İHD Wan Şube Başkanı Mehmet Karataş, PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkındaki infazın tecritle sürdürülmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi
Uluslararası komployla 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilen ve 24 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 25 Mart 2021’den bu yana haber alınamıyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şube Başkanı Mehmet Karataş, tecrit ile ilgili bugüne kadar birçok kişi, kurum veya sivil toplum örgütünün görüş belirtmesine rağmen, halen devlet tarafından tecritte ısrar edilmesinin kabul edilemez bir uygulama olduğunu söyledi.
‘Keyfi cezalandırma mekanlarına dönüştü’
Türkiye cezaevlerinin, 1980 darbesinden bugüne yoğun bir şekilde hak ihlalleriyle anıldığını belirten Karataş, “Muhaliflerin keyfi cezalandırılma mekanlarına dönüştürülen cezaevleri, katledilme, işkence, kötü muamele ve insanlık onuruna aykırı müdahalelerin olduğu yerler oldu. Bu uygulama devlet politikasının sistematik hali oldu. Cezaevlerinin insanlık onur ve haysiyetine aykırı mekanlar haline getirilmesi bir devlet politikası çerçevesinde oldu” dedi.
Tüm ihlallerin bu sürecin bir parçası olarak özel olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığını belirten Karataş, “Bu uygulama ulusal ve uluslararası tüm hükümlere aykırı bir durumdur. Ceza infaz kanununun giriş maddelerinde ‘cezanın infazı, insanlık onur ve haysiyetine aykırı olamayacağı’ hükmedilmekte” diye belirtti.
‘Öcalan’ın infazının bitirilmesi gerekir’
Tecridin insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu belirten Karataş, “Bu tür uygulamalar, ne insan hukuku, ne de ceza hukuku bakımından bir karşılığı bulunmayan, ağır insan hakkı ihlalidir. Hem ceza infaz kanununda, hem bu kanuna bağlı yönetmelik çerçevesinde her hükümlü mahpusun avukat görüş hakkı vardır. Ancak Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslar üzerinde 2 yıllık kesintisiz tecrit sistematik bir uygulama ile hak ihlallerine sebep olunca ‘bu hak ihlalleri nasıl örtebiliriz’ mantığı ile sözde avukat görüş yasağı uygulamasına geçilmiştir. Bu kararların hukuk dünyasında hiçbir kabul edilirliği bulunmamaktadır. Zira bu kararlar, ne kamuoyu ile ne avukatlar ile ne de aile-vasi ile paylaşılmamaktadır. Böylelikle itiraz hakkı tanınmadan, kanun yoluna gitme hakkı engellenerek, aynı zamanda mahkemeye erişim hakkı da ihlal edilmektedir. Bu uygulama yasa yoluyla tecridin sistematik uygulandığının kanıtıdır. Öcalan hakkındaki ceza infazının bitirilmesi gerekirken, infazın cezalandırma boyutunda tecritle sürdürülmesi insan onur ve haysiyetine aykırıdır” diye konuştu.
WAN