“…16 yıl boyunca işçi ve işverenlerimizin haklarını gözeterek bu mevcut komisyon marifetiyle her zaman çözümü sağlayan taraf olduk. Bu anlamda işçilerimiz de iş verenlerimiz de müsterih olsunlar.”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 6 Aralık günü gerçekleşen yılın ilk Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının açılışında yüreklere su serpen açıklamalar yaptı.
Az değil, SGK verilerine göre Türkiye’de 14 milyon ücretli çalışan var. Ve bunların 7 milyonu asgari ücretli. Maaşı asgari ücretin yüzde on fazlası olanlarla beraber bu sayı 10 milyona ulaşıyor. Kısaca 14 milyon ücretli çalışandan 10 milyonunun ücreti Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında belirleniyor. Bu 10 milyon ücretli çalışanın aileleri de hesaba katılınca neredeyse 40 milyonu ilgilendiren bir belirleme süreci söz konusu. Aralık ayının muhtemelen son haftası komisyon üçüncü toplantısını yapacak. Ve 1 Ocak 2019 itibariyle geçerli olacak gelecek yılın asgari ücret oranını belirleyecek.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 5’i işçi, 5’i işveren kesimi 5’i ise kamu kurumu temsilcilerinden oluşan 15 üyelik bir yapıya sahip. Komisyonda kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Bakanın demokratik yapısıyla övündüğü 16 yıllık döneme baktığımızda tam da AKP’nin “demokratlığı”na layık bir tabloyla karşılaşıyoruz. DİSK Araştırma Dairesi tarafından hazırlanan Asgari Ücret Raporu’na göre 2000-20017 arasında yapılan 18 asgari ücret görüşmesinde sadece üç kez taraflar oy birliği ile karar aldı. İşçi tarafı 13 kez saptanan asgari ücrete itiraz etti. Ve bu 13 yıl asgari ücret düzeyi işçi kesiminin itirazına rağmen hükümet ve işveren tarafının ittifakıyla belirlendi. Komisyonun demokrasisi sahip oldukları tüm zenginlikleri yaratan işçilere açlık ve yoksulluk sınırının altında ücreti reva gören ve gözü bir türlü doymayan işveren tarafının yüzünü güldürüyor.
Komisyonda işçi kesimini kim temsil ediyor diye baktığımızda orada da bir başka marazla karşılaşıyoruz. İşçiler kendilerini temsil edecekleri seçemiyor, farklı çizgideki sendikaların temsiliyetine de yer verilmiyor. Komisyonda işçi kesimini en çok üyesi olan işçi sendikaları konfederasyonu sıfatıyla Türk İş temsil ediyor. Hani şu genel sekreterinin birkaç yıl önce 13 bin liralık kol saatleriyle haberlere konu olduğu konfederasyon. Bu yıl anlaşılan Türk İş’in sendika “ağaları”da kendilerini asgari ücretlileri temsil edecek kesim olarak görmemiş ki toplantıya Yalova Üniversitesi’nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan ve asgari ücretle geçinen Gülden Görmez’i götürmüşler. İlk toplantı neredeyse tüm gazete ve TV’lerde Görmez’in katılımı öne çıkarılarak haberleştirildi. Türkiye çalışan nüfusunun yüzde 51’inin ücretini belirlemek için toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na bir asgari ücretlinin katılmasının haber olduğu böyle de demokratik bir ülkeyiz işte. Vay be.
Asgari ücret konusunda vay be dedirtecek birkaç önemli bilgiyi daha DİSK’in Asgari Ücret raporunda bulabiliriz.
Örneğin asgari ücrete yapılan zam ile enflasyon oranları karşılaştırıldığında asgari ücrette iki yılda alım gücü kaybı yüzde 12’nin üzerinde gerçekleşmiş. 2013 yılında 432 dolar olan asgari ücret 130 dolar gerileyerek 2018’de 302 dolara inmiş.
Öte yandan Türkiye OECD ülkeleri içinde asgari ücrete göre en yüksek cumhurbaşkanı/başbakan maaşının olduğu 4. ülke.Türkiye’de cumhurbaşkanının maaşı asgari ücretin 25, 4 katı. Cumhurbaşkanının maaşının konumuzla ne ilgisi var demeyelim. Asgari Ücret Tespit Cumhurbaşkanına bağlı.
Anlayacağınız asgari ücret görüşmelerinde masada yer alan taraflar asgari ücretliye rağmen kararlar alacak. Fakat emeğin talebini yükseltenler hiçbir zaman sessiz ve çaresiz değil. Çok sayıda emek örgütü, siyasi parti ve kitle örgütü güçbirliği yaparak ülkenin dört bir yanında sokaklarda ve işyerlerinde “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” eylemleri yapıyor. Talepleri açık: Asgari ücret 2800 TL net”