İzmir’in Çeşme ve Urla ilçelerinde halka ait arazilerin, Arap şirketi Albassam Group için ‘acele’ kamulaştırıldığı ortaya çıktı. Arazisine el konulan yurttaşlar, hafta sonu büyük bir etkinliğe hazırlanıyor
Resmî Gazete’de yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararında, “İzmir ili Çeşme ve Urla ilçelerinde yer alan halka ait arazilerin 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 8. maddesi uyarınca turizm yatırımlarına tahsisi amacıyla, tapuda hazine adına tescil edilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca karar verilmiştir’’ ibaresiyle geçtiğimiz gün yayınlanmıştı. Gazetemizde yer alan haberde bu kamulaştırmanın şirketlerin çıkarına yapıldığı belirtilmişti. Yayınlanan haberimizi doğrulayan bir gelişme ortaya çıktı. Acele Kamulaştırmanın, Suudi Arabistan merkezli Albassam Group için yapıldığı ortaya çıkarken, halkın el konulan arazilerine şirket tarafından ‘Yeni Çeşme’ adıyla proje çizdiği iddia edildi.
Arazi sahipleri tepkili
EgedeSonsöz’de yer alan habere göre, İzmir’in Urla ilçesi Zeytineli köyü ve Çeşme Alaçatı sınırları içinde yer alan 300 farklı büyüklükteki parselin Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım-İşletmeler Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılmasına karşı başta köylüler olmak üzere bölgede mülkleri bulunanlar tepki göstererek dava açacaklarını belirtirlerken hafta sonu büyük bir etkinliğe hazırlanıyorlar. Tapulara şerh konulan bölgede uygulanacağı iddia edilen taslak plana göre, Suudi Arabistan merkezli Albassam Group tarafından çizilen “Yeni Çeşme” isimli projede oteller, AVM’ler, yat limanları, marinalar ve çok sayıda konut yer aldı. “Çeşme’yi Türkiye’nin Mikonos’u, İbiza’sı veya Miami’si yapmak” iddiası ile hazırlanan projede toplam arazi alanının 4 milyon metrekare olduğu aktarılırken 1 milyon yeni turistin bölgeye geleceği iddia edildi.
2.5 milyar dolar yatırım
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir Valiliği’nin koordinasyonunda hayata geçirilecek “Çeşme Yeni Turizm Alanı Yatırım Projesi”nin, “Kamu-Özel Ortaklığı” modelinde olduğu ve “tamamı yabancı sermaye ile gerçekleştirilebilecek, kendine özgü yerel – uluslararası tasarım özelliklerini taşıyan bir proje olacağı söyleniyor. Çeşme Projesi’nin beş yılda tamamlanabilmesi için 2.5 milyar dolarlık bir yatırımın da planlandığı duyurulan taslakta, 2 adet lüks otel (3 bin odalı-6 bin kişi kapasiteli), 50 butik otel (50 adet2500 kişi kapasiteli), 2 marina (300 odalı -600 kişi kapasiteli), 4 eğlence yeri (1000 kişilik-4 bin kişi kapasiteli) bulunuyor. Toplam 100 mega yat ile birlikte 700 yat kapasiteli marinanın da proje içinde yer alacağı bölgeye, proje gerçekleştiğinde 20 bin ek nüfus getirileceği yazılı.
Arabistan’da fon kuruldu
Diğer yandan Suudi Arabistan merkezli turizm şirketi olan Albassam Group’un CEO’su Ziad Albassam kendi şirketleri ile birlikte Sumou Holding’in Türkiye’de gayrimenkul yatırımı yapmak için Suudi Arabistan’da 1 milyar dolar büyüklükte yeni bir fon kuracağını, fonun Emlak Konut GYO’nun da aralarında bulunduğu kamu şirketleriyle çalışmayı planladığını açıklamıştı. Üzerinde tarım üretimi yapılan veya yapılmayan ancak halka ait olan arazilere ‘acele kamulaştırma’ ile el konulma uygulaması uzun süredir uygulanmakta. Acele kamulaştırma; savaş vb. koşullarda uygulanabilen bir yöntem ancak, AKP iktidarı sermayenin ihtiyaçlarını ‘mahkeme kapılarında’ yıllarca süründürmemeyi gerekçe koyarak bu yöntemi iktidara gelişinin hemen ardından uygulamaya soktu.
Kamu kim?
Kamu sözcüğünün anlamı: Bir ülkedeki halkın bütünü, yani halk, amme ve halk hizmeti gören devlet organlarının tümü olarak açıklanmakta. Kamunun acele ihtiyaçları ise örneğin, Elazığ’da yaşanan deprem veya ülkeye yönelik ciddi bir tehdit, savaş, halk sağlığı vb. durumlarda ancak ortaya çıkabiliyor. AKP iktidarı “acele kamulaştırma” kararıyla kamuya ait olan bağı, bahçeyi, zeytinliği, baba yadigârı evi, arsayı bir anda üç kuruşa el koyabilir. Bu kamulaştırma işlemi hiçbir biçimde kamu yararı içermez. Özellikle AKP iktidarı ile birlikte bazı ayrıcalıklı şirketler kamu çıkarlarının üstünde ve devlet desteği ile her şeyi yağmalayabilme hakkını kendilerinde görmektedirler.
EKOLOJİ SERVİSİ