Avrupa, Rusya ve Türkiye’nin atık sularıyla dolan Karadeniz’de yaşam tükenmek üzere. Prof. Dr. Osman Bektaş, Karadeniz’in akıbetinin meçhule doğru yol aldığını ve zehirli gazlarla deniz içi hayatı tehdit ettiğini söyledi
Dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervine sahip Karadeniz’de, ılık geçen kış ayları nedeniyle hayati önem taşıyan ara katmanın işlevini yitirdiği ve en alttaki zehirli gazların üste çıktığını söyleyen Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “En alttaki zehirli gazlarca zengin alt katman üste doğru karışacağından üstteki hayatı tehdit edecek. Dolayısıyla bir bakıma Karadeniz’in akıbeti meçhule doğru gidiyor. Karadeniz son 50 yılda sürekli olarak ısınıyor, çünkü alttaki soğuk katmanı artık görevini yapamıyor” dedi. Kuraklık riski, yeterli karın düşmemesi ve sıcaklığın mevsim normallerinin üzerine çıkması ile Karadeniz’de deniz yaşamı olumsuz etkilenmiş durumda.
Durum kaygı verici
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Avrupa Birliği Bilim Akademisi 1995 ile 2015 yılları arasında Karadeniz’de çok geniş bilimsel çalışmalar yaptı. 2019’da bu çalışmaların sonucu yayınlandı. Görülen o ki; Karadeniz, gerçekten hızlı bir şekilde ölüme gidiyor. 2019 yılından sonra olaylar nasıl gelişti derseniz; birkaç gün önce Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin açıklaması, gerçekten kaygı vericiydi. ‘Karadeniz, hızlı bir şekilde ölüme gidiyor’ denildi” diye belirtti.
2019’da alarm verildi
Bektaş, 150-200 metre derinliğin altındaki sularda oksijen olmadığını, dip sularının hidrojen sülfür yüklü olduğunu söyledi. DHA’ya konuşan Prof. Dr. Bektaş, “Ara katman burada hayati bir rol oynuyor. Üstteki canlıların yaşam ortamı için ara katmanının görevi şu; üstteki katmanı sürekli olarak soğutuyor. Bir klima görevi yapıyor. Güneş ışınları ile ısınan üst katman, alttaki soğuk ara katman vasıtasıyla soğutulduğu için üstteki katman sürekli oksijen bakımından zengin ve sirkülasyonu var. Canlı hayatı devam ediyor. Ancak 1960’lı yıllardan orta katman giderek özelliğini kaybetmeye başlıyor. 2019’daki uluslararası yayınlanan makalede bir alarm verildi” dedi.
Gidişat durdurulamaz
Karadeniz’in akıbetinin belirsiz olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Bektaş, “En alttaki zehirli gazlarca zengin alt katman üste doğru karışacağından üstteki hayatı tehdit edecek. Dolayısıyla bir bakıma Karadeniz’in akıbeti meçhule doğru gidiyor. Peki, bu durdurulabilir mi? Maalesef durdurulamaz. Küresel iklim değişimine bağlı olarak Karadeniz son 50 yılda sürekli olarak ısınmaya başlıyor” sözleriyle Karadeniz’in ölü bir denize doğru hızla gittiğini vurguladı. Ancak Karadeniz’in salt küresel ısınmaya bağlı ölüme sürüklenmediğini gösteren birçok neden var.
Karadeniz ölü bir denize dönüşüyor
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nden bilim insanları, Karadeniz’e kıyısı olan Sakarya ve Artvin arası 11 ili kapsayan 1100 kilometrelik kıyı şeridi boyunca deniz tabanından tortu örnekleri topladı. 31 ayrı istasyondan alınan örneklerdeki kimyasal analizlerde 10 farklı toksik metal izlerine rastlanıldığı duyuruldu. Deniz tabanında en fazla kirlilik yükü oluşturan ağır metallerin ise bakır, kurşun, arsenik ve çinko olduğu tespit edildi. En fazla kurşun ve bakır oranı Trabzon’un Sürmene ilçesinde, en fazla arsenik oranı da Ordu kıyılarında belirlendi. Araştırmada, canlıyla temas etmesi halinde zararlı etkisi bulunan bakır, kurşun, çinko, nikel, kobalt, arsenik, stronsiyum, vanadyum, lantan ve alüminyumdan oluşan 10 toksik metal türünden bakır ve kurşunun birikiminin limitlerin üstünde olduğu saptandı.
Tuna-Dinyeper-Don
KTÜ’nün yaptığı araştırma Türkiye kıyılarını içerirken, Karedeniz ekosistemini kirleten birçok unsur var. 1992 yılında açılmış olan Main-Tuna kanalı ile Tuna-Ren bağlantısı ve bununla birlikte Rotterdam’la Köstence arasında Kuzey Denizi ile Karadeniz bağlantısı oluşturulup Avrupa’nın neredeyse tüm atıkları bir iç deniz olan Karadeniz’e bırakılarak denizin adeta çöplük haline gelmesine yol açmıştır. Karadeniz’i kirleten en büyük kirlilik kaynağının başında Tuna Nehri bulunuyor. Ukrayna’nın Dinyeper Nehri, nehir boyunca kurulmuş olan sanayi tesislerinin atıklarını Dinyeper’e ve dolayısıyla Karadeniz’e döktüğü diğer bir kirletici. Bir diğeri ise Don Nehri’dir.
Denizde oksijen yüzde 10
Rusya’nın liman ve sanayi kentlerinden biri olan Novorossisk Karadeniz’e dökülen Don Nehri kıyısında kurulmuş olan bir kent. Kentte yaşayan çocukların yüzde 80’inin kusurlu doğduğu, genç erkeklerin yüzde 75’inin sağlıksız oldukları için askere alınmadıkları ve verem, astım, alerji gibi hastalıkların salgın halinde olduğu yapılan araştırmalarda ortaya konmuş. Bu durumun nedeni ise Don Nehri’ne bırakılan sanayi vb. atıklar ve bu kirlilik Karadeniz’e akmakta. Türkiye’den ise Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya gibi nehirlerin taşıdığı sanayi atıklarından kaynaklı ağır metaller Karadeniz’i adeta yok ederken, Karadeniz’in yüzde 90 suyunda oksijen artık yok.
EKOLOJİ SERVİSİ