Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğalgazı müjdelediği Karadeniz’de balık soyu hızla tükenirken, Marmara Denizi de bundan payını alıyor. Marmara’da 19, Karadeniz’de 17 balığın soyu tükendi
British Columbia Üniversitesi, Türkiye Merkez Balıkçılık Araştırma Enstitüsü, Mersea Deniz Koruma Danışmanlığı ve İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Yönetimi Enstitüsü bünyesinde çalışmalarını sürdüren bilim insanları, uluslararası deniz araştırma girişimi Sea Around Us’ın katkılarıyla Marmara Denizi’nde ve Karadeniz’de araştırma yaptı. Yapılan araştırma, Türkiye’de balık soylarının büyük bir hızla tükendiğini ortaya koydu.
36 balık türü yok oldu
Nesli tükenen balık türleri arasında mavi yüzgeçli atlantik orkinosu, kılıç balığı ve uskumru gibi balık türleri bulunuyor. Araştırmaya katılan bilim insanları, bu durumun Türkiye için bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Araştırmanın sonuçlarına göre Karadeniz’in Türkiye yakasında 17, Marmara Denizi’nde ise 19 balık türünün nesli tükenmiş durumda. Bu durum, Türkiye’nin denizlerinin giderek daha az canlıya ev sahipliği yaptığının açık göstergesi. Yapılan araştırmanın balıkçılık açısından tek yönlü olarak ele alınmış olması bazı gerçekleri görünmez kılsa da veriler bizim için önemli.
Domino etkisiyle yok oluyor
Yapılan araştırma, 1967 yılında denizlerimizde olup, 2016 yılında tespit edilemeyen balık türlerini nesilleri tükenmiş olarak kabul ediyor. Ayrıca 50 yıllık bu süreçte avlanma miktarının olması gerekenden yüzde 80 aşağıya düşmüş olması bu balık türlerinin neslinin ticari olarak tükenmiş olduğunu gösteriyor. Araştırmacı Aylin Ulman’a göre herhangi bir bölgedeki balık soylarının tükenmesinin temel nedenlerinden biri aşırı avlanma. Üstelik bu durum, sadece aşırı avlanan balık türleri için bir risk oluşturmuyor. Ulman, aşırı avlanma nedeniyle soyu tükenen mavi yüzgeçli orkinosların, başta köpek balıkları olmak üzere çeşitli balık türlerinin de soyunun tükenmesi için domino etkisi yarattığını ifade ediyor. Marmara Denizi’nde 1980’li yıllarda tükenen mavi yüzgeçli orkinoslardan sonra köpek balıklarına da bölgede rastlanmıyor.
Balık ekosisteminde çöküş
Bilim insanlarının yaptığı araştırma, Karadeniz’deki balık ekosisteminde ciddi bir çöküş olduğunu ortaya koyuyor. Ancak araştırmaya göre bu çöküş, Karadeniz’den ayrı düşünülemeyen Marmara Denizi’ni de etkiliyor. Bilim insanları, Marmara Denizi’nin kaderinin de Karadeniz’le aynı olacağını ifade ediyorlar. Sea Around Us’ın Baş Araştırmacısı Daniel Pauly’ye göre Türkiye’nin yapması gereken ilk şey, İstanbul ve Çanakkale’de bulunan boğazları endüstriyel balıkçılığa karşı korumak. Karadeniz’in kirliliğine ilişkin bilimsel araştırma yapan Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümünden bilim insanları ise deniz kirliliğine dikkat çeken raporları yayınlanmıştı.
Suların yüzde 90’ı oksijensiz
Karadeniz ekosisteminin son çeyrek yüzyılda Tuna, Dinyeper, Dinyester, Don, Kuban ile Kızılırmak ve Yeşilırmak’ın taşıdığı besin tuzları ve kimyasal maddelerin etkilerini inceleyen Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi bilim insanları, besin tuzu dengesinin bozulması sonucu meydana gelen anormal değişimleri gözlemiş ve bunun oluşan hidrojen sülfür gazıyla birlikte balık popülasyonuna büyük zarar verdiğini belirlemişlerdi. Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz suyunun yaklaşık yüzde 90’ının sürekli oksijensiz olduğunu belirtmiş ve deniz kirliliğine kanalizasyon, petrol, radyoaktifler ve pestisidlerin de neden olduğuna dikkat çekmişti.
Karadeniz her koldan saldırı altında
Prof. Dr. Bat, “Karadeniz, dünyanın en büyük ve en fazla oksijensiz kalan bölgesidir. Son yıllarda da oksijen oranı iyice düştü. Bu nedenle de salyangoz, tirsi, zargana, karides, yengeç, midye, istiridye gibi dipte yaşayan birçok balık ve canlı popülasyonu yok oldu” diye belirtmişti. Araştırmanın yapıldığı yıllarda ölü bölgenin 150 metrelerden sonra başladığı ifade edilirken, bugün ölü bölgenin 70-80 metre derinlikten başlıyor olmasının birçok nedeni var. Karadeniz bölgesine yapılan yüzlerce HES ve kara ile denizi birbirinden ayıran otoyol deniz ekosisteminin oksijenlenmesini yok etti. Diğer yandan Avrupa ve Rusya’da Karadeniz’e boşalan nehirlerin debileri her yıl azalırken, ağırmetallerle dolu kirlilik Karadeniz’i esir almış durumda.
Karadeniz için Fatiha okutacaklar
Tüm bu sorunlara karşı Karadeniz’i kurtarmak ve koruma adına hiçbir adım atılmıyor olması dikkat çekici. Karadeniz üzerine ekononmik forumlar gibi etkinlikler gerçekleştirilirken, ekosistemi ilgilendiren herhangi bir çalışma maalesef yapılmamakta. Tüm bunlara ek olarak Rusya’da deniz için döşenerek taşınan doğalgaz büyük bir risk kaynağı iken petrol ve doğalgaz amaçlı sondaj sayılarının giderek artması ise Kardeniz’in idam fermanından başkaca bir şey değil. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu politikalar Karadeniz’i hem karadan hem denizden yok olmasına neden olmakta. Bu yok oluşa doğalgaz sondajlarının arttırmak ve üretime geçmek amacıyla adımlar atmaya hazırlanılması ise Karadeniz için Fatiha okunması anlamına geliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ