Kasıtlı olarak üretilen yalan haberi tanımlayan ‘dezenformasyon’ sözcüğü, doğruyla, gerçekle başı dertte olanların sarıldıkları bir silahtır aynı zamanda. Günümüz siyaset ortamında dezenformasyona, yani bilgi çarpıtmaya eklemlenen yeni tanım ise ‘algı operasyonu’ kalıbı. Her ikisi de birer aldatma aracı olarak servis edilirler.
Geçmişte Hitler bu amaçtan fazlaca medet ummuş, işler sarpa sarınca, propaganda bakanının fazla mesaiye kalması sıradanlaşmıştı. Nazilerin kuşattığı kent direndikçe, “Stalingrad ha düştü, ha düşecek” minvalinden açıklamalarla hem ordusunu hem de halkını kandırmaya girişmiş, “Gerektiğinde yalan söylemekten kaçınmayın ve utanmayın. Nazi İmparatorluğu’nun insanları bu sayede bilinçlenecek, muhaliflerini ve ihanet şebekelerini bu yolla tasfiye edecektir” demişti Nazi Partisi’nin Halkı Bilgilendirme ve Propaganda Bakanı Joseph Goebbels.
AKP’nin 17 yıllık iktidarında Türkiye yalanın, iftiranın, çamur atmanın türlü çeşitli tezahürlerini deneyimleme imkânına kavuştu. Üstelik İslami siyaset cenahında bu kültürün tanımı da var: takiyye. Bugün siyaset yapanların geçmişteki akıl hocası Necmettin Erbakan bu tanımla yalanlarını meşrulaştırmayı, belli bir amaç için yalana başvurmanın, kimi gerçekleri inkâr etmenin dinen caiz olduğunu bu ifade ile savunmaktaydı.
Yalan ve iftiranın getirisini fark eden yandaş medya, parmak ısırtacak iddialarla her gün yeni bir zirve daha fethediyor. Gazete vasfını çoktan yitirmiş olan basılı kâğıtları artık stadyumlarda minder olarak dahi kullanmaya değer bulunmadığından, günden güne tükenen bu yayınlar Türkiye’ye iki kurum armağan ettiler. Yalan haberle dalga geçmek üzere internet ortamında yayın yapan ‘Zaytung’ sitesi ile kısa adı ASİMDER olan, Asılsız Ermeni İddiaları ile Mücadele Derneği.
İlki gelişmiş zekâ ürünü yalan haberlerle bir mizah üretirken, ikincisi gülünç yalanları ile prim yapmaya çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Kars merkezli ASİMDER’in arkasında Azerbaycan’ın petrol karteli SOCAR’ın bulunduğuna dair yaygın bir kanaat var. Söylentiye göre bu derneğin her komik açıklaması, yol açtığı yankı oranında para ile ödüllendiriliyor. İlginç olan ise, ASİMDER ile Zaytung’un açıklamalarının sıkça birbirine karışmaları. ASİMDER’in açıklamalarını okurken insan ister istemez “Sakın Zaytung haberi olmasın” diye düşünmeden edemiyor.
Son komik açıklamaları ise, Van Gevaş’ta, Ahtamar adasındaki 1000 yıllık Surp Haç Kilisesi’nin bir Ermeni ibadethanesi olmayıp, Hıristiyan Türkler tarafından inşa edildiğine dairdi. İddialarına göre Ermeniler geceleri gizlice Ahtamar Adası’na gidip yapının duvarlarına Ermenice yazılar yazmış, sonra da bunlara dayanarak Türklerin kilisesini gasp etmişler. Bu açıklamayı da Azerbaycan’dan gelen benzer bir sivil toplum kuruluşunun, ‘Beynelxalk Diaspor Merkezi’nin katılımıyla, kilise içinde Azerbaycan bayrağı ve ‘Revan Hanlığı’ flaması açarak yapmışlar. Ermeni bir turistin bu mekânda bir dua mırıldanmasına dahi tahammül edemeyen, anında müdahalede bulunan müze güvenliği ise olup biten rezilliği izlemekle yetinmiş. Bilmedikleri ise, Kıpçakların Ermeni alfabesi ile yazdıkları. Hoş bunu öğrenince “Ermeni alfabesi diye bir şey yoktur, o harfler Kıpçak Türklerine aittir” deme ihtmalini de yabana atmamalı.
Kargaların gülme seslerini sizler kadar ben de duyuyorum. İyi de bu açıklamaların ardından sayılan yeşil dolarların da hışırtısını duyuyor musunuz?
Bu sefil oyuna alet olmama kaygısı ile bugüne değin ASİMDER adlı kara propaganda örgütüne dair hiçbir habere yer vermedim, ancak cevapsız kalan her açıklama, ilerde ciddi bir birikim sağladığında, kimi salaklar için referans kaynağı dahi olabilir. ASİMDER bu yalanları para karşılığı üretiyor olabilir ama onun yalanlarına inanmak için para gerekmez, salak olmak yeterli. Ülkemizde salakların sayısı hakkında ise herkesin kendince bir oranı zaten var ve bu oran da küçümsenecek gibi değil. O yüzden de ‘tehlikenin farkında mısınız?’ diye sormadan edemiyor insan.
Birileri bir yerlerden nemalanacak diye meydanı boş bırakmaya gelmez. Komikliklerinin ardında ırkçılık ve nefret söylemi üreten siyasi ortamda değneksiz gezen ASİMDER’i teşhir etmenin zamanı geldi.