Gazeteci Fehim Taştekin, olayların seyrine bakıldığında cinayetin hegemonya savaşında bir pazarlık kozu olduğunu söylüyor. Taştekin, Prens’e varmayan bir senaryonun Türkiye tarafından kabul edilmeyeceğini belirtiyor
BBC için Kaşıkçı olayı ile ilgili bir analiz kaleme alan Gazeteci Fehim Taştekin olayın bir siyasi hesaplaşma ve kavgalarla ilgili olduğunu belirti. Olayın üç tarafının olduğunu yazan Taştekin, Suudi Arabistan’ın zanlı, Türkiye’nin olay yeri, ABD’nin Kaşıkçı’nın ikamet adresi olarak olaya dahil olduğunu belirti. Fehim Taştekin olayların seyrinin, açıklamalar ve yaklaşımların bir pazarlık sürecine göre yürüdüğünü öne sürdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 23 Ekim’deki açıklamaları ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a ulaşmayan bir senaryoya razı gelinmeyeceğini gösterdiğini belirten Taştekin, bu çıkışlar ve sızıntılar aynı zamanda Trump’ın tutumunu değiştirmeye yönelik olduğunu da ekliyor. Bölgeyi yakından izleyenler için, Veliaht prens olduğundan beri fiilen ‘kral yetkisi’ kullanan Muhammed bin Selman’nın haberi, izni ya da emri olmadan bu tür bir operasyonun yürütülmesi mantıken mümkün olmadığını belirten Taştekin, soruşturmanın yöneleceği adresini beli olduğunu ancak Riyad-Washington- Ankara üçgeninde pazarlığın Selman’da düğümlenmesi cinayeti aşan boyutlardan kaynaklandığını vurguluyor.
Ortaklıktan ayrışmaya
Suudi Arabistan ile Türkiye’nin adım adım bir ayrışmaya gittiğini belirten Fehim Taştekin şunları ekliyor “Bu ayrışmanın temelinde Türkiye’nin İhvan’ı (Müslüman Kardeşler) himayesi, Katar’a desteği, Suriye’de İran-Rusya hattına kayan politika değişikliği ve Ankara’nın Suud’un nüfuz alanına el atması gibi nedenler yatıyor. Suriye’de Katar ve Türkiye ekseni, İhvan ve paralelindeki örgütleri silahlandırırken Suudi Arabistan bunlara rakip güçlere el atmıştı. Suriye Ulusal Konseyi’nin, 2012 sonunda Riyad-Washington müdahalesiyle Suriye Ulusal Koalisyonu’na dönüşmesi de bu rekabetin yansımalarından biriydi. Ancak aralarındaki bu rekabete rağmen Beşar Esad’ı devirme hedefinde ortaklık korunmuştu. İki eksen arasında asıl kırılma 2013’te Mısır’da İhvan’a yapılan darbeyle yaşandı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri darbenin finansörü, Türkiye ve Katar darbe yiyenlerin sözcüsü oluverdi.” Fehim Taştekin, Riyad’dan bakılınca Türkiye’nin bölgesel hevesleri Suud’un nüfuz ağında arızalara yol açtığını belirterek analizini sonlandırıyor.
Türkiye ile araları bozulmayacakmış
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı vakasının ‘acı verici’ olduğunu ve ‘adaletin yerini bulacağını’ söyledi. Veliaht Prens tüm sorumluların cezalandırılacağını ve Suudi Arabistan ile Türkiye’nin ‘sonuç almak için’ birlikte çalışacaklarını vurguladı. Türkiye ve ülkesi arasında iyi bir işbirliği bulunduğunu vurgulayan Prens Muhammed, “Birçok kişi bu acılı durumu Suudi Arabistan ve Türkiye’nin arasını açma fırsatı olarak kullanmaya çalışıyor. Ve ben onlara bir mesaj göndermek istiyorum; Bunu asla yapamayacaksınız. Bizi bölemeyeceksiniz” dedi. Bu açıklamalardan kısa bir süre önce Anadolu Ajansı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile telefonda görüştüğünü duyurdu. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına dayandırılan habere göre Prens Muhammed’in talebi üzerine gerçekleşen görüşmede, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin bütün yönleriyle aydınlatılması için ortak çaba harcanması hususu ve bu çerçevede atılması gereken adımlar ele alındı. Suudi Savcılığı ise yaptığı açıklamada cinayetin planlı olduğunu ve sorumluların sorgusunu devam ettiğini açıkladı. Avrupa Parlementosu ise Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin uluslararası soruşturma yapılması ve sorumluluklarının tespit edilmesi durumunda Suudi yetkililere yaptırım uygulanması çağrısında bulunan karar tasarısını onayladı.
CIA Türkiye’yi tehdit etti
Eski İngiliz diplomat Craig Murray, Kaşıkçı cinayeti için hafta başında Ankara’ya gelen CIA Başkanı Gina Haspel’ın, Türkiye’yi kanıtları açıklamaması için tehdit ettiğini öne sürdü. Buna göre, pazartesi günü Ankara’yı ziyaret eden CIA Başkanı Gina Haspel, Donald Trump yönetiminin Ortadoğu politikasında kilit rol oynayan Suudi Arabistan aleyhindeki kanıtların açıklanmaması için Türk yetkilileri tehdit etti. Haspel’ın yanında, ‘Kanal İstanbul Projesi’nde üst düzeylerde ve çok büyük çapta yolsuzluk yapıldığına dair istihbarat dinlemelerini’ getirdiği öne sürülüyor. İddia, eski bir İngiliz diplomat olan Craig Murray’e ait. Erdoğan’ın konuşmasında Haspel’in müdahalesi nedeniyle kendini tutup tutmadığını bilmiyorum. Erdoğan, özellikle de telefon dinlemeleri ve katillerin doğrudan prensin ofisine yaptığı Skype aramalarına ilişkin bilgiler olmak üzere, kozlarını kendi amaçları için elinde tutmaya devam ediyor olabilir. Haspel’in brifingini güvenilir bir kaynaktan dinledim ama sonrasında kiminle görüştüğü ya da Türklerin ona ne dediği konusunda bilgi almadım.
DIŞ HABERLER