Bakan Dönmez, kimyasal maddelerin denize gönderileceği hatla birlikte üç hattın yıl sonuna kadar tamamlanacağını ve daha ekonomik gaza ulaşılacağını iddia ederken, deniz ekosistemi gündemlerinde yok
Yusuf Gürsucu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, verdiği bir röportajda Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahasında yapılan doğal gaz keşfinin 2023 yılında kullanıma sunulması için hummalı bir çalışma yürütüldüğünü söyledi. Keşiften üretime kadarki hazırlık süresinin 2,5 yıl gibi rekor kısa bir süre olacağını belirten Dönmez, karadaki çalışmalar da aynı şekilde, hızlandırılmış bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Kimyasal maddeler!
Dönmez, “Sadece tek boru da yok burada aslında. Bir gazı taşıyacağımız 16 inçlik bir boru hattımız var, ama onun yanında ona yardımcı olmak üzere çeşitli kimyasal maddelerin sahaya gönderileceği bir hattımız var. Yine sahadaki bu işleri denetleyecek, izleyecek, kontrol edecek bir yerde sinyalizasyon veya otomasyon hattımızı içeren bir başka hattımız daha olacak. Bu üç hattı birden yılsonuna kadar inşallah çekmeyi planlıyoruz” dedi.
Bugüne kadar ne ucuzladı ki!
“Bugünkü uluslararası piyasalarda oluşan fiyatlara baktığımızda, Karadeniz’den üreteceğimiz gazın fiyatı çok daha ekonomik olacağı gözüküyor” diyen Dönmez, “Bazen bize de intikal ediyor, ‘gazı bulduk diyorsunuz, ama hala işte fiyatlarda bir indirim yok’ diye. Gazı bulduk, ama daha onu çıkartacağız, üreteceğiz, sisteme basacağız, ondan sonra bunları konuşmaya başlayacağız. Vatandaşımız müsterih olsun. Bu faydayı 84 milyon insanımız hissedecek” sözleri ise her zamanki gibi içi boş iddiaları içerirken, bugüne kadar ucuz elektrik kullanacağız açıklamalarıyla inşa edilen yüzlerce santral halka değil sadece şirketlere kazandırırken doğal yaşam alt üst edildi.
SOCAR devrede!
Türkiye’nin tek başına bu süreci gerçekleştirdiğini iddia eden Dönmez’i SOCAR şirketinin açıklamaları boşa düşürüyor. SOCAR Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vagif Aliyev, SOCAR Türkiye Üst Yöneticisi Zaur Gahramanov ile birlikte yaptıkları bir açıklamada, SOCAR’ın denizlerde petrol ve doğal gaz arama ve sondaj konusunda çok tecrübeli olduğunu, Karadeniz’in derinliği ve dalga şiddeti sebebiyle klasik bir platform kurmaya uygun olmayabileceğini, ancak insansız üretimi de içeren yeni teknolojilerle üretimin gerçekleştirilebileceğini ifade etmeleri dikkat çekiciydi.
Kiralık padişah isimli makineler!
Padişah isimleri verilmiş olan kiralık sondaj gemilerinin dördüncüsünün yolda olduğunu duyuran Erdoğan, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini çözeceklerini iddiaa ederken tarih olarak 2026’yı işaret etti. SOCAR yöneticilerinin Karadeniz için ifade ettikleri tehlikelerden hiç söz etmeyen Erdoğan ve ekibi bir göz boyama operasyonu yaparak seçime kadar doğalgaz vaatlerini sürdüreceklerini gösterirken, Karadeniz ekosisteminin yüzde 90 suyunda oksijen kalmadığını bilmiyor olamaz. Ancak sermaye çıkarları söz konusu olduğu zaman nasıl bir agresiflik içinde hareket edip doğal yaşamı yok saydıklarını tüm Türkiye halkı yakından görüp yaşamış durumda.
Kutu: Doğal gaz nedir?
Doğal gazın öncelikle küresel ısınmanın baş müsebbibi olan metan (CH4) gazından oluştuğunu belirtmek gerekiyor. Kayaların içinde su, doğal gaz veya petrol tutmalarına izin veren küçük boşluklar (gözenekler olarak adlandırılır) vardır. Doğal gaz, geçirimsiz kaya (caprock) tarafından yer altında tutulur ve çıkarılıncaya kadar orada hapsolmuş durumdadır. Bir bölgenin yüzey jeolojisine, sismik enerjiye (enerjinin Dünya’nın içinden yüzeyine nasıl hareket ettiği) ve hatta yer altı kaya oluşumlarının manyetik özelliklerine bakılarak doğalgaz varlığı tespiti yapılmaktadır. Muhtemel bir doğal gaz deposu tespit edildiğinde, ona ulaşmak için binlerce metre sondaj yapılır. Bu sondajlar sırasında ve sonrasında deniz ekosistemi kirletilirken, metan içeren doğalgaz kullanımıyla küresel ısınma giderek artmaya devam etmektedir.
Doğal gaz sondajları
Doğal gaz, yeraltı kayasının içinde bulunan gazın serbest bırakılması için kayalar kırılır. Bir delik açtıktan sonra mümkün olan en fazla gazı elde etmek için, gazı içeride tutacak kimyasal malzemelerle delik doldurulur. Daha sonra, kuyuya elektrik yükleri gönderilerek etrafındaki kayaları etkilerler. Elektrik yüklemeleri kapatıldıktan sonra, kuyuya yüksek basınçlı bir sıvı kırma çözeltisi (zehirli kimyasallar) gönderilir. Bu çözelti, doğal gazı serbest bırakarak kayaları kırar. Gaz, kırma çözeltisinden hafif olduğu için kuyunun tepesine yükselir. Bu süreçte aynı zamanda kimyasal sondaj çamurları sondaj boyunca yüklenir ve bu kimyasal çamurlar karasal ortamlar için belirlenmiş kriterler gereği alıcı ortama bırakılamaz. Ancak denizler için belirlenen bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmadığı için kirleticiler deniz ortamına bırakılmaktadır.
Sondaj sahasında deprem
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, uzun yıllardır Karadeniz Bögesi’nde deprem riskinin varlığından söz ederken, Karadeniz’in açığından kıyıya paralel olarak uzanan ters bir fayın varlığı MTA’nın deniz içi sondaj çalışmaları sırasında kanıtlandığını açıklamıştı. Bektaş, “Doğu Karadeniz’de TPAO ve BP tarafından sürdürülen petrol arama çalışmaları sonucunda Karadeniz Fay Sistemi ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmuştur” diye belirtmişti. Geçtiğimiz Nisan ayında Zonguldak’ın Ereğli İlçesi açıklarında 4,5 ila 5,2 şiddetinde olduğu yönünde belirlemelerin yapıldığı bir deprem meydana geldi. Deprem noktasının ‘doğalgaz’ sondaj çalışmaları süren noktayla çakışıyor olması birçok soru işaretini ortaya çıkarırken, depremin sondajlarla bağı olabileceği uyarıları yapıldı.
Karadeniz ölürken!
Diğer yandan dünya petrol tekellerinden biri olan Shell’le TPAO’nun birlikte Karadeniz’de petrol arayacakları yönünde görüşmeler yapıldığı duyurulmuştu. Karadeniz için geçtiğimiz günlerde yapılan bir açıklamada ise deniz suyu ısısının 30 dereceye çıkmış olduğu ve bunun Karadeniz’i tamamen ölü bir denize dönüştürebileceği için önlemler alınması yönünde uyarılar yapıldı. Deniz üstünden 10-20 metre derinliğe kadar oksijenlenme görülebildiği, daha derinlerde ise oksijenin tükendiği açıklamaları yapılırken, Karadeniz’de yaşamın yok olmasını göze alarak doğalgaz sondajlarının yapıldığını ve petrol sondajlarınında bu bakışla başlatılacağını belirtmek gerekiyor.