İktidarın ‘Cinsel kastrasyonu devreye sokacağız’ açıklamasına tepki gösteren kadın örgütleri ve avukatlar, çözümün kadınların hedef gösterilmemesi ve yasaların tam uygulanmasından geçtiği konusundu birleşiyor
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ankara’nın Polatlı ilçesinde 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın katledilmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, “Cinsel kastrasyon (kimyasal hadım) dediğimiz tedbiri de bütün yönleriyle yeni dönemde devreye sokacağız” dedi. Açıklamaya kadın örgütlerinden ve avukatlardan tepkiler gelmeye başladı. Bozdağ’ın önerisinin çözüm getirmeyeceğini belirten avukatlar, çözümün kadınların hedef gösterilmemesi ve mevcut yasaların uygulanması gerektiği görüşünde. İstanbul Kadın Meclisleri’nden Avukat Esin Yeşilırmak, daha önce dillendirilen bu çözüm önerisinin gerçek bir çözüm olmadığını uzun zamandır söylediklerini hatırlatarak, “Sorunun kaynağı bir hastalık değil ki tıbbi yöntemlerle çözülsün. Bizim yasamızda yeterince ağır cezalar var ancak bu cezalarla ilgili sürekli indirimler yapılıyor. Yani faile yönelik indirimler yapılmasa zaten uzun yıllar cezaevinde kalacak ve bu da önemli bir cezalandırma yöntemi” dedi.
‘Faili cezalandırın’
Kadınların ve kız çocuklarının sürekli olarak hedef gösterildiğini hatırlatan Yeşilırmak, “Asıl çözüm hedef gösteren söylemlerin sona ermesi. Kadınların mağdur konumdayken suçlu ilan edildiklerini biliyoruz. Gülmeleri, kıyafetleri, gece dışarda olmaları indirim nedeni olmamalı. Faili cezalandırıcı, mağduru koruyucu uygulamalar gündeme gelmeli. Bakanın açıklamasının çözüm getireceğini düşünmüyorum” diye konuştu.
‘Çözüm öteleniyor’
İdam veya hadım gibi uygulamaların Orta Çağ’dan kalma cezalandırma yöntemleri olduğunu söyleyen İstanbul Kadın Meclisleri Sözcüsü Gülsüm Kav ise, “Türkiye’nin bu yakıcı sorunu çözmek için yapması gereken şey uluslararası çocuk hakları sözleşmesine uymak. Zaten mevcut yasalarda çocuklar korunuyor, ancak uygulamalarda bunlara rastlamıyoruz” dedi. İktidarın önerisinin sorunu çözmekten daha çok sorunu öteleyeceğini belirten Kav, önerinin hiçbir çözümcü yanının olmadığını söyledi. Önemli olanın var olan yasaların uygulanması olduğunu vurgulayan Kav, “Devlet bu sorunu yasalarla çözebilir, hadım veya diğer öneriler çözüm değil” diye konuştu.
Sağlık kurulu raporu
26 Temmuz 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanan Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi Hakkında Yönetmelik’te kimyasal hadıma “tıbbi tedaviye tabi tutulmak” başlığı altında yer verilmişti. Tedavi, tanımda belirtilen hükümlülere yönelik olmak üzere, ayakta veya yatarak, ilaçla veya ilaçsız olarak veya her iki usul ile cinsel dürtünün azaltılmasına veya denetimine yönelik tedaviler ile cinsel isteğin azalmasını veya yok edilmesini sağlayan yöntemdir. Adalet Bakanlığı Yönetmeliği’ne göre, bu uygulamaya karar verilmeden önce sağlık kurulu raporu aranacak.
Tedavi tanımı muğlak
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yönetmeliğin bazı hükümlerinin iptali için Danıştay’a açtığı davada, geçen yıl yönetmeliğin durdurulması kararı çıktı. Danıştay, gerekçesinde tedavi tanımının ve sınırının muğlak kaldığını belirtmişti. Danıştay’ın kararını hatırlatan Adalet Bakanı Gül konu üzerinde çalıştıklarını aktardı ve, “Birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda irademiz var” diye konuştu.
İnsan hakları da karşı
Kastrasyon yöntemine insan hakları örgütleri de karşı çıkıyor. Kimyasal hadımın bir ceza yöntemi olarak suçlunun rızası olmadan zorla uygulanmasının insanlık dışı işkence kapsamına girdiğini belirtiyorlar. Bazı sağlık uzmanları da, cinsel suçların cinsellikle ilgili değil şiddet ve otoriteyle ilgili olduğu ve bu tür uygulamaların yararlılığı konusunda
yeterli veri olmadığı gerekçeleriyle uygulamaya karşı çıkıyor.
Suçları meşrulaştırır
Kastrasyon uygulamasıyla ilgili yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayınlanmasının hemen ardından HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu söz konusu yönetmeliğe ilişkin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle 2016’da bir önerge vermişti. Önergede, “Cinsel saldırı suçunda, ‘mağdura yönelik öfke, erkeklik güçlerini ve üstünlüğünü gösterme, erkekliğini ispatlama, hükmetme ve saldırganlık’ gibi duygu ve eylemlerin belirleyici olduğu; Türkiye’de yapılan ‘Cinsel Saldırı Olgularının Suç Motivasyonuna Göre Sınıflandırılması’ başlıklı araştırmada da Türkiye özelinde ortaya konmuştur. “Söz konusu duygular ve eylemler, kadınlara ve erkeklere yüklenen, esas olarak erkek egemenliğine dayalı toplumsal rollerin yarattığı eşitsizlikten kaynaklanmaktadır” denilerek şu soru sorulmuştu: “Bakanlığınız, genel olarak olarak erkek egemenliğinden kaynaklanan ve iktidar kurma saikiyle işlenen ve birçok zaman da cezasızlık veya indirimlerle malul olan cinsel saldırı suçlarının adeta bir hastalıkmış gibi ele alınarak kastrasyon yöntemleriyle çözüm getirmeye çalışmanın bu suçları meşrulaştırıcı ve üstünü örtücü etkileri olabileceğinin farkında mıdır?”
11 yaşında evlendirildi
Malezya’da 11 yaşındaki bir çocuğun iki eşli 41 yaşındaki bir adamla evlendirilmesi, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve çok geniş çevrelerde tepkilere neden oldu. Malezya’da yasal evlilik yaşı 18 olsa da, 16 yaşın altındaki Müslümanlar şeriat mahkemelerinin izniyle evlendirilebiliyor. Benzer uygulama Türkiye’de de yapılıyor, 18 yaş altı çocuklar ailelerinin ve devletin izniyle evlendiriliyor. Çocuklara yönelik suçlara karşı kastrasyon yönteminin uygulanmasına geçileceği şu günlerde kadın örgütleri, İnsan Hakları Çocuk Komisyonu Raporu’nda “18 yaş altı 440 bin çocuk doğum yaptı” açıklamasını ele alarak, iktidarın çocuklara yönelik istismara göz yuman politikalarla hareket ettiğini, cezasızlık ve indirimlerle suçların artmasının önünün açıldığını söyleyerek tepki göstermişlerdi.
Dünyada hangi ülkelerde var
Kastrasyon, çocuklara yönelik cinsel suçlardan mahkum olanlara bazı ülkelerde zorunlu olarak, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinde ise gönüllülere uygulanıyor. ABD’nin en az 7 eyaletinde uygulanan kastrasyon, Polonya’da mahkeme kararı ile yapılıyor. Rusya’da 14 yaşın altındaki çocuklara karşı cinsel suç işleyenler zorunlu olarak kastrasyona tabi tutulabiliyorlar. Güney Kore, Asya ülkeleri arasında kastrasyonu kabul eden ilk ülke oldu. Endonezya’da, suçlulara hapis cezalarını çektikten sonra 2 yıla yakın bir süre kastrasyon uygulanıyor. Suçluların elektronik kelepçeyle takip edilmesi kararı da verilebiliyor.
Kastrasyon nedir?
Özellikle erkek cinsel suçluların erkeklik hormonu üreten testislerinin cerrahi müdahale ile alınması ya da ilaçla bu hormonun üretilmesinin azaltılması olarak tanımlanır. Kastrasyon, kimyasal ya da cerrahi nitelikte olabilir. Cerrahi kastrasyon, testislerin alınarak yeniden suç işlemelerini önlemek için uygulanan yöntemdir. Bu tedavide bireyin üreme organları alınarak erkeklik hormonu en az seviyeye indirilir. Kimyasal kastrasyon tedavisinde ise erkek pedofillere antiandrojen ilaçlar verilerek, erkeklik hormonu azaltılmaya çalışılır.
Eşcinsele uygulandı
Kastrasyonla ilgili bilinen en önemli ilk örnek, İngiltere’de 1952 yılında yaşandı. Bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul edilen matematikçi Alan Turing’e, o zamanlar yasal olarak suç teşkil eden eşcinselliği nedeniyle uygulanmıştı. Nazi Almanyası’na ait bilgisayar şifrelerini kırarak 2. Dünya Savaşı’nın bitmesinde rol oynayan Turing’in, iki yıl sonra intihar ettiğine inanılıyor. Kastrasyon dünyada bugün genellikle çocuklara karşı cinsel suçlar işleyenler için kullanılıyor.
HABER MERKEZİ