Avrupa’da bulunan Kürt kadınları, Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit ve Kürtlere yönelik savaş için yeni dönem çalışmaları yapacak. Bu kapsamda, Avrupa Konseyi ile görüşmeler yapılacak; 1 Eylül’de de Barış ve Adalet Konferansı düzenlenecek
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için dünyanın dört bir yanında başlatılan kampanyalar farklı eylem ve etkinliklerle devam ediyor. Kampanyanın Avrupa ayağında şu anda yürüyüş ve mitinglerin yanı sıra süren panel ve platformlarda Abdullah Öcalan’ın fikirleri tartışılıyor.
Kampanyaya yoğun katılım sergileyen ve öncülük eden kadınlar, yeni dönem eylem planlaması çıkardı. Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) Sözcüsü Ayten Kaplan, yeni dönem eylem planlamasını Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a değerlendirdi.
Kürt dostları tarafından 10 Ekim 2023’te 74 merkezde startı verilen “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasının kesintisiz bir şekilde devam ettiğini belirten Kaplan, “Bu kapsamda komiteler kurularak önderliğin paradigmasına ilişkin, okuma günleri, uyarı nöbetleri, paneller ve Avrupa’nın birçok kentinde yürüyüşler yapıldı. Bu üç aylık kampanyada 20 bin üzerinde imza toplatıldı ve CPT’ye yollandı. Buna yönelik açıklamalar devam ediyor” diye belirtti.
‘Amaç tecridi zamana yayarak, devam ettirmek’
Abdullah Öcalan üzerindeki tecride yönelik CPT’ye gönderdikleri mektuplara dair resmi bir açıklama yapılmadığını belirtten Kaplan, “CPT isterse bu raporları açıklayabilir. Avrupa Konseyi CPT’ye böyle bir misyon ve görev vermiş. CPT de kendi özgünlüğünde bunun açıklamasını yapabilir. Ama sıra Öcalan’a gelince siyasi merciyi göstererek kendisini işin içinden çıkarmaya çalışıyor. 41 aydır Öcalan’dan haber alınamıyor daha nasıl bir tehlike olmasını bekliyorlar. Amaç tecridi zamana yayarak, devam ettirmektir” şeklinde konuştu.
‘Tecrit söz konusu olduğunda Avrupa görünmeyen yüzü oynuyor’
İmralı tecrit sisteminin Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat’ta uluslararası komplo ile Türkiye’ye teslim edilmesiyle başladığını hatırlatan Kaplan, sadece Türkiye’nin değil, komployu gerçekleştiren ve yürürlüğe sokan bütün uluslararası güçlerin tecritten sorumlu olduğunu hatırlattı. Kaplan, şunları söyledi:
“Öcalan belki Türkiye’deki İmralı Adası’nda esir tutuluyor ama bu sistemi ayakta tutan, destekleyen, hukukun ayaklar altına alınması veya bunun bir siyasi karar mercilerine bağlayan güçler Avrupa’daki bu kurumlardır. Bu güçler radikal bir şekilde tecritte ısrar eden ve bunu mutlak tecride dönüştüren bir mantıkla hareket ediyor. Demokrat ve özgür birey hukukuyla kendini dünyaya tanıtan Avrupa’nın bu yasalları, Öcalan üzerindeki tecrit söz konusu olduğu zaman duyulmayan, görülmeyen yüzünü oynuyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu açıdan hem imza kampanyaları, hem de CPT başta olmak üzere BM Avrupa İnsan Hakları ve farklı hukuksal yollardan tecridi kırmayı amaçlıyoruz.”
Savaş ve tecrit AK’ye taşınacak
Önümüzdeki günlerde Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve Türkiye’nin Kürt halkına yönelik başlattığı savaş politikalarına karşı Avrupa Konseyi’nin üyeleriyle görüşmeler gerçekleştireceklerini dile getiren Kaplan, “Görüşmelerimizi Ağustos ayının sonu ve Eylül ayının başlangıcında gerçekleştireceğiz. Şu ana kadar genel anlamda bazı önemli ülkeleri seçmiştik, Fransa, Almanya gibi yerlerde yoğunlukla çalışmalarımız oldu. Ama Avrupa ülkelerinin kendi grupları var bunlarla özgün ve tek tek görüşmeleri ön görüyoruz. Görüşme taleplerimizi Avrupa Konseyi’nin gruplarına ilettik. Konseye bağlı, siyasetçiler ve milletvekilleriyle görüşmelerimiz olacak. Daha sonra Avrupa’da sivil toplum kuruluşları, hukuk kurumları ve siyasi mercilere açık mektuplar göndermeyi planlıyoruz. Tabi bütün bu girişimlerimiz kadın boyutunda olacak” diye belirtti.
Barış ve adalet plarformu
1 Eylül’de Avrupa’da Barış ve Adalet Platformu Konferansı’nın gerçekleşeceğini ifade eden Kaplan, “Kadınlar olarak konferansa katılacağız ve önemli taleplerimiz olacak. Konferansta özellikle tecrit ve savaşın kadınlar üzerindeki etkilerini ele alacağız. Filistin-İsrail savaşının yanı sıra Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik saldırıları var. Erkek eliyle başlatılan bu savaşların kadına yönelik katliama, tecavüze ve göçlere yol açtığını görüyoruz. Bu anlamda Öcalan’ın geliştirdiği paradigmanın ve kadının kendi özgür iradesini ortaya koyan, toplumsal yaşamın içinde irade olmasını paradigmasına yönelik bir saldırı olduğunu biliyoruz. Konferansta özellikle Öcalan’ın paradigması ekseninde kadının toplumdaki rolü ve misyonuna dikkat çekilecek, yeni yaşamın inşasının bunun üzerine kurulması yönünde talebimiz olacak. Özellikle Barış ve Adalet Platformu’nun içinde bu konuda kadının da öncülük etmesi noktasında taleplerimiz olacak” ifadelerini kullandı.
Kadın örgütleriyle bir araya gelinecek
Yeni süreçte Avrupa’nın yanı sıra Asya ve Ortadoğu ülkelerinde bulunan çok farklı kadın örgütleriyle bir araya geleceklerini ifade eden Kaplan, “Kadın örgütleriyle Öcalan’ın paradigması etrafında bir araya geliyoruz. Bu programımızın tarihi henüz netleşmedi, netleşince bildireceğiz. Bunları adım adım yürürlüğe koymaya çalışıyoruz. Buna dair farklı yerlerde konferanslar yapmayı planlıyoruz. Yapacağımız bu çalışmalarda özellikle Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve savaşa karşı nasıl bir barış örüleceğine dair tartışmalarımız olacak” dedi.
Haber: Esra Solin Dal\MA