Dağlık KarabağSavaşı’na götürülen Suriyeli milisler BBC’ye konuştu. Paramiliter unsurları ‘Tam sana göre çok güzel bir iş var’ deyip cepheye taşımışlar: Ayda 2 bin dolar teklif ediyorlardı! Bir servet gibi göründü
Artsakh (Dağlık Karabağ) Savaşı 44 gün sürdü, ve iki taraftan da binlerce asker öldürüldü. Onbinlerce sivil yerinden oldu. Savaş sırasında birçok ülkenin dikkat çektiği gelişmelerden biri Suriye, Libya gibi yerlerden paramiliter güç taşınması oldu. Suriyeliler devriye görevi için kaydolduklarını, aniden kendilerini cephede, çatışmaların ortasında bulduklarını söyledi. Türkiye, Azerbaycan, SMO ittifakının savaş cephesindeki durmunu BBC araştırdı. Ed Butler imzalı kapsamlı haberde konuşturulan dört Suriyeli, Azerbaycan’da devriye görevi için kaydolduktan sonra, aniden kendilerini cephede, çatışmaların ortasında bulduklarını anlattı.
Ağustos 2020’de Suriye’nin kuzeyindeki Beşar Esad karşıtlarının kontrolündeki bölgelerde, başka ülkelerde iyi iş imkanları olduğu söylentileri dolaşmaya başlamıştı. Hikayesini anlatan bir Suriyeli, “Bir arkadaşım ‘Tam sana göre çok güzel bir iş var, sadece Azerbaycan’daki kontrol noktalarında durulacak’ dedi” diyor. Kutaiba takma isimle yazılan bir diğer Suriyeli, “Görevimizin sınırda barış gücü olarak devriye hizmeti yapmak olduğunu söylediler. Ayda 2 bin dolar teklif ediyorlardı! Gözümüze bir servet gibi göründü” diye anlatıyor. Her ikisi de Türkiye tarafından desteklenen ve Suriye Milli Ordusu (SMO) şemsiyesi altında toplanan örgütler üzerinden başvurmuşlar. Günde ancak 1 dolar kazanabildikleri bir yerden ayda 2 bin dolar maaş vaadi onlara Tanrı’nın bir lütfu gibi görünmüş. Habere göre bu ölümcül “iş”e başvuran ve bir Türk askeri nakliye uçağıyla Türkiye üzerinden Azerbaycan’a götürülen Suriyelilerin sayısının bin 500 ile iki bin arasında olduğu tahmin ediliyor. Kutaiba “Hayatta kalabileceğimi düşünmüyordum. Yüzde 1’lik bir şans gibi görünüyordu. Her yanımız ölümdü” diyor.
‘Çılgınca kaçan başkaları…’
İsmail: “Ben ve yaklaşık 30 kişi cepheye gönderildik. 50 metre kadar yürümüştük ki yakınımıza bir roket isabet etti. Kendimi yere attım. Çatışma, yarım saat aralıksız sürdü. O dakikalar sanki yıllar sürdü. O an Azerbaycan’a gittiğime pişman oldum.” Bir diğer Suriyeli, Samir ekliyor: “Ne yapacağımızı ne tepki göstereceğimizi bilmiyorduk. Etrafımda ölen adamları, çılgınca kaçan başkalarını gördüm. Ne olup bittiğini anlamıyorlardı çünkü aslında sivil insanlardı.” “En zoru, arkadaşlarımdan birinin vurulduğu andı” diyen İsmail de şarapnel parçalarıyla yaralanarak hastanede tedavi görmüş. “Arkadaşım vurulduğunda 20 metre ötemdeydi. Bağırarak benden yardım istiyordu. Fakat bulunduğu nokta Ermeni makineli tüfek ateşinin alanındaydı. Ona yardım edemedim. Sonunda oracıkta öldü” diyor. Bir başka Suriyeli, “Öylece bulunduğum yerde oturup ağladığımı hatırlıyorum ve yaralı arkadaşlarım da ağlamaya başladı. Birinin başına şarapnel isabet etmişti. Orada öldü. Hatırladığımda hala oturup ağlıyorum” diyor.
Bakü neden kullandı, kaçı öldü?
Suriye’deki savaşı izleyen muhalefete yakın İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bu sayının 500’ü geçtiğini tahmin ediyor. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Ekim ayında Fransa’nın France 24 haber kanalına “Başından bu yana tek bir ülke bunu kanıtlayabilmiş değil. Ayrıca buna ihtiyacımız da yok. 100 bini aşkın savaşçımız var” dedi. ‘Azerbaycan niçin Suriyeli savaşçı kullansın’ sorusu Washington DC’deki CNA askeri araştırmalar düşünce kuruluşunun Rusya masası başkanı, askeri analist Michael Kofman’a yöneltiliyor. Kofman, “Azeriler başlangıçta, özellikle de Güneydoğu’da epey bir kayıp verdiler. Bu paralı askerler esasen öne sürülecek, harcanabilir hücum birlikleri olarak kullanıldı. Başta bu hücum harekatları başarılı olmazsa, bu durumda can kayıplarının Azeri askerleri değil paralı askerlerden olmasının daha iyi olacağının hesabını yaptılar” diyor.
‘Onurunuzu kaybedersiniz’
Haber şöyle devam ediyor: “Samir’e başka ülkelere gitmeleri için teklif alan başka Suriyelilere bir mesajı olup olmadığını sorduğumda ‘Onlara diyeceğim şudur: Her şeyinizi kaybedersiniz, onurunuzu bile. Hiçbir şey elde edemediğiniz gibi hayatınızı da kaybedebilirsiniz’ dedi. Suriye’deki ayaklanmaların başında, öğrenciyken Özgür Suriye Ordusu’na katılan Kutaiba ise, ‘Çocuklarımıza bakabilmek için her şeyi yaparız. Çocuğuna süt lazım olduğunu görüp alamamak kadar kötü bir şey yok.’
DIŞ HABERLER