AKP iktidarı, 3-4 katlı binaların yıkılıp yerine 15- 20 katlı binaların yapılmasını sağladı. AKP Başkanı Tayyip Erdoğan, bu durumdan şikayet edip yatay mimariyi savunurken, tarihi semtlerin yağmalanmasına yol açacak olan planları ortaya koymaya başladı ve Katar’ı da buna ortak etti
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı olan R. Tayyip Erdoğan, dikey mimariden bir an önce sıyrılarak, yatay şehirleşmeye öncelik vermek istediklerini içeren açıklamalar yaptı. İstanbul’un dört bir yanını dikey mimariyle işgal eden AKP iktidarının dikey mimaride inşaat şirketlerinin ellerinde konut stoku birikince, bu duruma yeni açılımlarla çözüm üretmeye çalıştığı iddia ediliyor. Diğer yandan Erdoğan’ın, tarihi yapıların yıkılarak yeniden yapılacağını belirten açıklamaları ise dikkat çekici. Tarihi yapıların yıkılmasından söz edilmesi tepkilere yol açarken, bu tarihi yıkıma Katar’ın da ortak olması anlaşılmaktan çok uzak bulunuyor.
Süleymaniye Katar’a
Erdoğan, “Zaten bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde yatay şehirleşmeyi görürsünüz. Bakın şimdi Süleymaniye’nin etrafı şu anda yenileniyor. Bütün o tarihi eserler vesaire, oralar şu anda Katar-Türkiye-Kiptaş işbirliğiyle yıkılıp, aslına uygun olarak inşa edilecek. Orası mesela çok ciddi bir çekim alanı haline gelecek. Ama bitince bambaşka olacak” ifadelerini kullandı. Bu açıklamaların ardından muhalif partilere ve liderlerine etmediği söz kalmayan Erdoğan’ın “Seçim süreci kızıştı. Bu ülkeye en ufak bir yatırımı olmayanların ideolojik formatlaması tuzağına düşmemeli” sözleri ile yıkıma uğratılacak ve ranta hizmet edecek olan tarihi dokunun yok edilmesine dönük ortaya çıkabilecek tepkilere şimdiden ön almaya çalıştığı söyleniyor. Ayrıca Türkiye’nin Katar’a yüklü miktarda borcu olduğu ve vadesi gelen borçları, Katar’a yatırım alanları açarak uzatmaya çalıştığı da iddialar arasında.
Süleymaniye’siz olmaz
İstanbul siluetine damgasını vuran Süleymaniye ve çevresi sadece Osmanlı’dan değil, Bizans’tan da önemli izler taşıyan bir semt. Süleymaniye Camii gibi önemli eserlerin yanında kıyıda köşede kalmış birçok tarihi güzellikler bulunuyor. Süleymaniye ve çevresi, ağırlıklı olarak Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan ama her devirde adını duyuran güzel ve mutlaka gezilmesi gereken semtlerden biri. Mimar Sinan’ın ‘çıraklık eserim’ dediği Şehzade Camisi, Burmalı Mescit Camii. Fatih ve Beyazıd külliyeleri arasında, hem Marmara Denizi’ni hem Haliç’i gören, geniş bir alana yayılan külliye; cami, medrese, tabhane, ahır, sıbyan mektebi, imaret ve türbeler Süleymaniye semtinin önemli değerleri. Bu anlamda İstanbul Süleymaniye’siz düşünülemez.
Rant sırası Süleymaniye’de
Ömrünü ahşap yapıları fotoğraflamaya adayan Prof. Dr. Reha Günay, 2014 yılında yaptığı bazı açıklamalarda, 1960 yılından bu yana İstanbul’da fotoğrafladığı binaların yüzde 70’nin yok olduğunu söylemişti. Günay, “İstanbul’da tarih yok edilip yağmalanıyor. Kahroluyorum. Eski İstanbul’dan söz etmek artık mümkün değil. Bugün şehrin imar planlarını mimarlar ya da planlama büroları değil, müteahhitler yapıyor” dedi. Günay, kentin hemen hemen her sokağında dört binin üzerinde fotoğraf çekti. Bu fotoğraflar arasından seçtiği yaklaşık 400 eseri ‘İstanbul’un kaybolan ahşap konutları’ isimli kitabında topladı. Günay, 2002 yılı sonrasını içeren değerlendirmesinde, “Kentsel dönüşüm projeleriyle üç beş katlı binalar yıkılıyor, yerine 10-15 katlı binalar yapılıyor. Müteahhit para kazanacak diye bütün alt yapıyı siz ödüyorsunuz ama mutsuz yine siz oluyorsunuz. Çünkü trafik hiçbir zaman çalışmıyor. Şehrin doğası, yeşil örtüsü tükeniyor. Toprak havaya değmiyor. Suya değmiyor. Yağmur suyu nereye gideceğini bilmiyor. Yeraltı suları nereden beslenecek belli değil” sözleriyle yaşanan kentsel cinayeti açıkça ortaya koyuyor.
Katar ne yapar?
AKP’li Ethem Sancak’ın TMSF’den 751 milyon liraya aldığı BMC’nin yüzde 49’una 150 milyon lirayla Katar’ın ortak olması dikkat çekmişti. Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) web sitesinde yer alan bilgiye göre, yaklaşık 40 milyar dolar tutarında varlığı yönetmektedir. TVF ilk ortak fonu Rusya ve Katar ile kurmuştur. Türkiye’ye Katar’dan 600 milyon dolar sıcak para geldiği ve bu para karşılığı Çaykur’un hisselerinin rehin verildiği iddiaları gündemde yer almıştı. Katar’da yabancı yatırımcı olarak Türkiye’nin de kendine yer bulduğu en önemli sektör inşaat müteahhitliği. Müteahhitliği Katar’a taşıyan Türkiye’nin buna karşılık Süleymaniye’de ne yapar diye sormak gerekiyor. Çaykur’un başına gelenler, Süleymaniye semtinin de başına mı geliyor soruları, bugün en çok sorulan sorular arasında.
AKP İstanbul’da tarihi öldürdü
AKP hükümetleri döneminde İstanbul’un dört yanı gökdelenlerle dolarken, bu izinler AKP’li belediyeler tarafından verildi. Maslak, Şişli, Mecidiyeköy, Zeytinburnu gökdelen cenneti haline gelirken, Ataşehir, Fikirtepe, Ümraniye bölgeleri de bu dikey yapılaşmadan nasibini aldı. Gökdelen furyası ile arka arkaya yapılan 16/9, Yedi Mavi, Sapphire, Four Winds Residence gibi örneklerle 8 bin yıllık İstanbul’un silueti bozuldu. Kentsel dönüşüm adı altında Sulukule, Tarlabaşı, Ayazma, Fikirtepe başta olmak üzere pek çok mahallede tarihi yapılar yerle bir edilirken, burada yaşayan insanlar sürülüp mahalleler sermayeye teslim edildi. ‘Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ adı altında meydan beton yığınına dönüştürüldü. İstiklal Caddesi’nde bir tek ağaç kalmadı. Gezi Parkı’nda inşaat rantı amacıyla yapılan girişime büyük bir tepki ortaya çıktı ve Gezi Direnişi yaşandı. Ancak AKM’yi yıkan iktidar yeniden Topçu Kışlası’nı yapacağız demeye başladı. 3. Havalimanı inşaatı, otoyollar ve köprüler İstanbul’un Kuzey Ormanları’nda milyonlarca ağacın katledilmesine ve ormanlar ile su havzalarının yok olmasına neden oldu.
Katar’ın Türkiye’de 113 şirketi var
Katar ile Türkiye ilişkileri 2002 yılı ile başlamış ve siyasi, iktisadi işbirliğine dönüşmüş durumda. Bu işbirliği 2010’dan sonra büyük bir ivme kazanmıştır. 2013 yılından sonra artan karşılıklı ziyaretlerle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar emiriyle birbirlerine “kardeşim” diye hitap eden yakınlaşma giderek bir ortaklığa dönüştü. Katar bu kardeşlikle birlikte, Türkiye’de sanayi, enerji, medya, finans, inşaat gibi birçok sektörde yoğun bir sermaye ihracatını gerçekleştirdi. Ortaya çıkan bu yakınlaşma ile birlikte Katar, Türkiye’nin sıcak para kaynaklarının en önemli parçası haline geldi. 2017 Haziran ayı verilerine göre, Türkiye’de faaliyette bulunan 113 tane Katar sermayeli şirket mevcut. Katar ayrıca A-Bank ile Finasbank’ın tamamını satın aldı. Katar’ın Türkiye’ye lüks uçak ‘hediye’ etmesi ve ayrıca 15 milyar dolar doğrudan yatırım yapacağını açıklaması, ilişkilerin boyutunu göstermekte.