geri verilse de içinde kaset, daktilo, kitap ve daha birçok çalışma materyali olan eşyaları geri verilmedi. Kılıç’ın ardından onun gazeteciliğini teyit eden çantası, kalemleri, ses kayıt cihazı ve 3 tane boş kaseti kaldı. Kılıç’ı sevip sayan Qûlinç Mahallesi sakinleri ve Kılıç’ın Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan akrabaları, Kılıç katledildikten sonra doğan çocuklarına bir bir Kemal ismini vermeye başladı. Kılıç’ın anısı şu an yaşları 13-28 arasında değişen 40 kişiyle birlikte yaşıyor.
Kılıç için “En büyük silahı kalemiydi” diyen kardeşi Mahmut Kılıç ile “O herkesin saygı duyduğu biriydi” diyen yeğeni Abdullah Kılıç (51) da, 13 yıl önce dünyaya gelen çocuklarına Kemal ismini verdi.
Her perşembe ziyaret etti
Aradan geçen 29 yılda her hafta Perşembe günü Kılıç’ın, Abdurrahman Dede Mahallesi Mezarlığı’nda bulunan mezarını ziyaret eden kardeşi Mahmut Kılıç, ağabeyinin çocukluğunda herkes tarafından sevilen biri olduğunu söyledi. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a konuşan Kılıç’ın gazetecilerin her gün kaçırıldığı, tehdit edildiği, katledildiği bir dönemde gazeteci olmaya karar verdiğini söyleyen Kılıç, “Bizim Urfa merkezde evimiz yoktu. Kemal her sabah erken saatlerde evden çıkar, Akçakale yoluna kadar 2 kilometre yürür, oradan otobüse binerek merkeze gazeteye giderdi. Her gün gazeteciler tehdit ediliyordu. Kemal’in bir arkadaşı babama Kemal’in de tehdit edildiğini söyledi. Ancak Kemal, ‘Ne olursa olsun çalışmaya devam edeceğim’ dedi. Karakol hakkında istihbarat topluyordu, koruma talebinde bulundu, ancak kabul edilmedi. Bu talepten kısa bir süre sonra da katledildi” diye konuştu.
Tanıktan bir daha haber alınamadı
Kılıç’ın katledildiği yere yakın bir inşaatta gece bekçisi olan Ahmet Fidan adında bir kişinin olaya şahit olduğunu belirten Kılıç, olaydan sonra karakolda ifade vermesine rağmen Fidan’dan bir daha haber alamadıklarını söyledi. Askerlerin olaydan 5 gün sonra eve gelerek Kemal’e ait olan her şeye el koyduğunu belirten Kılıç, “‘Kemal’in kız meselesi var mıydı?’ gibi sorular sorarak olayı farklı mecralara çekmek istediler. Bizim defalarca ifademizi aldılar. Sanki olayı araştırıyormuş gibi yaptılar, ancak biz katili tanıyorduk” ifadelerini kullandı. Kılıç’ın öldürülmesinde kullanılan Ceska marka tabancanın 24 Aralık 1993’te Batman’da yapılan bir Hizbullah operasyonunda Hüseyin Günay üzerinde yakalandığı bilgisini dönemin karakol komutanı tarafından kendisine verildiğini belirten Kılıç, “Bize katili yakaladıklarını söylediler. Ancak dosya zaman aşımına uğradı” dedi.
Kemal’in tek silahı kalemiydi
Kılıç’ı katledenlerin özgür basın geleneğini hedeflediklerini belirten Kılıç, katillerin amacına ulaşamadığını söyledi. Özgür basının tehdit ve yasaklamalara karşı her geçen gün büyüdüğünü belirten Kılıç, devamında şunları söyledi: “Kemal’in tek silahı kalemiydi. Bir Kemal’i öldürdüler, ancak binlerce Kemal doğdu. Köyde ve Suriye’de en az 25-13 yaşında 40 Kemal adını taşıyan kişi var ve hepsi Kemal’in yolunda ilerliyor. O bizim için bir idol oldu. Şimdi özgür basın emekçilerini gördüğümüzde sanki Kemal’i görmüş gibi oluyoruz. Kemal’in kalemi hiçbir zaman yerde kalmayacak. Bu kalem hiçbir zaman susmaz.”
Herkesin işine koştururdu
Kılıç katledildiğinde 23 yaşında olan yeğeni Abdullah Kılıç da, 13 yıl önce doğan çocuğuna Kemal ismini vererek amcasının anısını yaşatıyor. Amca-yeğen ilişkisinden çok arkadaş gibi büyüdüklerini belirten Kılıç, “23 yıllık bir arkadaşlığımız oldu. Beraber büyüdük. Kemal’in diyalogları çok güzeldi, onu herkes çok severdi. İmece usulü çalışmayı köyde örgütlemişti. Herkesin işine koştururdu. Çok adaletli bir insandı. Sohbeti çok güzeldi. Katledildikten sonra uzun yıllar insanlar bunu kabullenemedi. O kadar çok seviliyordu ki insanlar gerçek olabileceğine inanamıyordu. Herkes üzerinde derin izler bıraktı” diye konuştu.
Kemal gibi insanlar barış insanlarıdır.
Kılıç şahsında hedef alınanın “hakikat” olduğunu vurgulayan Kılıç, devamında şunları söyledi: “Onu katledenler amaçlarına ulaşamayacaklar. Kemal’den önce ve sonra onlarca cinayet işlendi, ancak insanlar fikirlerinden vazgeçmedi. Kemal gibi insanların sayıları sürekli arttı. Kemal gibi insanlar barış insanlarıdır. Onlar kötülük istemezler. Kemal insanlar arasında bir barış köprüsü oldu. Doğruları söyledi ve doğru bir şekilde yaşadı.”
HABER MERKEZİ