Dersim Soykırımı’nın ardından 90’lı yıllarda ikinci kez boşaltılan Kakber köyüne 12 yıldır elektrik ve su verilmiyor, yollar yapılmadığı için köye dönüş gerçekleşmiyor
1937-38 yıllarında gerçekleştirilen ve yüzleşilmeyen Dersim Soykırımı’nın üzerinden 86 yıl geçmesine rağmen etkileri devam ediyor. Soykırımın devamı olarak Dersim’i insansızlaştırmak için 1990’lı yıllarda yeniden göç ettirme uygulamaları devreye konuldu.
1994-1995 yılında boşaltılan köylerden biri olan Pulur (Ovacık) ilçesine bağlı Kakber köyü soykırımdan sonra 2’inci defa boşaltılmasının ardından ailelerin bir kısmı Pulur’un Kızık köyüne göç etti. 2 defa sürgün gören Kakber köyüne 2012 yılında köye giriş yasaklarının kalkmasına rağmen 12 yıldır elektrik, su verilmiyor, ulaşım yolu açılmıyor. Kızık’a göç ettirilen ve Kakber’e dönmek isteyen köylüler JINNEWS’e konuştu.
Soykırıma şahit olan ailesinin kendisine anlattıklarını paylaşan Güler Aslan, “Korkudan çocuklarını alıp suya atıyorlarmış. 3 yaşındaki kardeşim su için ağlıyormuş asker görür diye yanındaki kişiler onu boğmuş. Kayınbabamı, akrabaları ile götürmüşler Karaoğlan’da süngüyle, kurşunla sabaha kadar vurmuşlar” diyerek yaşanan soykırımı anlattı.
‘Toprağımıza hasret kalmış durumdayız’
Soykırımdan sonra ailesinin Balıkesir’e sürgün edildiğini 1944 yılında da kendisinin sürgünde dünyaya geldiğini söyleyen Güler, yasaklar kalkınca 9 yıl sonra Kakber’e geldiklerini, geldikten sonra zor koşullarda köyde ev yaptıklarını, ancak ikinci kez sürgün edildiklerini belirten Güler şöyle devam etti:
“38’de ‘askerlik yapmıyorlar, karşı geliyorlar’ diye soykırım yaptılar, ikincisinde de ‘anarşistler var’ dediler sürgün ettiler. Benim eşim 38’i yaşadığı için 2’nci sürgünde hepimizden daha çok ağlayarak evi topladı. Bizim ne suçumuz var? Kakber’de 2’nci yasak da kalktıktan sonra ev yaptık ama kışın gidemiyoruz. Çünkü ulaşım, su, elektrik yok. Köye ancak yazdan yaza gidiyoruz. Toprağımıza hasret kalmış durumdayız. Kakber’e geri dönmek istiyorum. Benim geçmişim hep orada. Bizi sürgün ettiler, soykırım yaptılar ama biz dilimizden vazgeçmedik, hiçbir şeyimizden vazgeçmiyoruz. Allah bir daha böyle bir şey için onlara fırsat vermesin. Kim kendi kültürünü yaşamak istemez.”
Köyüne dönmek istiyor
Ane Güneş de 38 soykırımının ardından sürgün edildikleri Kayseri’de dünyaya geldiğini, uzunca yıllar Kayseri’de yaşadıktan sonra Xozat’a (Hozat) geldiklerini ekleyerek, köy köy yaşadıktan sonra Kakber’e döndüklerini dile getirdi.
Ane, bu sefer ikinci sürgünü yaşadıklarını anlatırken, “Bize ‘Çıkın buradan, boşaltın burayı. Yakacağız. Devrimciler buraya geliyor, onlara yardım ediyorsunuz’ dediler. Köyü yakıp, boşalttıkları zaman evliydim, çocuklarım vardı. Köye asker geldi ve bizlere çıkın dedi. Hepimiz çıktık, eşyalarımızı alıp dışarı attılar. Askerler köyü bombaladı, yaktı. Kakber’i yaktıktan sonra biz buraya yerleştik. Zaten her yeri boşalttılar” sözlerine yer verdi.
Sürgünlere, katledilmelere ve soykırıma rağmen köylerinden vazgeçmeyen ve her fırsatta tekrardan Kakber’in yoluna düşenlerden biri olan Ane, tekrardan köyüne dönerek orada yaşam kurmak istediğinin altını çizerek, “Kakber’de ne elektrik, ne su var. Getireceklerini söylüyorlar ama getirmiyorlar. İnsan gidemez. Devlet Alevileri yok etmek istiyor” dedi.
HABER MERKEZİ