Ragıp Zarakolu
Resmi tarih karşısında tarih yazma çabası, resmi ideolojiye karşı çıkışta 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren önemli bir işlev gördü.
Elbette, hemen yargı süreciyle yüz yüze kaldı.
ANT yayınlarının 1970 yılında yayınladığı Emin Türk Eliçin’in “Kemalist Devrim İdeolojisi” cesur ve önemli bir meydan okumaydı. MDD, sol cunta heveslerinin yükseldiği bir dönemde. Aynı yıl ANT Hikmet Kıvılcımlı’nın “27 Mayıs Eleştirisi”ni.
Ve yaşanan sürece önemli bir müdahale idi bunlar.
Saatin tik takları 1971 12 Mart darbesine doğru yürüyüşteydi.
May yayınları editörü Mehmet Ali Yalçın, 1967 yılında Emin Türk Eliçin’in “Ansiklopedik Tarih Taraması/Tarih Boyunca İleri Geri Kavgasını” yayınlamıştı.
Bu da “karşı tarih” anlayışı ile hazırlanmış, uzun yıllara yayılmış bir çalışmanın ürünü idi.
ANT dergisi sayfalarında Türkiye solunun silinen tarihinin tanıklarını konuşturmaktaydı bir yandan da. Hasan İzzettin Dinamo devlet terörünün tanıklığını yapıyor, Sertel’ler hatırlanıyordu.
Soğuk Savaş’ın hegemonyasındaki 50’li yıllar kuşaklar arası bir kopukluk yaratmıştı.
Ve 68 patlaması, 68 kuşağı ile “eski tüfekleri” buluşturmuştu.
Mehmet Ali Yalçın’ın babası da 51 tevkifatının sillesini yiyenlerdendi. Mehmet Ali Yalçın, 50’li yıllarda sola bulaşmadan iş alemine dalmış bir oğuldu. İş aleminden yayıncılığa geçti 60’ların ikinci yarısında.
MAY yayınlarını bütün yayıncılık sektörünün büyük krize sokan. 1977-78 ekonomik çöküş/krizine kadar başarıyla götürmüş, bir “best seller” yayıncısıydı aynı zamanda.
Ve sol ürünler de o dönem olağanüstü “best seller” idi.
Bağdat Caddesi’nde büyük bir kitap mağazası açmıştı.
1971 yılı konjonktüründe “Atatürk Ansiklopedisi” çıkarmıştı bir yandan da. 1980 yılında ise 10 ciltlik Ansiklopedisinin ikinci baskısı yapılacaktı.
1979 yılında ise, Attila Tokatlı’nın hazırladığı “Sosyalist Kültür Ansiklopedisi” yayınlamaya başlayacaktı. Darbe ile 8 ciltte kalan.
Solun popüler yayıneviydi MAY.
Yayınevinde sağ kolu Teoman Abiydi. Teoman Ergin’in babası da TKP operasyonlarında hep içeri alınanlardandı.
Her ikisinin de babalarının komünist arkadaşlarının buluştuğu, sohbet ettiği bir mekana dönüşmüştü Sıhhiye Han’daki MAY ofisi.
Kimler yoktu ki uğramayan, 38 kuşağı, 48 kuşağı.
Hasan Ali Ediz’den Emin Türk Eliçin’e, Asım Bezirci’den A. Kadir’e, elbette Attila Tokatlı’dan Asaf Çiğiltepe’ye…
Maalesef DP antikomünizmi 58 kuşağına yer bırakmamıştı! 68 Kuşağı ise yayınevinin çalışanı idi. Babür Kuzucu, MAY dergisinin editörü idi ve 1968 yılında Kürtlere ilişki yazı da çıkacaktı dergide. Fahri Aral orada başlayacaktı yayıncılık serüvenine.
12 Eylül darbesi 38 yasak kitap listesi ile geldi MAY yayınlarına. Yayınevi ofisinin alt katında ise CEM-MAY Dağıtım vardı. MAY’ı Cem yayınları editörü Oğuz Akkan ile birlikte kuracaktı, Akşam gazetesinin kitap kulübü şirketini devralıp.
Her ikisini de peş peşe kalp krizinden yitirecektik erken yaşta, iç savaş ve ekonomik kriz ortamında.
CEM-MAY Dağıtımı, devrimcilere devredeceklerdi.
1981 yılında yönetimini Ayşe Nur üstlenecek ve sol kültürü 12 Eylül koşullarında ayakta tutacaktı.
1988 yılında ise ANZ insan hakları üzerinde yoğunlaşacaktı, sorumluluğu 78 kuşağından arkadaşlara bırakıp.
Cem Yayınlarını, kızı ve damadı ayakta tuttu. May Yayınları kapansa da, kızı ve damadı Zeynep Tomurcuk Erzik ve İsfendiyar Erzik /Ahmet Aziz (ne yazık ki erken kaybettik onu) Yalçın Yayınları’nı kurarak devam ettirdiler.
ANZ’nin üniversite yıllarında çalıştığı Varlık Yayınları’nı da kızı ve damadı Filiz Nayır Deniztekin ve Osman Deniztekin’in (ne yazık ki erken kaybettik onu da) devam ettirmesi gibi.