Kars, Serhat coğrafyasındaki en ilginç kentlerden biri. Çok kimlikli, çok kültürlü yapısı, devlet kışkırtmalarına açık bir yan barındırıyor ama DEM Parti’nin yaklaşımı açısından da aslında adeta bir ‘pilot bölge’ oluşturuyor. Eşbaşkanlık açısından da kent daha toleranslı görünüyor; hatta Arzu Savaş Derman, bu eşitlikçi anlayışın da Kars’a çok uygun bir sistem olduğunu söylüyor ve ‘Şu ana kadar hiçbir sıkıntı yaşamadım’ ifadelerini kullanıyor
M. Ender Öndeş-İzlenim
Tam zamanında, Ramazan’ın başladığı sabah Erzurum’dan ayrılıp Kars’a geldiğimde başka bir coğrafyaya geçmiş gibi oluyorum. Daha da karmaşık bir coğrafya ama. Kars’ta yıllar yılı siyaset, her zaman etnik gruplar ve inançların dengesi üzerine, adeta bir mühendislik çalışmasıyla kuruluyor. Dahası, kentte özellikle belediye başkanlığı meselesinde bir partinin ne kadar oy aldığı kadar, diğerlerinin ne kadar aldığı da önemli oluyor. Yani işler öyle yüzde 50 üzeri sayılarla yürümüyor pek.
Aslında bu karmaşık sosyolojik ve demografik yapı, özel olarak kışkırtılmadıkça sorun değil, hatta zenginlik gibi görülüyor. DEM Parti Eşbaşkan Adayı Kenan Karahancı, “Aslında DEM’in paradigmasına, ideolojik yapılanmasına en uygun yer Kars’tır. Şehrimiz inançlar ve etnik topluluklar şehridir ve biz ötekileştiren değil kucaklayıcı olanız” diyor.
“Kars 70’lerden beri sol geleneğin kök saldığı bir şehirdir ve bu şehirde kardeşlik olayı, renklilik olayı hep vardır. Herkes toleranslıdır” diye devam ediyor Karahancı, “Aileler arasında iç içe geçişler de çok fazladır. Mesela benim annem terekemedir, babam Kürt’tür. İç içe geçmiş etnik yapılar vardır, Karsta gerginlik siyaseti tutmaz pek. Biz MHP’li bir eve de gidiyoruz, AKP’li bir esnafa da. Oy vermeseler de bir çay ikram ediyorlar.”
Çok stratejik bir kent
Eşbaşkan Adayı Arzu Savaş Derman da aynı şeyin altını çiziyor ve kentin hafızasında Maraş, Çorum, Madımak gibi vakaların olmadığını, 7 Haziran-1 Kasım arasındaki HDP’ye saldırılarda da Kars’ta ciddi bir şey yaşanmadığını belirtiyor. O da, DEM paradigmasının tam da Kars’a uygun olduğu görüşünde. “Aslında Kars gerçekten çok stratejik bir yer. Birçok kültür bir arada yaşıyor. Bu, sistemin işine gelmiyor. Bizim belediyecilik anlayışımız tam da Kars’a çok uygun. Düşünün, hâlâ Kars’ın bir köyünde yaşayan Almanlar var. Malakanlar var ve bunlar kendi kültürlerini Kars’a bırakmışlar. Evlilik yapmışlar, kirve olmuşlar. Sistem işin içine girmedikçe sıkıntı yok burada. Seçimlerde bir kutuplaşma olsa da birbirlerine zarar vermiyorlar. Yani bir şey olursa da bilin ki işin içinde devlet vardır. Halkların birbiriyle sorunu yok çünkü. Tam bize uygun. Kars’ı aldığımızda örnek bir kent olacak, göreceksiniz.”
Adım adım geliştik
“İnsanlar bize inanıyor” diyor Karahancı; “Bu parti hırsızlık yapmaz, adam kayırmaz, insanları ötekileştirmez. Devlet müdahalesi olmadıkça bu böyle. Her seçim öncesinde devlet partilerinin, devletin kendisinin bir oyuna girdiğini görüyoruz. HDP ya da DEM’e nasıl kaybettiririz çalışması yapıyorlar ve bu noktada etnik yapılar, inanç farklılıklar çok fazla kurcalanıyor. Ancak özellikle 2015’ten itibaren bunun tutmadığını da sahada gördük. 7 Haziran’da 3 vekilin ikisini almıştık ve en yakınımızdakine 15 puan fark atarak yapmıştık bunu. Bu, olmayacak şey gibi görünüyordu ama DEM geleneği iğneyle kuyu kazar gibi çalıştı. 1999’da DEM geleneğinden bağımsız adaylar vardı. Çok cüzi bir oy almıştık. 2004’te de keza öyle oldu. 2009 seçimlerinde 7-8 kat oranında bir sıçrama yaşandı ve böyle gitti.” CHP’nin ‘kale’ gibi gördüğü Kars’ta adım adım gerilemesini soruyorum. Karahancı sebepleri sayıyor: “Birincisi Kürtlerin artık kendilerini ifade etmeye başlaması yaşandı. HDP geleneğinin Türkiye’de genel olarak çok yüksek ivme kazanması de önemliydi. Bunun yanında “ben de sizdenim” denildiği halde Kürtler için pek bir şey yapılmadığının görülmesi de vardı. Ülkenin siyasal konjonktürü de buna izin verdi o dönem ve Kars halkı yavaş yavaş kendi partisinin burası olduğu kararına geldi.”
Kayyım Kars’a zarar verdi
Derman, bunda 2019’daki kısa dönem HDP belediyeciliğinin de payı olduğunu düşünüyor: “Yaklaşık bir yıl 8 ay boyunca parti politikalarımız gereği Kars’ta birçok güzel şey yaratıldı ve kentteki diğer halklar da bunu gördü. Daha önce önyargıyla bakılan bu insanların iyi şeyler yaptığı algısı oluştu. Kayyım ise bırakın yeni bir şey yapmayı, kenti daha geriye götürdü. Tarih ve kültür yapılarını tahrip etmek, dağlardan tepelerden su fışkırırken susuzluk sorunu yaratmak, vb… gibi. Belediyenin 900 milyondan fazla borcu var. Üç Kars yaparsın bu parayla. Ama ortada bir şey yok. 450 personel çalışabilir ama şu anda 800-900 personel var bunların birçoğu da çalışan filan değil. Kartçılar var. Çalışmadan, emek harcamadan para alan insanlar var. MHP kendi yakın çevresinden insanları işe almış ama hiçbiri belli bir alanda uzmanlaşmış değil.”
Karahancı da kayyım döneminin Kars için tam bir zaman kaybı olduğunu söylüyor: “MHP 2014-2019 arasında belediyeyi yönetti ve ne kadar ırkçı ve çeteci bir anlayışla çalıştıkları ortaya çıktı. Halk gördü bunu. Daha sonra kayyımın atanması tabii ki siyasal bir yaklaşımın eseriydi ama asıl mesele bizim başarımızın gelecekte onlar için yaratacağı tehlikeydi. Ama o tuzağa kendileri düştü, çünkü kayyım hiç iyi örnek vermedi. En sağcısı da en solcusu da, kayyım sisteminden memnun değil.”
“Örgüte para gidiyor” laflarının bir bahane olduğunu söyleyen Karahancı, HDP belediyelerine yorgan döşek yerleşip defalarca denetim yapan müfettişlerin de bunun yalan olduğunu ifade ettiklerini belirtiyor ve ayrıca ‘devlet adamı’ olan kayyımların, Karayolları, DSİ, Özel İdare gibi olanaklara rağmen üç buçuk yıldır Kars’ta hiçbir şey yapmadığını anlatıyor.
Bizim olanı yeniden alacağız
“Kürtler MHP’ye oy vermez” diyor her iki eşbaşkan adayı da. Buna rağmen AKP’nin kenti MHP’ye bıraktığını ve bu noktada AKP’deki Kürtlerin birçoğunun koptuğunu anlatıyorlar. Karahancı, “Biz MHP’ye oy verecek kadar kansız değiliz” diyen insanlar olduğunu söylüyor. “Kars’ta çete işiyle uğraşanların tümün onların yanında. İnsanlar bunu görebiliyor. Kars’ta kimseye güven vermeyen bir yapıları var. Ama devlet tabii ki vazgeçmiyor. Ne yapıyor? Kayyımın başka bir versiyonu olarak Kars’a 4 bine yakın bir taşımalı seçmen getiriyor. Kars’ı bilmeyen, tanımayan ve hepsi de erkek olan 4 bin kişi. Yani kayyım değil ama ‘sandıktan çıktık’ gibi bir hava verelim diyorlar.”
Derman ise başka bir noktaya dikkat çekiyor ve normalde Kars’ta her yıl Şubat ayında yapılan askeri tatbikatın bir ay ertelenerek Mart ayına, yeni seçime denk getirildiğini belirterek, AKP’nin MHP’ye böyle bir ‘destek’ sunduğunu anlatıyor. “Ben Kars halkının ferasetine inanıyorum” diyor Karahancı, “Halk bunları görüyor. Ailesi MHP’li olan bazı insanlardan oyumu size vereceğim diyenler var. Nedenini sorduğumda ‘bir daha Kars’ın hırsızlara geçmesini istemiyorum’ diyor. Bu anlamda, gidişata baktığımızda 31 Mart’ta biz elimizden haksız hukuksuz şekilde koparılan belediyeyi yeniden alacağımızı düşünüyorum” diyor.
Eşbaşkanlık Kars’a çok uygun
Arzu Savaş Derman, eşbaşkanlık konusunun Kars için sıkıntı olmadığını, hatta Kars’a çok uygun bir sistem olduğunu söylüyor. “Şu ana kadar hiçbir sıkıntı yaşamadım. Genel bir zihniyet değişimine ihtiyacımız var elbette ama Kars’ın geçmişten günümüze bakış açısı daha farklı, okuma yazma oranı çok yüksek olan bir yer. Eşbaşkanlığı yadırgamadıkları gibi keyif de alıyorlar. Kars’ın tarihinde ilk kez 8 Mart’ta çok coşkulu bir kutlama yaptık. Benim orada olmamla gurur duyduklarını ve ciddi beklentilerinin olduğunu gördüm.”
Bütün kurumlarımız yeniden açılacak
“Kayyımın ilk yaptığı şey kadın kurumlarının kapatılmasıydı” diyor Derman, “Bu da şaşırtıcı değil; çünkü onların temellerini sarsan bir şeydi bu. Ama biz, Şevin başkan zamanında kurulmuş olan Mor Kafe’yi, kadın kooperatiflerini ve bütün kurumlarımızı tekrar aktif hale getireceğiz. Ayrıca 7/24 kadın danışma hatları, jinkart, hepsini hayata geçireceğiz. Her şeyin temeli ekonomi sonuçta, kadınlar krizle beraber iyice evlere kapandılar, onları ekonomik olarak rahatlatmak istiyoruz. Ayraca emeklerini sergileyebilecekleri kapalı kadın pazarları düşünüyoruz. Tandır ekmeğini halk ekmek gibi düşünüyoruz. Kadınlara un alıp, tandırlar açıp, sonra da satışını yapmalarını planlıyoruz.” Derman, şöyle devam ediyor: “İlk yapacağım işlerden biri kadın bütçesini oluşturmak. Berlin’den kardeş belediye sözünü aldım. İyi projeleri var, kadın istihdamı, kreşler, eğitimler… Somut şeyler yani. Yaşlı bakım projeleri hazırlıyoruz mesela. Sosyal devlet yok Türkiye’de, işimiz çok zor. Kriz derinleşiyor. Biz ne kadarını yapabiliriz, zorlayacağız yani. Yurtdışını da Kars’taki iş insanlarını da aktif hale getirmek istiyoruz. Kucaklayıcı bir dil kullanıyoruz. Kars hepimizindir, bunları yapabilirsek hepimizin ürünü olacak ve hepimiz çok mutlu olacağız. Bu imkânsız değil.
Yardımlar nereye gidiyor?
Kenan Karahancı, arada bir örnek veriyor: “Kars belediyesi dün bir açıklama yaptı. Bir Kars milletvekili belediyenin önündeki bir TIR’da yardım paketleri görmüş. Sosyal yardımlarımız demişler. Güzel. Ramazandır, ihtiyacı olanlar var. Orada bir resmi açıklama yapıyorlar. Biz üç buçuk yılda 40 milyon liralık sosyal yardım yaptık diyorlar. Yani Kars belediye bütçesinden 40 milyon lira harcanmış. Peki, kime ne verilmiş? İnsanlara soruyorum, size bir yardım mı geldi diye, yok. Fakir fukaranın yıllık ihtiyacı karşılanır bu parayla ama biz bu paranın arka kapıdan başka bir yere gittiğini biliyoruz. Yani biz sadece bunların önünü kestiğimizde bile Karslılara büyük bir meblağ sağlamış olacağız.”