Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin de genç ve kadın işsizliği olduğunu belirten DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, kayyumların da bu konuda çok olumsuz etkisi olacağına dikkat çekti
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ile yaptığı 200 bin civarında işçiyi etkileyen 2019-2020 Toplu Sözleşme görüşmelerinde, 2020 için 4+4, 2021 için de 3+3 zam oranını imzaladı, anlaşmaya vardıklarını açıkladı.
Yoksulluğun önü açılıyor
Süreci değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yapılan her iki toplu sözleşme ile pazarlık süreçlerinde de siyasi iktidarın krizin bütün yükünü işçi, emekçi, kamu çalışanı ve emeklilere yüklemeye çalıştığını dile getirdi. Resmi enflasyonun yüzde 15 ve 20’lerde seyrettiği, gıda enflasyonunun yüzde 30’lara yaklaştığı bir süreçte yüzde 3-4’lük ücret artışının çok ciddi yoksullaşmanın önünü açacağını söyleyen Çerkezoğlu, zam oranlarının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Çerkezoğlu şöyle devam etti: “Hem işçi hem kamu sendikalarının yapması gereken iktidarın bütün bu dayatmalarına, toplu pazarlık hakkını bir orta oyununa çeviren politikalarına karşı işimize, ekmeğimize sahip çıkmak ve mücadeleyi omuzlarımızda yükseltmektir. Sendikaların bu politikalara, bu dayatmalara karşı insanca yaşanacak bir ücret ve emeğin hakkını koruyacak bir mücadeleyi birlikte yükseltmesi gerekiyor.”
Sözleşmenin sadece toplu sözleşme kapsamındaki 200 bin işçi ya da 5 milyon kamu çalışanı ve emeklisi değil, herkes açısından önemli sonuçlar doğurduğunu söyleyen Çerkesoğlu, “Türkiye’de emeği ile geçinen herkesin yaşam koşullarına etki edecek. Örneğin sadece kamuda değil özel sektörde yılsonunda iki tane büyük grup toplu sözleşmesi var metal ve lastik sektöründe. Oralardaki toplu pazarlık süreçleri açısından bir ölçüt oluşturuyor. O nedenle bütün sendikalara, konfederasyonlara çağrımız emeğimizin karşılığını alacağımız bir çalışma rejimine uymak için birlikte mücadele etmektir” sözlerini kullandı.
Hak yok güvence yok
Özellikle genç işsizliği ve kadın işsizliğinin Türkiye’nin geleceğini tehdit edecek boyutta olduğuna dikkat çeken Çerkezoğlu, yerel yönetimlerde üç büyükşehir belediyesine kayyum atanmasının da bu konuda olumsuz etkisinin olacağının altını çizdi. Çerkezoğlu, “2016’da kayyum süreçlerinde de görülmüştür ki zaten kadın işsizliğinin çok yüksek olduğu ülkemizde bu tür antidemokratik uygulamaların hepsi, bu politikalar bu uygulamalar bu siyasi iklim kadın işsizliğini de çok daha ciddi bir biçimde olumsuz bir noktaya getirecektir. Çünkü demokrasinin, eşitliğin, adaletin olmadığı bir yerde hiçbir hakkın güvencesi yoktur. Kadınların çalışma hakkının da güvencesi yoktur. Bütün bu antidemokratik uygulamalar hem kadın işsizliğini hem de genel olarak emeğin bütün haklarına çok ciddi saldırı anlamına gelmektedir” dedi.
Melike Aydın/İzmir- Jinnews