Şebap Döner, 3 yıldır Kilyos Mezarlığı’ndaki kaldırıma gömülü bulunan oğluna ait kemiklerin kendisine teslim edilmesini bekliyor
Bitlis’in Yukarıölek (Oleka Jor) Mahallesi’nde bulunan Garzan Mezarlığı, 3 yıl önce buraya defnedilmiş 282 cenazenin çıkarılmasından sonra yıkılmıştı. Uzun süre nereye götürüldükleri bilinmeyen cenazelerin Bitlis Valiliği tarafından 2 Ocak 2018’de yapılan açıklamayla İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürüldükleri anlaşıldı. Ailelerin, yapılacak DNA incelemesi sonrası kendilerine teslim edilmesini bekledikleri yakınlarına ait kemiklerin Kilyos Mezarlığı’nın kimsesizler için ayrılan bölümünde kaldırıma gömüldüğü ortaya çıktı.
Aradan geçen zaman içerisinde kimlikleri tespit edilen cenazelerden sadece 21’i ailelerine teslim edilirken, diğer 261 cenaze ise ailelerinin yaptığı tüm başvurulara rağmen hala o kaldırımda gömülü.
‘Yıllar sonra bulduk, alamıyoruz’
Çocuklarının cenazesini alamayan bu ailelerden biri de Döner Ailesi. Çocukları Aldülhamid, 1994 yılında Bitlis’teki köylerinin yakılmasından kısa bir süre önce PKK’ye katıldı. Yaşamını yitirdiği haberi aldıklarını oğlunun cenazesine yıllarca ulaşamadıklarını anlatan baba Şebap Döner, cenazelerini nasıl ulaştıklarını “2014-2015 yıllarında köye gittik. Gittiğimizde oğlumun mezarını gördük. Mezar taşında Abdulhamid Döner yazıyordu. Tatvan’a bağlı bir köyde 1995-1996 yılları arasında bir çatışmada yaşamını yitirmiş. Cenazesini daha sonra Garzan Mezarlığı’na defnetmişler, ardından da Kilyos’a gömdüler. Yıllar sonra bulduğumuz cenazemizi hala alabilmiş değiliz” sözleriyle dile getirdi.
Oğlunun cenazesinin alabilmek için Bitlis Cumhuriyet Savcılığı’na başvuran baba, DNA incelemesi için Bitlis Devlet Hastanesi’ne giderek kan örneği verdi. Bu işlemler sırasında görüştükleri savcının ‘DNA’ları eşleşen her cenazeyi teslim edeceğiz’ dediğini söyleyen baba, işlemlerin tamamlanmasını beklerken Garzan Mezarlığı’nın yıkıldığı haberini yaşadıkları İstanbul’dayken öğrenir.
‘Acı veriyor’
Baba Döner, “Cenazeler talan edildiğinde biz İstanbul’daydık. Önce Bitlis’te olduğunu söylediler daha sonra İstanbul’da güvenli bir yere götürdüklerini söylediler. Şimdiye kadar 21 cenaze verildi. Öyle bir yere, öyle bir şekilde gömülmüş ki cenazelerimiz hiçbir din, hiçbir insanlık bunu kabul etmez” dedi.
Aile olarak 2017 yılından bu yana yaşamlarını acı içinde sürdürdüklerini ifade eden baba Döner, bunu şu sözlerle dile getirdi: “Halen cenazemizden haberdar değiliz. Cenazelerin gömüldüğü yer, hakikaten insanlık dışıdır. Ne insanlık ne de İslamiyet bunu kabul etmez. O insanlar ailelerin gözünde evlatlarıdır, canlarıdır, ciğerleridir. Kürtlerin cenazelerine edilen bu zulüm, milliyetçilik ve ırkçılıktır. Çocuklarımızı temiz ve güvenli bir yerde gömmek istiyoruz. Öyle ki bu keder, bu dert, bu acı kalbimizden çıksın. Yaşamımızın her anında bu durum bize acı veriyor. Bu durum her an ölümlerini gözümüzün öne getiriyor.”
Kaynak: MA / Berfin Karaman