‘Cezaevlerinde artık hiçbir insanın can güvenliği kalmadı. Tüm yasal ve hatta anayasal haklarımız göz ardı ediliyor ve kamu görevlileri tüm hukuku rafa kaldırmış bulunuyor’
Hüseyin Aykol
Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Abdülkadir Baybars’ın gazetemize gönderdiği 14 Aralık 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ben 2016 yılından bu yana ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla hücrede tutulan bir mahpusum. Yaşadığımız sorunları kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Cezaevlerinde artık hiçbir insanın can güvenliği kalmadı. Tüm yasal ve hatta anayasal haklarımız göz ardı ediliyor ve kamu görevlileri tüm hukuku rafa kaldırmış bulunuyor.
Bulunduğumuz Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde yeni tutuklanan Suriye uyruklu Kamuran Hasan’ın zorla ve iradesi dışında tarafsız ya da bağımsız odada kalması isteniyor. Aynı davadan yargılanmakta olduğu arkadaşlarıyla birlikte kalma yönünde verdiği tüm dilekçeler yırtılıp atılıyor. Dahası odasından çıkarıp, kendisine işkence yapılıyor. Dahası Kamuran Hasan, polis sorgusuna götürülmüş ve kendisine ajanlık teklif edilmiş. Kabul etmediği için işkence gören Kamuran Hasan, halen tarafsız bir odada tutuluyor. Kendisinin can güvenliğinden emin olamıyoruz.
Başta Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde tecrit ve izole edilmesi anlayışıyla tüm evrensel hak ve insan hakları ihlal edildiği gibi, yaşam hakkının gasp edilmeye çalışıldığı ve tüm insanlık dışı uygulamaların yoğun biçimde uygulandığı için aile, avukat, akraba görüşleri ve fiziki özgürlüğünün yaşam hakkının gasp edildiğini biliyoruz. Bu temel yaşam hakkının tanınması ve yasal, anayasal mevzuatların yerine getirilmesi için aile, avukat ve akrabalarının İmralı adasında Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ile görüş yapmaları için ve soykırıma varan tecrit politikasının son bulması için her hafta bir bölüm arkadaşımız açlık grevi yapmaktadır.
Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün tanınması ve kendisine yönelik tüm tecrit işkencesinin sonlandırılması; barış ve demokratik yolların açılması, diyalog sürecinin başlatılması; adil ve eşit yaşam için arkadaşlarımız açlık grevini sürdürmektedirler.”
Bager Sayak’tan mektup var
Sincan 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Bager Sayak, Adil Okay’a 31 Ocak 2024 tarihinde gönderdiği mektubunda şöyle diyor: “Size daha önce birkaç kez daha yazdım, el konuldu. Keyfi gerekçelerle son zamanlarda mektuplarımıza çokça el konuluyor. Haberleşme, ifade ve düşünce özgürlüğümüz gasp ediliyor, engelleniyor. Elbette tüm bu hukuksuzlukların hapishanelerde başlatmış olduğumuz açlık grevine dönük bir cevap olduğunun da tamamen farkındayız.
Ama barışçıl şekilde ısrarcı olduğumuzu, taleplerimizin kabulü konusunda geri durmayacağımızı da vurgulamak istiyoruz. Hapishanelerde uygulanan ağırlaştırılmış tecridi kırmak, paramparça etmek için de hiçbir direnişten, onurlu duruşumuzdan geri adım atmayacağımızı ve bu hukuksuzlukları yerle yeksan etmek için sonuna kadar direnişte de ısrarcı olacağımızın da bilinmesini istiyoruz.
Bu süre zarfında bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza ve halklarımıza teşekkür ediyor ve devrimci dayanışmayı daha da yükselteceklerine inanıyoruz. Gerçekten Türkiye’de bütün siyaset tecrit politikaları üzerinden oturtulmuş durumda! Tecrit derinleştikçe savaşın bilançosu da halklara en ağır şekilde yansıyor. Umarız daha aklı selim ve barışçıl politika yürütülür.”
Hasan Şahingöz gazetelerimizi alamıyor
Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kadim mahpuslardan Hasan Şahingöz, 4 Mart 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ben, bizler iyiyiz. Aslında dışarısı nasılsa, içerisi de öyle. Kitap sınırlaması kaldırılsın, Evrensel, Oksijen, Yeni Yaşam gibi gazeteleri artık almaya başlayalım; adımıza postayla gönderilen veya ziyaretçilerimiz getirdiği yayınlar (gazeteler, dergiler) tarafımıza verilsin; ‘bilgisayar çıktısı metinler, yayınlar vb. tutuklu ve hükümlülere verilmez’ diyen hüküm kaldırılsın; ağırlaştırılmış müebbetliklerin havalandırma, telefon ve ziyaret süreleri diğer hükümlülerle eşitlensin; tutuklu ve hükümlülerden elektrik parası alınması; sabun, deterjan gibi temizlik malzemeleri tutuklu ve hükümlülere ücretsiz verilsin; siyasi mahpuslarla, diğer mahpusların şartlı tahliye hakları eşitlensin vb. şeklinde gelişmeler bekliyoruz ama olmuyor.
Dahası kağıt makası, yapıştırıcı, dolma kalem, daktilo, delgeç gibi kırtasiye ve yazı malzemeleri de bizlere verilmemeye devam ediyor. Neyse ‘hayırlısı olsun’ diyelim de hayırlısı olsun. Pandemiden bugüne PTT iyi çalışmıyor. Normal mektuplarımız adreslerine ulaşmıyor. Neden, niçin bilmiyorum. Bir anlam da veremiyorum. Normal mektuplarım adreslerine ulaşmadığı için normal mektup göndermeyi bırakmış durumdayım. Posta ücretleri ise, biliyorsunuz, alıp başını gitmiş durumda. Dışarıyla, daha doğrusu genel anlamda, mektuplaşmak bizler için hiçbir zaman bu kadar zor ve sıkıntılı olmamıştı. Posta masrafları belimizi büküyor😊”
MEKTUBU GELENLER:
Metin Turan – Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi
A.Kadir Baybars – Kürkçüler F Tipi Cezaevi
Bager Sayak – Sincan 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Bülent Parmaksız – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Hasan Şahingöz – Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi