Haydar Ergül
3. Dünya Savaşı yaygınlaşıyor ve derinleşiyor. Rusya-Ukrayna krizi bunun son gelişmesi oluyor. Bundan sonra da savaş durulmayacak; değişik bölge ve ülkelerde devam edecektir. Zira 3. Dünya Savaşı önceki hiçbir savaşa benzemiyor; yeni bir dünya kuruluşunun geçiş savaşı olduğundan merkezi kapitalist sistemin tasfiyesi ve yeni bir dünyanın doğuşuyla sonuçlanabilecek bir savaştır.
Özünde tarihsel temel çelişme olan demokratik uygarlık ile devletçi uygarlığın son merhalesi oluyor 3. Savaş. Savaşın nihayete ermesi demokratik uygarlığın zaferiyle olanaklıdır. Çünkü sömürücü hegemon güçler varlıklarını sürdükleri müddetçe, kâr peşine koşacaklardır; bunun için de halkları savaş zihniyeti ve psikolojisiyle eğitecekler ve savaştıracaklardır.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali temel gündem oldu. Savaşa ilişkin değişik değerlendirmeler yapılıyor ve sualler soruluyor. Rusya savaşı nereye kadar sürdürecek, başta ABD olmak üzere NATO ne yapacak, kapsamında sorular soruluyor, değerlendirmeler yapılıyor. Adeta dünya bu sorular etrafında dönen fikirlerle dolup taşıyor. Tartışmaların içinde Ukrayna toplumları; gençleri, kadınları, insanları yok. Yine aynı şekilde Rusya toplumları da yok. Putin ne yapıyor, Biden nasıl cevap verecektir, bize nasıl yansır gibi sorulara cevaplar bulmak için milyarlarca insan kafa patlatıyor ve enerji harcıyor. Bunların cevapları bulunabilse ne olabilir ki, neyi çözebilir? Sömürü mü biter, zülüm mü sona erer? Hiçbir şey olmaz, bir savaş bitmeden başka savaşlar başlar. Zalimler oldukça bu döngü sürecektir, demek kehanet olmayacaktır.
Putin boşlukları yakaladığını düşünüyor, hegemonyasını yayma peşinde, Biden ise “gece Ukrayna halkına eşiyle birlikte dua ediyor”, olan da Ukrayna halkına oluyor; zalimlerin kıskacında bombalar altında yaşamaya çalışıyor, çocuklar, kadınlar, insanlar ölüyor ve binlercesi ülkeyi terk ediyor.
Öncelikle doğru düşünmek elzem olmuştur. Yerkürede savaşları nihayete ulaştıracak düşünce ve pratikler üzerinde durmak gereklidir. Bu düşünce tarzını egemenlerden beklemek, onlara kulak açmak; yön tayınını onlara bırakmak demektir ki, bu da savaşlardan başka sonuç yaratmaz.
Kahrolsun Amerikan emperyalizmi, kahrolsun Rus emperyalizmi veya başka emperyalist devletler demek de yeterli olmaz. Bunu aşacak düşünce, yaklaşım ve tutuma ihtiyaç vardır. Kahrolsun demekle sınırlı kalınırsa, duygusal rahatlamanın ötesinde bir sonuç vermez. İnsanlık daha çok savaşlarla karşı karşıya kalacaktır; insanlık değerleri her savaşta yok edilmeyi sürdürecektir.
Küresel ve bölgesel olarak hegemonya kurma içinde olan egemenlere DUR denmedikçe savaşlar durmaz ve derinleşerek devam edecektir. Hegemonlara DUR diyecek olanlar da demokratik uygarlık güçleri, yani dünya sömürülen ve ezilenleridir. İktidar ve devletlerin etkilerinin dışına çıkmak; cinsiyet, renkli, ezilen ve sömürülenlerin birleşik güçleridir. Görüntüde doğu-batı devletleri birbirleriyle kapışıyorlar. Bu çok yanıltıcı ve saptırmadır. Örneğin Rusya’nın Ukrayna’yı işgali Ukrayna devletine karşı değildir; Ukrayna halklarına karşı yürütülen, onları köleleştiren bir savaştır.
Putin kendisini hegemon kılmak istiyor. Halklar hapishanesi Çarlık Rusya’sını diriltmek istiyor. Benzeri durum Biden için geçerlidir. O da soğuk savaş yıllarındaki ABD Başkanı hayalleri kuruyor, dünyanın birinci derecede hegemonu olmak istiyor. Dünya kaynaklarını sömürücülere taşıma gayretindedir. Yine ikisinin çevresinde dizilen çeşitli boy ve ebatta daha küçük hegemonlar da vardır. Köpekler gibi salyalar akıtarak halkların kanını nasıl emeriz, bize ne pay düşer uğraşı içindedirler.
ABD ve NATO Ukrayna devleti ve yöneticilerine sizi Rusya’ya karşı savunacağız diyerek oyuna getirdiler. Rus işgali başlayınca da adeta üç maymunu oynuyorlar. Rusya’ya ambargo uygulayarak ekonomisini çökerteceğiz gibi gevezelikler yapıyorlar. Yakın geçmişte aynı oyunu Saddam Hüseyin’e oynadılar, sonrası Ortadoğu’da yaşanan savaşlar; milyonlar katledildi, on milyonlar sürgüne zorlandı ve büyük yıkımlar yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor.
Elbette Rus devlet emperyalizmi şiddetle kınanacak, ABD ve diğer emperyalistler de protesto edilecektir. Ama bunlar yetmez; ülkesel, bölgesel ve küresel düzlemde halkların birleşik kuvvetinin yaratılması, direniş ve her tür meşru mücadele verilerek savaşı tarihe gömecek adımların atılması kaçınılmaz olmaktadır. Bu temelde kahrolsun Rus devlet emperyalizminin Ukrayna işgali!